Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

AKP nadasa bırakılıyor...

Devrimdi, depremdi, tsunamiydi derken olan oldu. Sel gidip kumu kalacak listelerin... Siyasi parti ayrımı yapmadan tümü üzerinde yorum yapacak olursak, Recep Bey gibi tatmin olmadığımızı ifade edelim. Yüzlerce kez yazdığım gibi mevcut siyasi partiler yasası ile hiç kimse ağzı ile kuş tutsa milletvekili aday listelerini sağlıklı olarak yapamaz... Yapması da mümkün değildir.
Her seçim öncesi yaşanan tartışmalar bir kaç hafta daha devam edecek, sonra “Her şeye rağmen” denilerek seçim çalışmalarına hız verilecektir. Dört yıl boyunca seçmenin düğününe, cenazesine dahi katılmayan vekiller ev ve işyeri ziyaretleri ile gönül almaya çalışacaktır. Aralarında bu işi meslek haline getirenler de var. Dört dönem, beş dönem milletvekilliği yapanları tanıyorum. Üçüncü dönemi kendisine verilmiş hak olarak ilan edenler de var. Babanın oğula, ağabeyin kardeşine saltanat misali devrini de yaşıyoruz. Nasıl olsa itiraz etme şansı yok. Yıllar önce Menderes’in “Odunu koysam yine seçilir” zihniyeti hortlak misali ortalıkta geziyor.
Liste tartışmalarının bir kaç hafta sonra sona ereceğini ifade etmiş olsam da yangının külleri içten içe tütmeye devam edecektir. Türkiye genelinde basına yansıyanlar bir süre sonra tavsamış olsa da yerel bazda kan davasına dönüşmesini kimse engelleyemez. Gücünün zirvesinde herkese kimi istesem gider tafrası yapan Recep Bey’e Urfalılar belediye seçiminde Fakıbaba’yı seçerek nasıl cevap verdiyse bu seçimde de Urfa Şanlı oluşunu kanıtlayacak. Gazi unvanlı Antep’in kaderi de yıllardır aynı. Hemen her seçim paraşütle liste başına biri iner. Gaziantep ile uzaktan yakından ilgisi olmadığı halde dayatılan liste yüzünden beklenen sonuç alınamaz. Adana, Hatay, Antalya ve Mersin de bu konuda şanssızdır. Liste küskünlüğü seçimin başından sonuna kadar hissettirir kendini. Seçimden sonra bile seçim hesaplaşması bitmez buralarda. Ama Ankara sesleri duymazdan gelir. Her haliyle Ankara’nın etkisinin yaşandığı listelere ince ayarı Güniz Sokağı vermiş gibi görünüyor. Süleyman Demirel kontenjanı CHP’de hissediliyor da MHP’de hissedilmiyor mu? İsimlere takılıp kalmaktansa Demirel’in siyasetten elini çekmediğinin altını çizelim.
AKP’de tasfiyeye uğrayanlara gelince... Şimdilik kaydı ile sesleri çıkmıyor gibi görünebilir. Partinin kurucu üçlü saçayağından biri olan Bülent Arınç bile Manisa’dan Bursa’ya kaydırılmasına şaşırdığını söylüyor. Recep Bey’in “Sizleri parti genel merkezinde değerlendireceğim” sözleri, seçim sonrasında yönetim kurulu üyeliği, bürokraside atamalar ve iş dünyasında ihaleler beklentisi bile bazılarını kesmeyecek. Listelere giremeyenlerle beraber, alt sıradakiler basın önüne çıkmasa da kapalı kapılar ardında “Bu iş bitmiştir.... ANAP gibi eriyecek AKP... Tayyip Bey yanlış yaptı. Özal’dan ders almadı...” gibi yorumlarla fısıltı gazetesine demeçler yağdıracak. Yakın çevresine diğer partinin adayını överek oy vermesini bile telkin edecektir.
TBMM’de Recep Bey için parmağını kırmaktan geri durmayan AKP’nin kurucularından Zülfikar İzol’un çıkışı buzdağının görünen yüzüdür. Büyük şehirlerde fazla farkedilmese de varın Anadolu’ya çıkın ortalık fokur fokur kaynıyor. Küskünlerin saf değiştirmesi yerelde bir milletvekilliğinin eksilmesine yol açarken ülke genelinde en az yüzde üç oya tekabül eder. Bu fırtına haline dönüştüğünde üçün beş, beşin sekiz oluşuna şaşırmamak gerek.
Kim ne derse desin liste depreminden en az etkilenecek parti CHP olacak. Kılıçdaroğlu’nun “devrim yaptık” sözleriyle parti içinde ince ayar yapışı, CHP seçmeni tarafından peşinen kabullenildi bile. Kaldı ki bazı illerde yapılan ön seçim peşinen itirazların önünü kesti. AKP faşizmine karşı yıllardır kemikleşen CHP tabanını ilk defa iktidar olabilmek için böylesi heyecanlı görüyorum. Sızma girişimlerine rağmen bölücülüğe prim vermeyerek çıkış yapan CHP’nin yüzde otuzun üzerine çıkması kesinlikle sürpriz sayılmamalı... 12 Haziran’a iki ay var. Siyasette 24 saaatin önemini kavradık. Ama görünen köy de uzak değil. AKP’nin nadasa bırakılacağı belli olmaya başladı. Bu arada merhum Erbakan’ın SP’sinin vasiyeti dikkate almadığı ortaya çıktı. Milli Görüşçülerle beraber muhafazakâr kesimin beklediği ittifakı gerçekleştirmeyen Saadet bunun vebalini sandıkta ödeyecek. İttifak beklentileri ve arayışların perde arkasını bir başka yazıya bırakalım.

Yazarın Diğer Yazıları