AKP Usulü Demokrasi ve Özgürlük!
Kamer Genç vakasından alınacak dersler vardır. Kamer Genç’in üslubuna ve yaptığı eleştirilere katılmayabilirsiniz. Konuşmalarını yanlış ve haksız da bulabilirsiniz! Ancak ona yaptığı konuşmadan dolayı hücum edemezsiniz!
Kaldı ki Kamer Genç haklı ya da haksız, uygun üslup ya da uygun olmayan üslupla nasıl bir konuşma yaparsa yapsın, iktidar zaten her konuda bildiğini okumaktadır. Hem her istediğinizi çoğunluğunuza dayanarak yapacaksınız, hem de bunu şöyle ya da böyle eleştirenlerin konuşmalarına dahi izin vermeyeceksiniz! Demokrasi bu mudur? Bir konuşmadan bu denli hiddet ve öfke çıkarmak ifade özgürlüğünü savunduklarını söyleyenlere yakışır mı?
İşin garip bir yanı daha vardır. AKP’lilerin bütün meşruiyetlerini anadan doğma kendilerini mağdur ilan etmeye ve zulme uğramış olmaya dayandırdıkları bilinmektedir. Böyle bir mağduriyet ve mazlumiyet ideolojisi mensubu siyasi partinin onlarca mensubu nasıl oluyor da bir kişinin üzerine sözlerinden dolayı çullanabiliyorlar?
Daha da düşündürücü olanı Kamer Genç’in, “AKP’liler, Başbakan’dan emir almadan kıllarını kıpırdatmazlar” türünden sözleridir. Gerçekten de saldırının ardından Başbakan’ın yaptığı konuşma Kamer Genç’e hak verdirecek niteliktedir. Başbakan Erdoğan “AKP milletvekillerinin yaptığı şiddet uygulaması yoktur. Şiddet uygulamasını Kamer Genç yapmaktadır”. Şu hale bakar mısınız? Bir Kamer Genç, üç yüz kırk kişilik AKP grubuna şiddet uygulamışmış. Desenize Ordudan, CHP’den ve Kemalist rejimden(!) sonra AKP’liler bir şiddet de Kamer Genç’ten görmüştür!
Milletin gözünün içine baka baka açık/seçik nasıl gerçekleştiği belgelenmiş olan bir olay bile rahatlıkla saptırılabilmektedir. Bu durum korumasız bir milletvekilinin üzerine kutsal çatı altında onlu/yirmili gruplar halinde hücuma geçenlerin demokrasi ve ifade özgürlüğünden ne anladığını göstermesi bakımından ilginçtir. Ayrıca Başbakanın olanları kınaması ve üzüntü duyduğunu beyan etmesi gerekirken “şiddet uygulamasını Kamer Genç yapmaktadır” demesi de tuhaftır. CHP lideri Deniz Baykal haklı olarak bu durumu “şiddet uygulayanların inkârı, saldırının mazur görülmesi ve şiddetin meşrulaştırılması” olarak nitelendirmiştir.
AKP’lilerin, kendilerinden farklı konuşanlar için ne denli önyargı, tahammülsüzlük ve nefretle dolu oldukları sözlerine yansımıştır. Bu halkın seçtiği bir milletvekiline herkes demokrasi anlayışının gereği olarak seçileni, seçenden dolayı hoş görmesi ve sözlerine tahammül etmesi gerekir. Hâlbuki ona ’dokunursam elim kirlenir’ “Kamer Genç dediğiniz zat, şahıs, yaratık vb.” türden aşağılayıcı ifadeleri AKP yetkilileri kullanmaktadır.
Bu zihniyetteki bir partinin demokrasi ve ifade özgürlüğü şampiyonluğu yapmış olması bir ironidir. Demokrasi; yalnızca özgür ve adil seçimleri değil hukukun üstünlüğünü, kuvvetlerin ayrılığını, konuşma, toplantı, din ve mülkiyet gibi temel özgürlüklerin korunmasını da kapsar. Demokrasiler yalnız yandaşların ifade özgürlüğünü değil karşıt olanların da her türlü eleştiri yapma hakkını öngörür. Çoğunluğun tahakkümünü değil adil yönetimini meşru kabul eder.
Elbette Kamer Genç “sütten çıkmış ak kaşık” değildir. Üslubu, konuşma biçimi ve olayları kişiselleştirmesi kabul edilemez görülebilir. Ancak bu durum onun sözlerinden dolayı linç edilmesini haklı kılmaz. Böyle bir linç girişimini de hiçbir demokrat, tevil yoluyla da olsa destekleyemez.
Kamer Genç olayı, AKP’nin demokrasi anlayışının test etmiş olması bakımından oldukça önemlidir. İktidar partisi bu testten başarıyla çıkamamıştır. Bu durum, şeklen demokrat görünmenin demokratik tahammül ve davranış için yeterli olmadığını göstermiştir. Çünkü özgürlük anlayışı ve kültürü demokrasiyi doğurur. Demokrasi özgürlüğü doğurmaz. Biçimsel demokrasi yalnız başına insanları özgürleştirmeye yetmez, bunun için öncelikle bireylerde yerleşmiş bir bağımsızlık anlayışı ve özgürlük kültürü olması gerekir. Türkiye’de ve partilerde eksik olan da budur!