AKP, HAMAS taktikleri uyguluyor
Bu kadar yıldır, AKP’nin Türkiye’deki uygulamalarını izliyorum. Bir şeye benziyor, bir şeye benziyor, bana bir şeyleri hatırlatıyor diyorum ama, adını bir türlü koyamıyordum. En sonunda buldum. AKP, HAMAS’ın taktik ve politikalarını izliyor. Aklınıza bazı konular takılacak ve diyeceksiniz ki ne alakası var. Var efendim var, hem de o kadar doğrudan alakası var ki inanamazsınız.
Bakın, HAMAS ne yaptı, önce belirli gıda ve parasal yardım için parayı toplayacağı depolar kurdu. AKP’nin de belediye ihalelerinde bu sistemi kullandığı söyleniyor. Hani şu havuz meselesi var ya. Daha sonra HAMAS, sağlık ocakları, doktorlar ve sağlık hizmetleri sundu. AKP de bunu yapmadı mı? Sağlık konusunda yaptıkları, herkesi her hastanede muayene olma hakkı vermesi aynı HAMAS usulü bir uygulamaya çok benziyor. Hepimizin eleştirdiği, seçim öncesi yapılan gıda yardımı olayı da bunun bir parçası. HAMAS’ın tüm Orta Doğu’da, Lübnan, Filistin ve öteki yerlerde bedava yiyecek dağıtan dükkânları var. Sistem aynı, aynı taraftar toplama yolu ve taktiği.
Şimdi diyeceksiniz ki, HAMAS, Amerika’ya düşman, AKP ise neredeyse ABD önünde atmadığı takla kalmadı. İşte bu noktada yanıldınız. HAMAS, Amerika kendisini terör örgütü ilan ettiği için Amerika’ya düşman. Oysa ABD ile uzlaşmak için, İsrail ile uzlaşmak için defalarca düşman ilan ettiği bu ülkelere barış elini doğrudan ve dolaylı olarak uzattı. Bir de Müslüman’lıkta özellikle bizimkilerde sık sık tanık olduğumuz takiye vakaları da cabası.
Bugün değinmek istediğim ikinci konu şu Ergenekon martavalı. Bu konu adalette olduğu için bugüne kadar bu konuya değinmek istemedim. Ancak gördüm ki, tarikat gazeteleri ve onların maskelenmiş organları olan İkinci Cumhuriyetçiler çamura bulanan mandalar hesabı, keyiften bir o yana bir bu yana bulanıp duruyorlar bu konuya. Bu konuda benim kafamı ikna etmeyen milyon tane nokta var.
Dünyanın hiçbir yerinde, bu kadar kötü örgütlenmiş bir ihtilal veya terör grubu bulamazsınız. PKK bile bu damgalanan, itham edilen grubun yanında modern Amerikan ordusu gibi kalır. İkincisi, ne hikmetse bu terör grubu veya hükümeti devirmek istediği ileri sürülen kişilerin çoğunun bir tabancası bile yok.
Ama saldırıyı yapan gruplara dikkatinizi çekmek isterim. Sürekli saldıran grup elemanları ne hikmetse kendi ülkesine bir ihanet içinde olanlar ve zamanında solcu olup da şimdilerde yeşil dolar yoluyla imana gelenler. Bunlar arasında Anayasa Mahkemesi Başkanı’na suikast düzenlemekten yargılananlarla, askeri darbelere teşebbüs edenler ve Filistin’de gerilla eğitimi alanlar yok mu? Bunların ismini vermeme bilmem gerek var mı?
İşin acı tarafı, bu saldırı operasyonda rol alan veya adı geçen kişilerin belirli bir tarikatla maddi ve manevi göbek bağı olduğu artık saklanmıyor. Onlar saklamak istediler ama tarikat kendisi saklamadı bile. Tarikatın başındaki kişinin Türkiye’ye döneceği söylentilerinin yaygınlaştığı bir dönemde, benim ATV’deyken yayınlanan gizli teypte müritlerine hitap ettiği biçimde Atatürkçü kurum ve kuruluşlara nasıl sızılıp yıkılacağı konusunda anlattıkları gibi. Adalete, polise, askere ve devletin tüm kurumlarına nasıl sızılacağını belirttiği gibi.
Ne tesadüfse, hep de bu tür saldırılar, tarikatın paralı ve imanlı güçlerinin başka bir felaketi maskelemek istedikleri bir dönemde patlak verir. Geçmişte de böyle olan çok olay var unutmayın. Bu, operasyonun başlatılması emrinin dışarıdaki bir başkentten verilmiş olabileceği söylentileri bile çok yaygın. Şimdi bir bakın; emekli askerler, avukatlar, gazeteciler, toplumda milletini seven kişi ve kuruluşlar. İnşallah bu işin de gerçek yüzü tarafsız kişi ve kurumlar tarafından ortaya çıkarılır.