AKP teyakkuzda, ya CHP?..
Partisinin 6 Temmuz’daki il başkanları toplantısında konuşan AKP lideri Erdoğan, yerel seçimlere dikkat çekerken, CHP'li belediye başkanlarının görevlerinden çok, parti içi meselelere odaklandığını söylemişti...
Erdoğan bu sözleri "parti içi 200 toplantı yaptık" diyen Ekrem İmamoğlu'na atıfta bulunarak söylemişti ama, aşağıdaki sözleri iktidar partisinin belediyeleri geri almak için alarma geçtiğini de göstermişti...
"CHP zihniyetinden kurtarılmayı bekleyen illerimiz gün sayıyor" diyen Erdoğan şöyle konuşmuştu;
"Vatandaş hizmet beklerken bunlar tüm mesailerini, enerjilerini parti içi çekişmelerde harcıyor. İki tanesi 3 ay boyunca cumhurbaşkanı olacağız diye il il dolaşmaktan kendi şehirlerini unuttu. İnşallah 31 Mart 2024 tarihinde bu kötü gidişe dur diyeceğiz. İstanbul ve Ankara başta olmak üzere 4 yıldır hiçbir hizmet alamayan şehirlerimizi tekrar hizmet ve eser siyasetiyle buluşturacağız."
Bu sözler Erdoğan'ın 14-28 Mayıs'tan sonra yerel seçimlere nasıl odaklandıklarına ilişkin ilk açıklaması değildi...
Çünkü Erdoğan, genel seçimler biter bitmez kurmaylarını belediye seçimlerine yoğunlaşılması konusunda görevlendirmiş ve 81 il örgütünü de teyakkuza geçirmişti...
Erdoğan'ın bu açıklamaları yaptığı dönemde CHP içerisinde başlayan liderlik kavgasına belediye başkanları da karışınca delege savaşı kızışmış, bu arada Özgür Özel'in de aralarında bulunduğu Kılıçdaroğlu'na yakın isimlerle bazı belediye başkanları "değişim" iddiasıyla başkaldırmıştı...
İşte bu didişme, bitmeyen hezimetler nedeniyle zaten öfkeli olan parti örgütleri ile yılgınlığa sürüklenen tabanın enerjisini de düşürmüştü...
Konya'dan Edirne'ye zafer mi, hezimet mi?..
Ana muhalefette giderek büyüyen tek tartışma "Belediye başkanlarının görevi partiyi dizayn etmek mi" sorusu değil...
Asıl sıkıntı, araştırmalara ve sosyal medyaya yansıyan, 14-28 Mayıs'taki hezimetin yerel seçimlerde de yaşanacağı iddiası...
"HDP destek verir mi, Millet İttifakı bir arada kalır mı, CHP tek başına girerse büyük şehirleri kaybeder mi, ittifaklar seçim çalışmalarını hangi yöne sürükleyecek" şeklindeki tartışmaların parti örgütleri ile tabanın enerjisini düşürdüğü fark edilmiş olmalı ki, genel seçimlerde öne çıkartılan "Bahar" propagandasının bir benzeriyle tabana umut verilmeye çalışılıyor...
İşte CHP'nin Çeşme ilçe kongresinde konuşan parti sözcüsü Faik Öztrak da, "Bu kez Balıkesir’i, Bursa’yı, Konya’yı bile alacağız" deyince, bir yandan "yerel seçimlerde de hezimet yaşanır mı sorusu" öne çıktı, diğer yandan "mevcut başkanlar CHP'yi ne kadar yıpratıyor" kaygısı...
İktidar partisinin belediyelerinde elbette bir sürü şaibe medyaya yansımıyor, deşifre olan adam kayırmacılık, yasa dışı kadrolaşma ve ihale skandallarının ise üzerine hiç gidilmiyor...
Ancak ana muhalefete bağlı belediyelerde de şaibeler yaşanıyor ki, acısı genel seçimlerde çıkıyor...
Özellikle Ege, Trakya ve Marmara bölgesinde (salt Atatürk'e saygıdan dolayı CHP'ye oy veren) kitleler bıkkınlık içinde...
Örneğin Edirne Belediyesi var ki, yöre halkı isyan halinde... Kente yönelik duyarsızlık, çevre kirliliği, bakımsız cadde ve sokaklar, parklar ve yıllardır proje üretilememesi yüzünden CHP'nin bölgedeki enerjisinin iyice düştüğünden şikâyet ediliyor.
Türkiye'nin Avrupa'ya açılan kapısının belediyecilik açısından neredeyse çökme konumuna geldiği konuşuluyor ki, şehirden gönderilen fotoğraflar Edirne'nin bir an önce belediyeciliği bilen ellere teslim edilmesini zorunlu kılıyor...
Aydın Büyükşehir Belediyesi ile CHP'li Efeler Belediyesi arasındaki "asfalt ihalesinde 32 milyonluk yolsuzluk” ve "asıl sen sebepsiz nasıl zenginleştin" şeklindeki karşılıklı tartışmalar ise dünkü gazetelere, "CHP'de yolsuzluk yarışı" diye haber olmuştu...
Kadı"köy"de belediye var mı?..
Peki; 5 yıl sonra AKP'den alınan İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ilçe belediyelerine yönelik tartışmalara ne demeli?.. Son dönemde sürekli parti içi tartışmalarla gündeme gelen Ekrem İmamoğlu'nun, cumhuriyetin 100. Yılıyla ilgili şehirde bir proje yapıp yapmadığı sorusu nedense yanıtlanmıyor!!!
"100. Yıl" adını taşıyacak bir tesis, köprü, yol, meydan, anıt, heykel yapıldı mı acaba İstanbul'da?..
Peki, İstanbul'un şaibeleri kangrenleşmiş belediyelerinde "kumar-rüşvet-yolsuzluk" rezaletlerinin sürekli manşette olmasına ve CHP Genel Merkezi'nin tuhaf suskunluğuna ne demeli?
Örneğin; Mühürlediği siteden kendine ev alacak kadar pervasızlaşan ve kumar masasından fotoğrafları medyaya yansıyan, parti toplantılarında ise Ekrem İmamoğlu'na meydan okuyan Bülent Kerimoğlu acaba Bakırköy'ün kaderine terk edilmiş, hizmete hasret, bakımsız sokaklarında, caddelerinde, meydanlarında rahatça dolaşabiliyor mu?..
Ve Ataşehir Belediyesi var ki, Battal İlgezdi yolsuzluktan görevden alınmasına rağmen bir kez daha başkanlık koltuğuyla ödüllendirilirken, karısını hem vekilliğe, hem de CHP üst yönetimine taşıyan Kılıçdaroğlu acaba ilçede yaşanan imar skandallarından, şaibelerden haberdar mı?..
Kirlilik, rüşvet, şaibe...
Peki ya "simitçiden, midyeciden bile haraç" alındığı yazılan ve 100'den fazla görevlinin tutuklandığı büyük rüşvet operasyonuyla sarsılan Kadıköy Belediyesi'ndeki şaibelere ne demeli?
Konu sadece belediyecilik tarihinde görülmemiş rüşvet operasyonu değil... CHP'nin Urfa'daki milletvekili adaylarından Fatih Bucak'ın, "mal varlığı soruşturulmalı" dediği Şerdil Odabaşı dönemi, Kadıköy'ün belediyecilik açısından en büyük skandalların, fiyaskoların ve beceriksizliğin zirvede olduğu bir dönem...
İlçede kaldırımlar dökülüyor, Bağdat Caddesi'nde bile insanlar yürüyemiyor, tüm parklar kaderine terk edilmiş, hayvan pislikleri her yerde sokak çöplerine karışmış, kokudan geçilmiyor...
Moda'dan Suadiye'ye kadar ara sokaklara inen barlar, kafeler pervasızca dağıtılan içki ruhsatlarının nelere yol açtığını gözler önüne seriyor...
İlçede yüzbinlerce insan gürültüden uyuyamıyor, sokak araları tuvalete dönüşmüş, çöpler düzenli toplanmıyor, imar rezaletleri ve kanunsuz kaldırım işgalleri milleti isyan ettiriyor...
Tüm bu rezaletler Odabaşı'nın pop şarkıcılarını andıran dev posterleri ve içkili konserlerle kapatılamıyor...
Çünkü bazı karikatüristler, Odabaşı'nın adeta köye çevirdiği Kadıköy'ü "yaşanmaz hale geldi" diye terk ederken, ilçenin içler acısı manzarası "Güldür Güldür" programında "Kadıköy ne ara bu hale geldi" diye alay konusu yapılıyor...
Kılıçdaroğlu koltuğunda kalırsa, Faik Öztrak'ın dediği gibi "Konya'yı bile" alırlar mı bilinmez ama, Bakırköy, Kadıköy ve Ataşehir'den başlayarak, küçük şehir, büyükşehir demeden beceriksiz ve şaibeli başkanlara neşter atılmazsa, 2024'ün Mart ayında yaşanabilecek hezimet CHP'yi darmadağın eder...