Allah verir, AKP alır

Sizler bu satırları okurken, Okyanus ötesinde Amerikalılar sandık başında olacak. Beklentiler, seçimlerden Cumhuriyetçi Parti’nin kazançlı çıkacağı yolunda. Ancak Amerikalı seçmen bizdeki gibi saçma sapan gündemle değil, midesinin sesini dinleyip, geleceği konusunda hesap yaparak oy kullanacağı için sonuç hakkında bazı gözlemciler kadar kesin konuşmuyorum. Özetle top hâlâ ortada.
Erken yapılan, yani seçim gününden bir hafta önce verilen mazeret oylarında (absenti vote), Demokratlar söylendiği ve beklendiği gibi hezimete uğramış görünmedi. Zaten seçim sonuçları ne olursa olsun, ABD dış politikasına yansımasını beklemek saçmalık. Burada devlet var, aşiret yönetimi yok, devamlılık kuralı asırlardır yürürlükte. Acaba Hüseyin Obama iktidara geldiğinde Türkiye’de kurban kesenler ne kadar dikkatle bu seçimleri izler merak ettim.
Gelelim Türkiye’ye; Fener’de, Galatasaray’da kim oynasın kimi transfer edelim konuşulurken, ülke, gerçek önemli tüm gündemlerini bırakmış sahte konularla boğuşur görünüyor. Bu gürültüyü yöneten orkestra şefi ise nota bile bilmiyor. AKP lideri Erdoğan, ortaya bir konu atıyor, herkes onu konuşuyor. Dolayısıyla Türkiye’de gerçek gündem olan ekonomik sıkıntı, geçim derdi, pahalılık, memur ve işçi emeklileri, sağlık ilaç sorunu gibi gerçek gündemler hep sıra dışı.
Oysa bakın, Fransa’da, Yunanistan’da bir emeklilik yaşı tasarısı hükümetlere nasıl kara günler yaşattı. Bizde de değiştirildi, hatırlıyor musunuz nasıl ne zaman oylandı. Hatırlamazsınız. Geçtiğinden bile haberiniz olmadığına bahse girerim. İtalya’da, Almanya’da Amerika’da fiyatlar artınca yer yer yerinden oynar. Bırakın uygar ülkeleri, Fas’ta, Cezayir’de Yemen’de bile halk ekmek fiyatı artışına tepki gösterir. Peki, benzini dünyada en pahalı alan siz ne yaptınız, otobüs fiyatları ve köprü geçiş ücretinin artışı, etin 30 liraya çıkışı, domatesin ekmeğin fiyatlarının zıplamasına karşı? Karnım aç deyince türban, işim yok diyince Ergenekon, ilaç bulamıyorum, doktora gidemiyorum deyince de darbe sözleri gündemi kaplamıyor mu?
Oysa Türkiye, dünya refah sıralamasında çok gerilerde. Siz Türkiye’nin refahını, seyrettiğiniz dizilerdeki holding sahibi, bizim ayakkabımızı çıkararak girdiğimiz evlerde çizme ile gezen mankenler ve doğuda tarlasında petrol bulduğu için İstanbul’a gelip holding kuran aşiret reislerine göre hesaplıyor olmalısınız. Dönün, kendinize, evinizin içine, ananıza, babanıza, sokaktaki arkadaşlarınıza bakın. Ne o, manzara pek aynı, pek hoş değil galiba.
Biz tevekkülü severiz. Allah verir, AKP alır. Birileri kendilerini tövbe Allah’la eş tuttuğu gibi öyle de yönetiyor. Utanmadan, özgürlük, demokrasi ve basın özgürlüğü laflarını edebiliyorlar. İnanın sıkıyönetim altından daha ağır şartlarda yaşıyorsunuz. Hatırlarsanız bir başka usta kalem Oktay Ekşi, istifaya zorlandı. Bekir Coşkun’a yapıldığı gibi. Böylece Doğan grubunun da gizlice el değiştirdiği gerçeği artık gizlenemez durumda. Türk basını zaten basın özgürlüğünde dünyanın yüz karası. Dünya onları zaten basından saymıyor.
Gelelim son terör saldırılarına. Biliyorsunuz, son günlerde önce ABD başkenti Washington’da, sonra New York’ta terörle ilgili bazı tutuklamalar yapıldı. Hepsi canlı bomba olayı. Ben bu gelişme ışığında baktığımda, İstanbul’daki Taksim olayının sorumlusu başkasıymış gibi geliyor.
Biliyorsunuz, El Kaide, hem ABD hem de Avrupa ülkelerinde terör eylemlerine girişeceği uyarısı yapmıştı. Bu yüzden de birçok Avrupa ülkesi güvenlik uyarı düzeyini yükseltti. Geçen haftalarda herkes kafalarla uğraşırken bizleri izleyenler bunlardan haberdardı. Unutmamak lazım ki El Kaide isimli terör örgütü, ABD’nin kuklası ülkelerle de uğraşıyor. Ben bu yüzden saldırının El Kaide’nin eseri olduğunu sanıyorum. Önümüzdeki günlerde açıklanır.
Bu arada ABD’ye gelecek yolcularla ilgili uçak şirketlerinden ayrıntılı bilgi isteniyor. ABD kapısına kadar gelip de ülkeye girememe olasılığı var. Bu bilgilerin seyahatten iki gün önce teslim edilmesi gerekiyor. Bizden uyarması.

Yazarın Diğer Yazıları