AKP'nin kazı kazancıları...
Bakmayın ve de inanmayın!..
Sahte anketlere, düzmece “rekor” oy oranlarına. Gerçek ve kamu oyundan gizlenen anketler Tayyip Erdoğan’ın önüne konuldukça dezenformasyon hilelerine, katakullinin her türlüsüne başvurmaktan hiç geri durmuyorlar. Hızla eriyen oylarını örtbas etmek ve de 30 Eylül AKP kongresinin beklentisini yükseltmek için “AKP’li dostlar” Tayyip Erdoğan’ın küfrettiği gazetecileri dolaşıyor, anlatıyor da anlatıyor..
Neler söylüyorlar neler...
Gönüllerinden geçen bakanları, genel merkez yöneticilerini ve hatta Erdoğan sonrası başbakan ve genel başkanı.. Tayyip Erdoğan’ın kimyasını çok iyi bilen bazı kurnazlar da üstünün çizilmesini istedikleri isimleri dostça(!) sıralayıveriyorlar. Adını da “yeni vizyon” koyuyorlar.
Başım kel mi?
Benim de “AKP’li dostlar” ım var!..Onlardan duyduklarımı sizlerden esirgeyecek halim de yok. Konuyla ilgili geçen günlerde yazdıklarımın devamı sayın.
“AKP’li dostlar”dan dinlediklerime göre;
Tayyip Erdoğan’ın Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’dan hoşnutsuzluğu en üst noktaya çıktı. Bu isme Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de eklendi. Hal böyle olunca Tayyip Erdoğan ekonomi yönetimin Babacan ve Şimşek’in dediklerini hiç dikkate almıyor. Ekonomi yönetiminde Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile birlikte hareket ediyor. Kritik kararları Yıldırım’a bırakıyor. Kongreden sonra Ali Babacan “kesin gidici”. Mehmet Şimşek, “İngiltere bağlantıları yüzünden” yerini koruyabilir. Kongre sonrası kabinede, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcılığına kaydırılacak ve ekonomide ipler tamamen onun elinde olacak. Ulaştırma Bakanlığına ise Kars milletvekili Ahmet Arslan getirilecek.
Gidici Bakanlar arasında Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın da adı geçiyor. Bayraktar’ın son çalışmalarından ve kadrosundaki bazı isimlerden dolayı kulağına gelenlerden Tayyip Erdoğan’ın canı çok sıkkın.
AKP’nin 30 Eylül kongresinde MKYK’nın üçte biri yenilenecek.
Üç dönem şartına takılan milletvekillerinden belediye başkanlığına talip olan 20’den fazla isim var. Tayyip Erdoğan bunların çoğuna henüz yeşil ışık yakmadı. Erdoğan, 3 dönem şartına takılanlardan en fazla 10’nuna izin verecek gibi gözüküyor çünkü teşkilatlardaki homurdanma şimdiden çok yükseldi.
Tayyip Erdoğan’ın canını sıkan bir konu daha var. O da; Ali Babacan’ın bugüne kadar yapmadığı sıklıkta gerçekleştirdiği yurt gezileri. Babacan, bazılarına da Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile birlikte gidip “el ele” teşkilatları gezip görüntü veriyor. Emine Hanımın canını çok sıkan Sağlık Bakanı, Tayyip Erdoğan’ı da çok kızdırıyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın bir daha aday gösterilmemesi kesin. Erdoğan’ın yakınları, “Kadir Topbaş’ı tekrar aday gösterirsek daha bugünden çalışmaya başlayan CHP’li Gürsel Tekin’in karşısında yüzde yüz kaybederiz” diyorlar. AKP’de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına sürpriz aday var; AB’den sorumlu, baş müzakereci bakan Egemen Bağış. AKP de her gittiği yerde Egemen Bağış İstanbul için sıkı kulis yapıyor.
Kongre ile yatıp kongre ile kalkan “AKP’li dostlar”a, “Bırakın bunları da teröristlerle kucaklaşan BDP’lilere esip gürlüyorsunuz, dokunulmazlık tehditleri savuruyorsunuz. Ne yapacaksınız. Dokunulmazlıklarını kaldırabilecek misiniz” diye sordum.Aldığım cevaba ise hiç şaşırmadım;
“Konu tartışılıyor. Şu durumda BDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması imkansız. Belki BDP kökenli bağımsızlardan birinin dokunulmazlığı kaldırılacak. Ona patron karar verecek. En yakın isim Bağımsız Van Milletvekili Aysel Tuğluk görünüyor.”
SORULAR
Uludere olayında ölenler için başta Başbakan Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Necdet Özel özür dilemişlerdi. “Kaza” mahiyetinde açıklamalar yapmışlardı. En azından şu anda tüm AKP kabinesi ve yetkilileri 25 vatan evladını şehit verdiğimiz Afyon patlaması ile ilgili “kaza” diyorlar.
Peki o zaman!..
Niye kimse çıkıp Afyon şehitlerinin geride bıraktıklarından özür dilemiyor?
Uludere olayında hayatını kaybedenlerden esirgenmeyen devlet özrü neden Afyon şehitlerinden esirgeniyor?
Uludere’de ölenlerin ailelerine 123’er bin lira tazminat verildi. Afyonda şehit olanların aileleri için neden bir laf bile telaffuz edilmiyor?
Yoksa, Afyon’da verdiğimiz 25 şehit “resmi şehit statüsü”ne alınmayıp. “Eğitim zayiatı” olarak mı resmi kayıtlara geçirilecek?