Akil adamlar mı? Katil adamlar mı?
Bu heyetin içinde yer alıp tarihe hain zanı ile geçmek istemeyenlerin bütün baskılara rağmen istifasının yorumunu değerli okuyucularımıza bırakıyorum. Bir de heyette olabilmek için takla üzerine takla atanları bir kenara not edin. Bu pilav daha çok su kaldırır. Önümüzdeki günlerde bu heyette mutlaka dökülmeler olacak. Kimisi ihanetin farkına varacak kimisi sağlık sebepleri mazeretiyle geri çekilecektir. Başbakan ile kahvaltı yapabilmek onun listesine girebilmek amacıyla araya başka akilleri sokanlar, yedek komplesine kapılmadan formanın hakkını verebilecek tıynette çok kişinin olduğunun altını çizelim.
Sevr’in dayatıldığı günlerdeki heyettekileri yeniden hatırlatalım. Şehzade Abdurrahim Efendi başkanlığında eski Denizcilik Bakanı ve milletvekili Ali Rıza Paşa sıkıyönetim komutanı Mahmut Hayret, Süleyman Şefik Paşa, Emekli Tümgeneral Ali Rıza Paşa, Bursa Müftüsü Ömer Fevzi, Pazarcık eski Müftüsü Halil Fehim, Afyonkarahisar Milletvekili Yanko Güvenidir, İçişleri Bakanlığı Özel Kalem Müdürü Ohanes Ferit. Damat Ferit’in akil adamları o dönem 3 milyon altın ve 80 asker ile İstanbul’dan hareket edip “İngiliz ve Yunan orduları halifenin ordusudur” fetvası ile Anadolu’yu dolaşmışlardı. Şu 7 rakamının sırrını bir türlü çözemedim. 7 rakamındaki ısrar bugün de geçerli. 7 ayrı heyetin başında ise Bülent Arınç var.
***
Aradan neredeyse yüzyıl geçip de “Askeri vesayet ortadan kaldırılınca” söz konusu heyette bir tane bile asker yok. Sanırım iş aceleye getirilmiş AKP’nin yandaşlığını yapan birkaç emekli general unutulmuş olsa da önümüzdeki günlerde heyete monte edilirlerse şaşırmayalım. Erdoğan’ın belirlediği isimler arasında bir tek askerin olmayışını Hasdal, Hadımköy, Maltepe, Mamak, İzmir, Sincan ve Silivri’dekilerin boşuna yatmadığına yorumluyorum. Heyette müftülerin olmayışını hiç yadırgamadım. Onların görevini yandaşlardaki dinci yazarlar zaten itina ile yerine getiriyor.
***
63 kişilik liste üzerinde isimleri tek tek mercek altına alıp geçmişten bu yana yüklendikleri misyonu bir başka yazıda hatırlatacağız. Bugün sadece Rifat Hisarcıklıoğlu, İzzetin Doğan, Deniz Ülkü Arıboğan, Vedat Bilgin, Arzuhan Doğan Yalçındağ gibi isimlere değineceğim. Rifat Bey’in ismi yıllardır AKP’ye alternatif merkez sağdaki yeni parti arayışlarında geçerdi. Böylelikle bir taraftan bu ihtimalin önü kesilirken diğer taraftan TOBB Başkanı ile kurumsal olarak yanlarına almaya çalışmışlar. Cem Vakfı Başkanı ve Alevi Dedesi İzzetin Doğan’ın da bu heyette yer almasını anlayamadım ve yakıştıramadım. Emperyalizmin dümen suyuna girmesinin saygınlığına gölge düşüreceği ortada. Deniz Ülke Arıboğan bir zamanlar Erkan Mumcu’nun Cumhurbaşkanı adayı olarak biliniyordu. Mahir Kaynak’ın kızı Arıboğan hükümetin dayatmasıyla üniversite rektörlüğünden alınmıştı, kim bilir bir bildiği vardır. Vedat Bilgin’e gelince bir dönem MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye danışmanlık yapmıştı. Türk Milliyetçiliği kavramını tahrip etmeye kalkışınca kovulmuştu. İnsanın aklına MHP’nin içine sokulan mayın tanımını hatırlatıyor. Bilgin’e yeni misyonu pek yakışmış. Arzuhan Doğan Yalçındağ, Aydın Doğan’ın kızı ve TÜSİAD’ın eski başkanıdır. Dolayısıyla heyete TÜSİAD desteği söz konusu. Bir de Doğan Holding’e kesilen vergi cezalarını hatırlayanlar bedel ödemeyle beraber medya desteği için tercih edildiğini fark eder.
Akil adamlar mı, katil adamlar mı diyen Nihat Genç’in kulakları çınlasın. Bu konuya devam edeceğiz.