Ali Koç'un Akşener ziyareti
Esasen 25 Aralık Cuma günü görsel ve yazılı basında önemli haber özelliği ile yer almasa bugün ben de kendi köşeme taşımayacaktım. Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç Bey'in İyi Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener'i ziyaretinden söz ediyorum. Gizli kalsaydı niçin yazmazdım? Çünkü etik olmazdı. Aracısı olduğum, kendimin de bizzat sayın başkan ve arkadaşları ile iştirak ettiği, "nezaket ve sportif" içerikli bir ziyareti ifşa etmek yakışık almazdı. Ama şimdi görsel ve yazılı basındaki haberlerden sonra bu ziyaretin nasıl geliştiği ve maksadının ne olduğunu izah etmek lüzumunu hissettim.
Bir kere peşinen söylemeliyim ki bu ziyaret İstanbul'daki üç büyük kulüp başkanı ve hatta müsait olursa Trabzonspor'un da iştiraki ile planlanıp gerçekleşecekti. Ancak devam eden lig, zaman-mekan ve bazı kişisel mazeretler ziyaretin Fenerbahçe Kulübü Başkanı, 5 yöneticisi ve benim katılımım ile gerçekleşmesine müsaade etti.
Peki mevzu? Dedik ya mevzu siyasi değil sportif... Ve ziyaretçiler bu işin iktidar-muhalefet ekseriyetle çözümünden yana. Ziyarette Türk Futbolu başta olmak üzere kulüplerimizin mali durumları, spor sistemi, kulüpler yasası ayrıntıları ile ele alındı. Tüm kulüplerin taraftarlarına müjdelemeliyim ki bu cenah sizlerden yana. Tarafların memnuniyetle ayrıldığı bu ziyarette bir partinin Spor Kurulu Başkanı olarak beni de ekstra memnun eden "uzun zamandır çekinilen" ve özlediğimiz "normal ilişkinin" artık zamanının geldiği gerçeğiydi. Bu zamanlı ziyaret nedeniyle ziyaretçi dostum Sayın Ali Koç ve yönetici arkadaşları ile ev sahibi Genel Başkan Sayın Meral Akşener hanımefendiye teşekkür ediyor, ziyaretin Türk Sporuna hayırlı olmasını ve diğer kulüplere de emsal teşkil etmesini diliyorum.
Adalet ve diploma
Son 8 yılını "İstanbul Gençlik ve Spor İl Müdürü" olarak tamamladığım devlet hizmetlerinin en son 4,5 yılını, makamımda Hamza Yerlikaya'nın rahmetli Spor Bakanı Fikret Ünlü'nün gözyaşları ile birbirlerine sarılmış fotoğrafını taşıyarak geçirmiştim. Çünkü o ay-yıldızlı al bayrağımızı dünya ve olimpiyat şampiyonlukları ile göndere çektirmiş ve bütün milletin gönlünde taht kurarak bunu hak etmişti. Benim gibi aziz millet de bir çok ev ve iş yerinde aynı davranışı sergileyip resimlerini astı. Fakat şimdi bu "diploma" ve emekli milletvekilliği dışında "muhtelif sıfatları ile aldığı ücret skandallarından" sonra, şampiyonun resimleri duvarlardan indirildi. Tartışmalara malzeme olup itibarı zedelendi. Yazık, çok yazık.
Peki bu Hamza'nın suçu muydu? Bence hayır. Hamza Yerlikaya'yı bu duruma düşürerek mahveden "kirli siyaset ve particiliğin ta kendisiydi!" Şimdi "adil olmak ve sürekli adalet dağıtmakla" övünen bu siyasetçilere sesleniyorum. Hamza Yerlikaya ve diğer danışman şürekanıza "üçer-dörder maaş" verirken 25. dönemde milletin iradesi ile Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne seçildiği halde, "seçimi tekrarlatarak hizmetlerinin sürmesine müsade etmediğiniz", çoğu MHP kökenli ve "ayıp olur" mülahazası ile "3 yıldır utandıklarından sesini çıkarmayan", hepsi hepsi 50-60 milletvekiline karşı niçin "ölü taklidi" yapıp emeklilik haklarını vermediniz? Sizin adaletiniz bu mu? Sevsinler sizin adaletinizi...