AKP İl Kongresi gibi nikâh
Nikâhı Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu kıyacak, kırmızı cübbesi ile arz-ı endam eyliyor. Şahitler bir manga neredeyse. Manga komutanı AKP Kocaeli Milletvekili Sibel Gönül, manganın ateş destek unsurları ise AKP’li İzmit Belediye Başkanı Nevzat Doğan ile AKP’li Belediye Meclis Üyesi ve Başkan Vekili İlyas Şeker.
Konuşmaya başlıyor Karaosmanoğlu, “Kendi istek ve arzunuzla falan oğlu falanı eşliğe kabul ediyor musunuz?” diye soruyor o çifte. “İstek ve arzu”, eşanlamlı iki sözcük, bu dinciler böylesi sözcükleri bir arada kullanmayı çok seviyorlar.
Ediyorlar karılığa ve kocalığa. Vaaz-ü nasihate başlıyor Karaosmanoğlu, din dersi öğretmeniymiş zaten eskiden. İnşallahlar, maşallahlar gırla gidiyor.
Ve sıra geliyor evlilik cüzdanının kim tarafından kime verileceği meselesine. Bu mesele en mühim mesele. Bu nikâhın bütün kerameti işin burasında. Karaosmanoğlu, milletvekili Sibel Gönül’ü çağırıyor, o verecekmiş. Sibel Gönül, on dakika konuşuyor neredeyse, ciddi anlamda hiçbir şey söylememe başarısını sergiledikten sonra, cüzdanı vermekten vazgeçiyor, AKP Kocaeli İl Kadın Kolları Başkanı’nı çağırıyor, o vermeliymiş (“O verecektiyse sen niye çıktın be kadın, sen verecekti isen o niye geliyor?” diye soran olmuyor, kuzu kuzu izliyor herkes). Kadın Kolu Başkanı da lezzetsiz bir laf salatası yaptıktan sonra, nihayet cüzdanı kıza uzatıyor.
“Ve bitiyor” sanıyorsunuz değil mi? Hayır bitmiyor. İzmit İlçesi Belediye Başkanı Nevzat Doğan çağrılıyor. Gülücükler savurarak geliyor mikrofona, o da davetlilere yönelik gerekli propagandayı yaptıktan sonra, Türk bayrağı ile bir Atatürk fotoğrafı armağan ediyor çiftlere. Eskiden Kur’an-ı Kerim de veriyorlardı, AKP’ye açılan kapatma davasından sonra bundan vazgeçmişler. Yakında Türk bayrağının yanında açılımlarına uygun başka armağanlar da gelir mi bunu bilemiyoruz şimdilik.
Ve bitiyor benim de davetli olduğum nikâh. O gün cumartesi, 5 nikâh varmış, hepsi de aşağı yukarı böyle oluyormuş. AKP’liler tam kadro burada bulunuyor, Genel Başkanlarının emir ve talimatlarını yerine getiriyorlarmış.
Ne diyeyim hayırlı işler. Meclisteki o adı büyük muhalefet partileri kulaklarının üstüne yatarlarken, bu adamlar, halkla ilişkiler, propaganda ve fırsatçılığın en başarılı ve çarpıcı uygulamasını gerçekleştiriyorlar.
RTE yenilmezliğinin sırlarından biri de bu işte, ifşa ettim ki, ders ve önlem alına.
Toplumsal hastalıklarımız
Değerli bir aydın, iktisatçı ve bankacı Kâzım Taşkent, doğulu toplumlara musallat olan mikropların yol açtığı hastalıkları öyle güzel teşhis etmişti ki... Paylaşayım birkaçını, belki koruyucu hekimlik etmiş olurum:
“Doğuda en amansız düşmanlıkların tohumlarını en yakın dostluklar hazırlar.”
“Doğuda ölüler iyi taraflarıyla, yaşayanlar ise kötü taraflarıyla anılırlar.”
“Doğulu, Allah’a çok bağlıdır, bir kuldan bile istenmeyecek şeyleri Allah’tan bekler.”
“Doğuda eser vereni değil, öğüt vereni sevip sayarlar. Öğüt veren bir de haksızlığa uğramışsa kahraman olur. Ölürse evliya katına yükselir.”
“Doğuda çok değersiz insanlar da hırsızlık, kötülük ve politika yoluyla başarıya erişebilir.”
“Doğuda idealler için vuruşup ölenlerin ganimetine, bu işlere hiç karışmayanlar konar.”