Alacak-verecek kavgaları ve ekonomik kriz
Son dönemde gündemi takip eden herkes en az bir defa ‘alacak-verecek kavgası’ haberine şahit olmuştur. İnsanlar çok küçük miktarlar için dostlarını, akrabalarını ya da ailelerini gözünü kırpmadan öldürebiliyorlar. Hiçbir kazanımı olmayan bu cinayet ya da yaralamalar bizi distopik bir geleceğe hazırlanmak durumunda bırakıyor.
Ekonomik kriz artık herkes tarafından kabullenilmiş ve bu gerçeklikle yaşamaya alışmış olduğumuz bir durum. Her ne kadar şanslı azınlık için bir şey ifade etmese de büyük çoğunluk bunun bedelini her gün başka bir şekilde ödüyor. Bunların en kötülerini ise haberlerde izliyor, okuyoruz. Bu haberleri artık uzak değil, her an başımıza gelebilecekmiş gibi yorumluyoruz. Çünkü bütün yoksul ülkeler gibi ekonomik kriz arttıkça suç oranları yükseliyor ve bizler distopik bir geleceğin şahitleri oluyoruz.
Bizler artık en başarılı insanlarını başka ülkelere teslim ederek bu suç deryasında yaşamak zorunda değiliz. Sürekli artan suçlular ordusu yaratılırken, bir yandan da suç işlemenin koşullarını yoğunlaştıran bu düzene karşı mücadele etmeliyiz. Bu ülkede yaşamak, bir aile kurmak ve çocuklarımızı her an bir suça kurban gideceğini düşünmeden bu ülkede büyütmek istiyoruz.