AKSP kulislerinin şifreleri!..

AKSP (Aksaray Partisi) kongresinin üzerinden biraz zaman geçti biliyorum. Aklınız fikriniz, 1 Kasım'da hangi partinin ne kadar oyla kaç mebus çıkaracağında.

Eyvallah!..

Aşağıdaki satırları, neden zamanında yazmadın derseniz. Bunun iki sebebi var. Birincisi; kesin teyit edilmesi gereken bilgiler. İkincisi ise; bendeniz gibi bazı meslektaşlarım, ikbal savaşlarına sahne olan AKSP kongresi hakkında detaylı bilgiler yazdı. Ancak, ulaştığım son bilgiler yeni unsurlar içeriyor. İsterseniz gelin, 12 Eylül AKSP kongre sürecinde yaşanan ikbal savaşlarına hep birlikte gün gün, saat saat tekrar göz atalım. Bu, teyit edilmiş kulis bilgileri, 2 Kasım'a pusuya yatan AKSP'lileri iyi anlamanız için de çok hayati değer taşıyor!..

9 Eylül Çarşamba: R. Erdoğan, AKSP kurucularını topladı. Burada, Demokles'in Kılıcı gibi Ahmet Hoca'nın kellesinin üstünde salladığı Binali Yıldırım'a övgüler düzerken mevcut "Genel Başkan"ı yerden yere vurdu.

9 Eylül Çarşamba gecesi: "Patrondan geldi" denilerek yeter sayısınca delegeye boş kağıt imzalatıldı. Sarayın imzalattığı boş kağıtların Binali Yıldırım'ın AKSP Genel Başkanlığı adaylığı için olduğunu öğrenen delegelerin bir kısmı bunu AKSP kurucusu Abdullah Gül ile paylaştı. Sarayın, Binali Yıldırım dayatmasından duydukları rahatsızlığı dile getirdiler. Gül ise gelişmeleri takip ettiğini ve gerektiği yerde müdahale edeceğinin sinyalini verdi.

10 Eylül Perşembe: AKSP "Genel Başkan"ı Davutoğlu, saraydan randevu alarak çoktan seçmeli olsun diye hazırladığı 120 kişilik MKYK listesiyle Erdoğan'ın huzuruna çıktı. R. Erdoğan, listenin olduğu dosyanın kapağını bile açmadan çizip attı ve kendi hazırlattığı yedekleriyle beraber 50 kişilik listeyi Davutoğlu'nun koltuğunun altına sıkıştırdı. Davutoğlu, görüşmede "o zaman ben istifa edeyim" diye karşılık verdi. Erdoğan ise "sen bu listeyle kongreye git. İstifa etme, onun yerine aday ol'' dedi. Bir de pek çok kez yaptığı gibi "sen kendini lider mi sanıyorsun" mealinde ezme yaptı. Bunun üzerine Davutoğlu, gerisin geriye döndüğü AKSP'de, danışmanlarıyla görüştü. Danışmanlar kendisine; "sakın istifa etmeyin, Türkiye krize girer seçimin altından kalkamayız" şeklinde telkinlerde bulundu.

10 Eylül Perşembe gecesi: Abdullah Gül, aracılar vasıtasıyla -el altından- yeni parti hususunda işaret verdi. Davutoğlu'nun çizilmesine razı olmadığı mesajını da iletti. Gül, "Binali Yıldırım aday olur, Davutoğlu istifa ederse aday olurum" sinyalleri gönderdi. Bunun üzerine saray, Binali Yıldırım kartını geri çekme kararı aldı. Ancak, Gül'e yakın olan Ali Babacan, Bülent Arınç, Beşir Atalay, Hüseyin Çelik, Salih Kapusuz gibi isimleri MKYK listesi dışında bıraktı saray... Aynı zamanda bu isimlerin vekillik yolunun kapalı olduğunun da işaretini verdi.

11 Eylül Cuma: Ahmet Hoca, gidip saraydan özür diledi. Dayatılan MKYK listesini olduğu gibi kabul etti... Binali Yıldırım ise, Gül'ün resti Davutoğlu'nun durumu kabullenmesinin ardından adaylıktan çekildiğini ilan etti, parti içinde...

Kongre, beklendiği gibi tek adam tek liste şeklinde sonuçlandı. Ancak, kongrede süren restleşmeler vekil listelerinin hazırlanmasında devam etti. Kongreye yeterince ağırlığını koyamadığını düşünen Abdullah Gül, listelerin tesliminden kısa bir süre önce NTV yayınına çıkarak saraya ince, kendine göre "diplomatik" göndermelerde bulundu. AKSP kulislerine el altından Ali Babacan, Beşir Atalay, Taner Yıldız gibi isimlerin vekil listelerine girememesi halinde üç dönemliklerle yeni bir hareket başlatacağı imajını yaydı Gül... Erdoğan ise hem tek parti iktidarının zora girmesi hem de Gül'ün etrafında oluşacak kümelenmenin önüne geçmek için bazı "Gülcü" isimleri listeye koydu. Her gün görüşülen liste, sonuçta tamamen Erdoğan'ın arzuladığı gibi oldu. Ahmet Hoca, sadece bir kaç isimle renklendirme yapabildi... Listenin hazırlanmasında Binali Yıldırım önemli rol oynadı. Erdoğan, onu görevlendirerek gönlünü aldı. Beşir Atalay cezalandırılarak Van'a gönderildi; AKSP MKYK'sında 7 Haziran seçim sonuçlarını değerlendirdiği bir sunum yapmaya kalkışması yüzünden. Efkan Ala da "siyaseti bilmiyor" diye mebus listesine alınmak istenmemiş, ancak son anda listeye konulmuş.

Bu arada Hakan Fidan'ın, liste nedeniyle saray ile arası bozulan Davutoğlu'nu "Ben de vekil yapılmadım ama göreve geri döndüm, kaldığım yerden devam ediyorum, kendi işime bakıyorum" diye teskin ettiği dile getiriliyor.

Gördünüz mü?.. Devleti yönetenler ne alemde!.. Neler peşinde, neler için kavga ediyorlar!.. Böyle ikbal tartışmalarının gölgesinde terörün beli nasıl kırılıyor bir de siz düşünün... 2 Kasım için AKSP'lilerin ilk hedefinin ne olduğunu da iyi görün;

Ya ikbal ya ikbal!..

Yazarın Diğer Yazıları