AKP'nin gizli krallığı!
Bugüne kadar yandaş kadrolaşma ve iktidar borazanlığı iddialarıyla gündeme gelmişti. Gazeteci Rıza Zelyut’un yazdıklarına bakılırsa İbrahim Şahin’in TRT’de çok daha önemli bir görevi var: İktidarı yönetmek!
MİNİ YORUM
Kızım sana söylüyorum...
Dün Hürriyet’teki köşelerden birinin başlığı: Eyvah, her beş kişiden biri işsiz!
“Gizlenmeye çalışıyor, ama nafile” diyor yazar. Ya kendi gazetesini okumuyor, ya “kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla” diyor. Türkiye’de millet feryat figan ederken, Yunanistan’daki ekonomik krizi manşet yapan kendi gazetesinden başkası değil çünkü...
Kurmay Albay Dursun Çiçek’i, dolayısıyla TSK’yı, Reşadiye’deki PKK saldırısının sorumlusu gibi algılattıran haberinden sonra bir kere daha bütün gözler TRT’ye çevrildi.
Dün bütün köşe yazarlarının hedefinde aynı isim vardı: İbrahim Şahin!
TRT’yi iktidar borazanı yapmak, devlet kurumunu militanlaştırmakla suçlanan Şahin’le ilgili en çarpıcı iddia Güneş Gazetesi’nde Rıza Zelyut’un köşesinde yayımlandı.
Berat Özipek’i kullandı
TRT’nin AKP içinde dahi taraf olacak kadar siyasetin içinde olduğunu belirten Zelyut’un, Şahin’i iktidar partisindeki “yurtsever kanat”ı tasfiyeden sorumlu tutan satırları şöyle:
“TRT’nin İbrahim Şahin’e teslim edilmesi sonucunda bu kurum öyle bir militanlaştırıldı ki artık TRT; AKP içindeki çatışmada bile taraf haline geldi.
AKP içinde yurtsever bir kanat var. Bunlar 2003 Mart tezkeresinde de tavır takınmışlardı. Açılım nedeniyle Kürtçü/Kürdistancı çizginin ülkemizi parçalayacak eylemlere kalkışması; AKP’deki bu kanadı rahatsız etti.
Bunlar; kamuoyuna olmasa bile parti içindeki birilerine rahatsızlıklarını aktardılar.
İşte TRT; daha doğrusu Genel Müdür Şahin, bu zıtlaşmada, yurtsever AKP’lilere karşı savaş açtı. Bu kanadı ”ittihatçı“ göstererek parti tepe yönetimini etkilemeye çabaladı. Bu iş için de Berat Özipek denilen kişiyi kullandı. Akademisyen havasında konuşturulan Berat Özipek; AKP’deki yurtseverlerin partiden atılması için çığlıklar attı.
Yandaş gazete Star’da köşe verilen bu adam; Başbakan Erdoğan’a çağrıda bulunmuş, ”Özal olsa Genelkurmay Başkanını görevden alırdı!“ demiştir.”
Ulus kültürü boğuluyor
Yazısında TRT’nin “Kürtçülerle dirsek teması halinde”yken, “Aleviler’i yok saymaya devam etmesi” ne de dikkat çeken Zelyut, Türk Sanat Müziği ve Halk Müziğinin kısıtlanması ve benzeri adımlarla, kurumun “ulusal kültürü kozmopolit kültüre boğdurmaya” çalıştığını ileri sürüyor.
Ve haliyle soruyor: “Bu TRT, Türkiye Cumhuriyeti’nin TRT’si mi?”
Borazanlıkta birinci seçildi
Tokat Reşadiye’de PKK tarafından işlenen cinayetleri, bir iç politika malzemesi olarak kullanmak isteyen AKP ileri gelenleri uzun süre bu saldırıyı Ergenekonvari bir oluşumun üzerine yıkmaya çalıştılar.
Yandaş medyada saldırının PKK tarafından üstlenmesinden sonra neler yapıldığını bu köşede yazmıştım, hatırlayacaksınız.
TRT 1 haberlerinde “İrtica ile mücadele eylem planı” nı hazırladığı iddiasıyla yargılanan Albay Dursun Çiçek’in Reşadiyeli olduğuna dikkat çekilmişti.
“Ne alaka” demeyin. Amaç belliydi. “Darbeci” Çiçek Reşadiyeli olduğuna göre, Reşadiye’deki saldırının da ordu içindeki bir oluşumdan kaynaklanmış olabileceği ima edilmek isteniyordu.
TRT Genel Müdürü’nün konuyla ilgili açıklamasını dün gazetelerde okudum.
“Her kurumda maksadı aşan haberler olabilir” diyordu.
1- Aslında haber “maksadı aşmıyordu” , tam tersine bir maksada ulaşmak için yapılmıştı.
2- TRT ve Anadolu Ajansı gibi “yarı resmi” kurumlar haberlerini verirken kılı kırk yarmak, tarafsızlıktan şaşmamak ve gerçeği olduğu gibi yansıtmak zorundadırlar. Oysa bu iki kurum da hızla hükümet borazanı haline geldi ve birinciliği de TRT’ye veriyorum!
TRT Genel Müdürü hiç kimsenin inanmayacağı açıklamalar peşinde koşacağına, TRT yasasını tekrar okuyup, görevinin gereklerini yerine getirmeye çalışsa, kendisi için de kurumu için de en doğru işi yapmış olur.
l Mehmet Y. Yılmaz / Hürriyet
Yaftalamacı TRT militan yayıncılık
TRT genellikle iktidarın borazanı gibi çalışır.. Muhalefetin sesi bir dakika verilirse iktidar on dakika verilirdi..
Kavga gürültü çıkardı ama hep böyleydi..
Bu seferki başka.. TRT, devlet içindeki mücadelenin bayrağı haline geldi..
Militanı..
Mesela Reşadiye’de 7 erin şehit edilmesi haberini verirken ‘Ergenekon sanığı Albay Dursun Çiçek’in de Reşadiyeli olması dikkat çekici ayrı bir husus’ diye araya bir bölüm koymuşlar..
Ne alakası var.. Yok ama yerse!.. Militan yayıncılık budur.. PKK’yı aklayıp, suçu ordu içindeki cunta yapıyor diyecekler ya..
Kanıt yok diyemiyorlar.. Bu şekilde kılçık atıyorlar.. Bu durum TRT Genel Müdürü Şahin’e sorulmuş..
Savunmuş biliyor musunuz?
Vahim.. Çok vahim..
Demiş ki; “Bu tür haberlerle ilgili tepkilerin abartılmasını gereksiz buluyorum. Her kurumda bir iki tane maksadını aşan haber-yorum olabilir.”
Demek ki her akşam.. Maksadını aşan iki haber yayımlıyorlar.. Kurmaca.. Yaftalamaca.. TRT’nin haline bakın! l Mehmet Tezkan / Milliyet
GÜNÜN SÖZÜ
TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, Albay Dursun Çiçek’in 7 askerimizin şehit edildiği Reşadiye doğumlu olması arasında bağlantı kuran haberle ilgili, “Maksadımızı aştık” demiş.Maksat ne ki? Siz çizmeyi aştınız, çizmeyi... l Fahrettin Fidan
Haber sorgulamayan “yılın gazetecisi”
TRT’nin Medya Müfettişi adlı programında ağırlanan Mehmet Baransu ile programın sunucusu Serra Karaçam arasındaki diyaloglar postmedya.com’da yayımlandı.
Baransu’nun tanıtılması, hakkında yazılanlara karşı savunması vs. faslından sonra Karaçam “Yaptığınız hablerlerde aradınız mı Genelkurmayı? Karşı tarafı dinlediniz mi?” diye sormuş.
Baransu’nun cevabı: “Ben haber kaynağımı aradım.” Karaçam ısrar ediyor: “Onu sormuyorum, kaynağınızı sormuyorum. Kaynaktan haber gelince Genelkurmayı aradınız mı? Örneğin İrtica ile Mücadele Eylem Plamında aradınız sordunuz mu?”
Baransu’nun “Nasıl gazeteci olunmaz” dersinde okutulası cevabı aynen şöyle: “Aramadım yalanlayacaklarını biliyordum. ”
Karaçam: Yani daha önce muhatap bulamadığınız için, eylem planı haberini aramadan yayınladınız?
Baransu: Evet. Haber kaynaklarıma güveniyordum...
Bu da Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ne kapak olsun. Haberi, kendisine servis edenlerin ağzından, doğrulatma gereği duymadan yapan süzme muhabiri yılın gazetecisi seçtikleri için...
Amerikan tuzağını yeniden keşfetmek
Kuzey Irak ve Kürtlere dönük çalışmaları ile tanınan Prof. Dr. Ümit Özdağ kısa süre önce bir kitap daha yayınlıyor.
“Cumhuriyet En Uzun 10 Yılından Geçerken Türk Sorunu”.
Özdağ kitabında müthiş bir bilgi aktarıyor. Peter Andrews adında bir Amerikalının, araştırmasına göre, Türkiye’de 47 etnik grup var. Araştırmaya baktığınızda, gözleriniz yuvalarından fırlar. Kimler yok ki?
Polonezköy’de yaşayan Lehler, Siirt’teki Araplar, Gürcüler, İnguşlar, Sudanlılar, Dağıstanlı göçmenler, Kuban Kazakları, Nogay Tatarları, Balkarlar, Kumuklar, Estonlar, Hemşinliler, Arnavutlar, Ossetler, Molokanlar.
Özdağ haklı olarak, sosyolojik temeli olmayan uydurma, diye nitelediği bu araştırmadan yola çıkarak, bazı politikacıların dillerine doladıkları, Türkiye mozaiktir, demelerine takılıyor. Kürt Sorununun alevlendiği bir ortamda, bu Amerikalı ne demek istiyor? l Yalçın Doğan / Hürriyet
Peter Andrews’un “Türkiye’de Etnik Gruplar”ı, Özgür Batı Almanya Üniversitesi 1989’da yayımladı. İlk Türkçe baskısı 1992’de yapıldı. “Ne yapalım ben dün duydum” demek, medyadaki “demokrasi havarileri” nin asıl maksatlarının, toplumdan nasıl gizlendiğini örtmeye yeter mi?
Rejimin sigortasını attıracaklar
Kürtçülük açılımı yetmedi, şimdi de aynı televizyon dizisine(!) “Alevi açılımı” eklediler.
Aleviler bu ülkede Atatürkçülüğün, laikliğin, Cumhuriyet rejiminin en büyük sigortası olan aydınlık kesimdir. Tayyip’in partisine oy veren Alevi sayısı çok azdır.
Şimdi bunu önlemek ve Alevileri bölüp parçalamak için yeni bir oyuna giriştiler. Alevi Çalıştayı topluyorlar.
Amaç onları da bölmek ve AKP’ye Reha Çamuroğlu, Ali Balkız gibi yeni yandaşlar sağlayıp onları kullanarak propaganda yaptırmak.
Alevileri geçmişte hiç düşünmüşler miydi?
Bırakın düşünmeyi bir yana, onları ısrarla “Müslümanlık dışı” olarak görürlerdi.
Evlerinde, işyerlerinde ve hatta cemevlerinde bile Hazreti Ali ile birlikte Mustafa Kemal Atatürk’ün resimleri asılı olan Alevi yurttaşlarımız acaba AKP’nin kurmaya çalıştığı bu tuzağa düşerler mi?
Bence hayır.
Bir düşünsünler bakalım, yedi yılı aşkın bir süredir iktidarda olan AKP onların hangi isteğini, arzusunu yerine getirdi?
Bırakın herşeyi bir yana, Alevileri “insan yerine” koydu mu?
Bugün koyar gibi görünüyor çünkü AKP sıkıştı. Tarzan zor durumda!
l Emin Çölaşan / Sözcü
Turkuaz operasyonu
Kırmızı Türkiye’nin “ulusal” rengi sayılır; bayrağımız kırmızı-beyazdır. Bayrağın rengini şimdilik değiştirmeleri söz konusu değil ama örneğin ulusal futbol takımının “kırmızı-beyaz” formasını değiştirdiler; turkuvaz forma yaptılar. Futbol hakemlerinin formasını turkuvaza çevirdiler. Okul tabelalarındaki kırmızı zemini kaldırdılar, yeni tabelaların zeminini turkuaz gibi bir renk yaptılar. Kamusal alanlarda çaktırmadan “kırmızı” silinirken son bomba Çankaya Köşkü’nde patladı. Meğer Cumhurbaşkanlığı forsunu da değiştirme cüretini göstermişler. Forsun kırmızı zeminini, kör kör gözün parmağımın gözüne hesabı turkuvaz yapamadıkları için beyaza dönüştürmüşler.l Deniz Som / Cumhuriyet