AKP’nin askerci ve devletçi yanı!
CHP, “Demokratik Açılım” , İmralı’daki katliamcı başına “ev hapsi”, “iki dilli eğitim” konusunda AKP ile rekabette önemli mesafeler kat etmiş durumdadır. Ayrıca CHP’nin detaylarını geçen günlerde açıkladığı ve yoksullara nakit yardımı öngören “Aile Sigortası” (AS-KUR) uygulaması, 2000’li yılların yıldız ülkesi Brezilya’lı sosyalist lider Lula’nın projesine benzese de önemliydi.
AKP’yi köşeye sıkıştıran daha doğrusu halk tabiriyle “dananın kuyruğunu kopartan” ise bedelli askerlik konusu olmuştur. AKP’li yetkililerin sık sık gündeme taşıdığı ancak bir türlü karar veremediği “bedelli askerlik” konusunda CHP’nin TBMM’ye getirdiği tasarı iktidarı sıkıntıya sokmuş görünmektedir. CHP bu tasarıyla bir yandan AKP’yi sıkıştırmayı planlarken, diğer yandan da askerle özdeşleşen imajını yıkmaya çalışmaktadır.
AKP medyası görmezlikten geliyor!
CHP’nin bedelli askerlikle ilgili tasarıyı dile getirir getirmez AKP medyası, bu tasarıya karşı TV ile gazetelerinde karşı argümanlar dile getirmeye başladılar. AKP medyası ise elbirliği etmişçesine toplumsal talep niteliğindeki “bedelli askerlik” le ilgili gelişmeleri görmezlikten gelmeyi yeğlemiştir. Hem de bunu daha önce Tayyip Erdoğan’ın askerlik sisteminin yeniden düzenlenmesi ve gençlerin yaşadığı mağduriyetin giderilmesine yönelik vaatlerde bulunduğunu bile bile yapmaktadırlar.
“Parası olan var, olmayan var.../...vatandaşımın belli bir kesimini mağdur etmeyeceğini bilseydik, biz bunu bugüne kadar çoktan hallederdik.../...Konuyu, seçim sonrası referanduma götürebiliriz” diyen Erdoğan, CHP’nin teklifini reddetti. Halbuki CHP’nin teklifine göre, yıllık geliri 12 bin TL’den az olanlar veya hiç geliri olmayanlar için herhangi bir bedel öngörmüyor. Kapsam olarak “1 Ocak 1983’ten önce doğanlar” ı içeriyor, ödemelerin taksitle de yapılabileceğini öngörüyor.
TBMM Başkanı, Mehmet Ali Şahin bile geniş kesimlerin toplumsal bir ihtiyaç ve beklentisi niteliğinde olan tasarıya şu sözleriyle karşı çıkmıştır: “Asker ocağı ve askerlik çocuk oyuncağı değildir. Çok ciddi bir iştir. TSK ve Genel Kurmay Başkanlığı ile de ihtiyaç durumu değerlendirilerek ve Milli Savunma Bakanlığı ile de görüşülerek bunun hazırlanmasında büyük yarar görüyorum”.
AKP ve işbirlikçi medyasının “bedelli askerlik” konusundaki tavrı ancak çifte standart, siyasi bencillik ve iki yüzlülük kavramlarıyla tanımlanabilir. CHP’nin hanesine yazılacağından korkulduğu için “bedelli” konusundaki tasarıya iktidarca şiddetle muhalefet edilmektedir. AKP iktidarı, “bedelli askerlik” konusunda suçüstü yakalanmış bir siyasi parti tavrı gösteriyor. Kılıçdaroğlu, AKP’nin tavrının, “CHP bunu teklif ettiğine göre yanlıştır” mantığına dayandığını söylüyor ki doğrudur.
AKP’nin devletçi ve askerci refleksleri
Sivil ve toplumsal bir ihtiyaç haline gelmiş olan “bedelli askerlik” konusu bir anda AKP’yi devletçi ve askerci reflekslerle davranan bir siyasi parti konumuna itmiştir. Nitekim Başbakan Erdoğan’ın Moskova ziyareti sırasında gazetecileri söylediği şu sözler dikkat çekmeyecek türden değildir: “Askerle bizim kadar yakın çalışan kimse olmadı. Çok yakın görüşüyoruz, hem ben hem de arkadaşlarım” . Halbuki, Erdoğan’ın çok yakın çalıştığını söylediği TSK’nın, generallerinin yüzde onu, onun zamanında “darbe” suçlamasıyla tutukludur.
CHP, “asker odaklı” suçlamalardan kurtulmak için elinden geleni yaparken, AKP, “askere yakın” olmakla övünür hale gelmiştir. Çok açıktır ki CHP, askerle mesafeyi açtıkça AKP askere yanaşıyor. Bu durum, AKP’nin, demokratlığının, Kürtçülüğünün, AB’ciliğinin, dinciliğinin olduğu gibi milliyetçiliğinin ya da askerciliğinin de konjonktürel olduğunu göstermektedir.