Akdeniz petrolünde yanacaklar...
Kıbrıs sorununa çözüm bulmak amacıyla yürütülmekte olan müzakerelerde köşeye sıkışan Güney Kıbrıs bu durumdan sıyrılabilmek için çareler aramaya başladı. Ekim ayı sonunda New York’ta BM Genel Sekreteri ile gerçekleşecek olan zirvede olası bir anlaşmazlığın ve çıkmazın sorumluluğunu-suçunu Türk tarafına yükleme hazırlıkları Rum-Yunan ikilisi tarafından başlatılmıştır. Kendi uzlaşmazlıklarının faturasını Türk tarafına kesmek için yeni Bizans oyunu sahneye konmuştur. Rum-Yunan ikilisinin başlattıkları tehlikeli oyun Kıbrıs etrafındaki karasularında sahnelenmektedir. Rum-Yunan ikilisi kriz yaratıp müzakereleri ileri bir tarihe erteletmek gayesindedir.
Bilindiği üzere Güney Kıbrıs Rum Yönetimi kendisine ait olduğunu öne sürdüğü Doğu Akdeniz’deki münhasır ekonomik bölge içindeki “afrodit” olarak isimlendirilen 12. parselde 1 Ekim’de ilk doğal gaz sondajını yapacağını duyurmuş, bunun için de ABD-İsrail sermayeli Nobel Enerji şirketiyle anlaştığını açıklamıştır. Anavatan Türkiye Dışişleri Rum tarafının bu açıklamasına anında tepki koymuştur.
Güney Kıbrıs Rum yönetiminin bir Amerikan şirketiyle anlaşması üzerine Ankara, Washington yönetimini de uyarmıştır.. ABD yönetimi, geçersiz ruhsatlarla petrol ve doğal gaz arama-çıkarma faaliyetleri konusunda sorumlu hareket etmeye çağrılırken, bu yönde çalışma yapmak isteyen Amerikan şirketlerinin de uyarılması istenmiştir.
Anavatan Türkiye bir yandan da BM cephesinde çözüm aramaktadır. Kıbrıs sorununa kalıcı çözüm bulma çalışmalarının yürütüldüğü bir dönemde Rum Kesimi’nin bu çabaları baltalayıcı girişimlerinin önlenmesi için Güvenlik Konseyi üyeleri nezdinde görüşmeler yaparak Rum Yunan ikilisinin oyununu bozmaya çalışmaktadır.
Ankara’nın tepkisine rağmen hem Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, hem de Yunanistan geri adım atmamakta kararlıdır.Yapılan açıklamalar ve girişimler bu yöndedir.
Kıbrıs Rum yönetimi Dışişleri Bakanı Erato Kozaku Markulli, Türkiye’nin haklı tepkisini “kabadayılık” olarak niteleyerek, ortak tutum saptanması için Avrupa Birliği üyesi ülkeler nezdinde girişim başlatmıştır.
Rum Ticaret Bakanı Praksula Andoniadu’la yaptığı açıklamada 12. parselde deneme kazılarının planlandığı üzere Ekim başında yapılacağını ve sözde Türk tehditlerinden endişe duymadığını belirtmiştir.
Geçen günlerde Atina’ya resmi bir ziyarette bulunan Rum Dışişleri Bakanı Markulli ile görüşmesinden sonra açıklamalarda bulunan Yunanistan Dışişleri Bakanı Stavros Lambrinidis de Türkiye’nin, “Güney Kıbrıs’ın doğal zenginliklerinden faydalanma konusundaki egemenlik hakkıyla ilgili tehditlerine boyun eğmeyeceklerini” belirtmiştir..Lambrinidis yaptığı açıklamada sözü sürdürülmekte olan müzakerelere getirerek; Rum Yönetimi Başkanı Hristofyas’ın müzakereler konusunda gösterdiği çabalar sürerken Türkiye’nin bu çabaları baltalayacak eylemlerden kaçınması çağrısı yapmıştır. Lambrinidis, Rum tarafı ile birlikte oynadıkları oyunun ilk perdesinde anavatan Türkiye’yi suçlu sandalyesine oturtma girişiminde bulunmuştur. Bu tür girişimleri önümüzdeki dönemde bol bol duyup-göreceğimizden kimsenin kuşkusu olmamalıdır.
Yunanistan Milli Savunma Bakanı Panos Beglitis de, “Tehditler bizi korkutmuyor. Sadece Türkiye’nin, egemen ülkelerin barış içinde birlikte varolma ve işbirliği ile uluslararası hukuk ve uluslararası yasal düzenle ilgili anlayışı bir kez daha kanıtlanıyor. Gelişmeleri, gereken strateji, soğukkanlılık ve kararlıkla izliyoruz” diyerek oynanmakta olan oyuna dahil olmuştur.
Rum-Yunan ikilisinin Akdeniz’in sıcak sularında kriz çıkarma teşebbüsünün kesinlikle istenmeyen vahim sonuçları olacaktır. Önemli olan AKP iktidarının bölgedeki haklarımıza her şartta sahip çıkması ve zaafiyet göstermemesidir. Gerisi Rum-Yunan ikilisi ve destekçilerinin sorunudur..