AKP Film sunar: Dişi güvercin ile erkek güvercin...
Önce Leyla Zana şimdi de teröristin kardeşi Mehmet Öcalan.. Sıraya soktular!..
Kardeş Öcalan demiş ki;
“Sayın Başbakan isterse meseleyi çözebilir, gerçek budur. Herkes böyle görüyor. İnsanların, askerlerin, gerillanın ölmesinden ıstırap çekiyoruz. Bunu kim önlerse bölgede en güzel
işi yapar. Kim ölümleri bitirirse sonsuza kadar anılacaktır”.
Vay... Vay... Vay!..
AKP’nin yeni tezgahlanan yeni açılım filminin kareleri son sürat döndürülüyor. Bu seferki açılım filminin geçenkilere göre daha süratli olmasının sebebini ise “her halde zamana daha da sıkıştılar” diye yorumluyorum.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Öcalan İmralı’da mı” sorusunu ortaya attığı günden beri Ankara kulislerinde, “Abdullah Öcalan Hükümete yeni yol haritası ve protokol verdi” iddiaları dolaşıyordu. “Tecrit”te olduğu ileri sürülen terörist Öcalan’ın MİT yetkilileri ile görüştüğünü sağlam kaynaklardan doğrulatmıştık ama yol haritası ve yeni protokolün içeriğine ulaşamıyorduk.
Neyse!..
Gazeteci olarak çok fazla çabalamamıza gerek kalmadan MİT ve Hükümetin bazı medya organları üzerinden yürüttüğü operasyonlar ile her şey son sürat kamuoyunun önüne geliyor.
İddia ediyorum;
Mehmet Öcalan’ı canlı yayına çıkarsınlar; gazetelere verdiği röportajı bırakın aynı ile, en az 10 hatayla bile tekrar edemez. Kurgulanmış, daha önce defalarca gözden geçirilmiş -karşılıklı- tarafların “olur” verdiği metinler üzerinden dönen tezgahı sadece seyrediyoruz.
“Sadece seyrediyoruz” un tekrar altını çizmek isterim. Çünkü; bu sefer de muhalefetin önemli katkılarını yabana atmamak lazım!.. En sıkışık olduğu günlerde Tayyip Erdoğan’a atılan can simitleri, “Yürü ya Tayyip” niteliğindeydi.
Muhalefetin tüm tabanları “ustaca” yoklandı. Baktılar ki yine kimseden “tık” yok, “Açılım” yollarında beraber yürümeye devam ediyorlar.
Bu seferki filmin adı da;
“Dişi güvercin ile erkek güvercin” .
Dişi güvercin, hapiste olan sevdiği erkek güvercinine, ağzında taşıdığı otlarla yeni bir yuva yapıyor.
Siz bu romantik(!) filmi gözyaşlarına boğulup seyrederken dayatılan Suriye macerası ile birlikte terörist Öcalan eve çıkarılacak. Filmde “The End” yazısını görüp gözlerinizi ovuşturduğunuzda ise İngiliz noterden gelen “evimizden çıkın” tebligatını elinizde bulacaksınız.
Kandil günü gelen duyuru
Berat Kandili dolayısıyla Yüce Yaradan’a el açıp günahlarımızın affı için bir kez daha yakardığımız gün(dün) Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan öyle bir basın duyurusu geldi ki; yüreğimiz yine yandı. Duyuruda deniyor ki;
“Diyanet İşleri Başkanı sayın Prof. Dr. Mehmet Görmez 05.07.2012 Perşembe günü saat 12.30’da İstanbul Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi’nde Patrik Bartholomeos’u ziyaret edecektir. Diyanet İşleri Başkanı Sayın Prof. Dr. Mehmet Görmez’in ziyareti ilk olması bakımından büyük önem taşıyor.”
Açıklamada, “ilk ziyaretin” önemine vurgu yapılıyor. Burada bizim aklımızın ermediği, anlayamadığımız büyük bir onur(!) var herhalde. Göreve geldiği günden beri AKP politikalarının yılmaz takipçisi olduğunun mesajlarını veren Mehmet Görmez de açılım modasına uydu.
Ne yapalım?..
Bu, “önemli” ve “ilk” ziyaretin nasıl yorumlanacağını Müftü kökenli CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’e sorduk. Özkes, “Tayyip Erdoğan’ın güdümünde giden” Görmez’in bu ziyaretinin yadırganmaması gerektiğine işaret ederek şunları söyledi:
“Ben ziyaretler konusunda, olsun olmasın şeklinde değilim. Elbette insanlar bir ülkede yaşıyorsa, o ülkedeki insanlar hangi mezhepten, hangi görüşten, hangi dinden olursa olsun görüşmeliler. Diyanet İşleri Başkanı, Suriye Diyanet İşleri Başkanı Ahmed Hassun’un görüşme isteğini reddetti. Suriye Diyanet İşleri Başkanı ile irtibatı kesti, onun davetine icabet etmedi. Bir Müslüman ülke Diyanet İşleri Başkanının diğer bir Müslüman ülkenin Diyanet İşleri Başkanı ile konuşmak istemeyişi ve barışı değil, savaşı destekler olması gerçekten üzücü bir olay.
Diyanet İşleri Başkanı AKP’nin dümen suyunda gidiyor. AKP’nin toplumsal projesinde, dizaynında görev alıyor. Diyanetteki yolsuzluklar, Diyanetteki haksızlıklar giderileceğine çığ gibi büyüyor. Diyanet ne yapmak istiyor? Bilemiyorum ama ziyaret açısından bir şey söylemiyorum, ziyaretler olabilir fakat Bartholomeos’a gösterdiği sevgiyi, saygıyı kendi dindaşlarına, içerideki AKP’li olmayan kendi dindaşlarına göstermiyor.
Erdoğan’ın BOP eş başkanı olduğu bir dönemde onun güdümünde giden bir Diyanet İşleri Başkanı’nın bu ziyaretini yadırgamak saflık olur. Gönül ister ki; Diyanet İşleri Başkanı bu memlekette önce kendi dindaşları ile kucaklaşsın. Alevi dedeleri ile kucaklaşsın, komşu Müslüman ülke Suriye’nin Diyanet İşleri Başkanı ile kucaklaşsın. Ama bu arada Bartholomeos ile de kucaklaşsın. Ama maalesef sayın Görmez ile birlikte AKP’ye karşı olanlara Diyanet İşleri Başkanı karşı, AKP’nin yandaşı olan gerek Müslüman gerekse gayri Müslim herkesle de sarmaş dolaş.
Şunun altını kesinlikle çiziyorum. Ben görüşmelerin, buluşmaların, konuşmaların karşısında değilim. Benim burada altını çizmek istediğim şey, Bartholomeos’a gösterdiği sevgiyi, saygıyı neden Alevi dedelerinden esirgiyor. Neden Suriye Diyanet İşleri Başkanı’ndan esirgiyor. Ben Diyanetin siyasileşmesinin karşısındayım. Diyanet, Diyanet olmalı. Diyanet, siyasetin vesayeti altında olmamalı.”