Ahlakını yitiren savaş!..
Başlığa bakıp da "savaşın ahlakı olur mu" demeyin...
Büyük Atatürk'ün dediği gibi, "Milletin hayatı tehlikeye maruz kalmadıkça savaş bir cinayettir" sözü de gösteriyor ki, kirli savaşlar sadece birbirine düşman askerleri değil, merhameti, masumiyeti ve insanlığı da kan dolmuş siperlere gömüyor, insanlık ise pervasızca seyrediyor...
İsrail- Filistin Savaşı'ndaki kirli manzaraları görmek için sadece havada uçuşan roketlere, evlerin üzerinde patlayan bombalara, camileri- kiliseleri vuran füzelere, kan kusan helikopterlere ve gökyüzünde insafsızca ölüm taşıyan uçaklara bakmak da yetmiyor...
Savaşın kirini kanlı bir balçığa dönüştüren asıl mesele, masum sivillerin, (en çok da dünyadan habersiz bebeklerin-çocukların) acımasızca katledilmesi...
Evet; ABD'nin Irak'ı işgalinde, El Kaide'nin Irak'ın dörtte üçünü ele geçirdi dönemde, IŞİD yanlılarının Muammer Kaddafi'yi linç ettiği Libya'da ve 2011'de kışkırtılan Suriye iç savaşında da yüzbinlerce sivil ve çocuk yeraltı kaynaklarının yağması sırasında acımasızca katledildi...
Sadece Orta Doğu'da değil; oradan Türkiye'ye sızan PKK, El Kaide ve IŞİD saldırıları nedeniyle, Suruç'ta-Ankara'da- İstanbul'da- Antep'te ve diğer kentlerdeki intihar eylemlerinde, bombalı saldırılarda da yüzlerce masum insan can verdi...
Velhasıl savaş gibi kirli terörün de en büyük hedefi, siviller oldu...
Yani; PKK'nın eylemlere başladığı 1980'li yıllarda, bedenlerinde kurşun izleriyle onlarca bebeğin fotoğrafları nasıl unutulmadıysa, Gazze ve İsrail'den yansıyan sivil kurbanların görüntüleri de akıllardan hiç çıkmayacak...
11 bin hedefin masum kurbanları!..
İsrail-Filistin arasındaki savaşın bugün 26. günü...
Sadece Orta Doğu'ya değil, Türkiye ve tüm dünyaya savaştan yansıyan görüntüler İsrail ya da Filistinli askerlerin siperlerde çatışması, karşılıklı bomba atması ya da göğüs göğüse süngü savaşları değil...
Çok uzaklardan, harabeler arasından birbirlerine ateş edenler dışında savaşın meydanlarda yaşandığını gösteren görüntüler çok nadir!..
Sadece sanal bir oyunmuş gibi düğmelere basılıyor, uçaklar bomba yağdırıyor, uzaklardan füzeler atılıyor, şehirler yıkılıyor, insanlar ölüyor, durmadan kan akıyor ama ortalıkta orduların savaştığını gösteren bir görüntü
de medya pek yansımıyor...
Savaş kirli olduğu kadar gizlenerek, sinsice ve korkakça yapılıyor İsrail- Filistin hattında...
Tüm dünya televizyonlarını açtığında ya da gazete sayfalarına baktığında, kanlar içinde bebek ve çocuk cesetleri ile büyüklerin kucağında hastanelere taşınan küçücük bedenlerin kanlı görüntüleriyle karşılaşıyor... Asıl kirlilik burada işte...
Çünkü "kirli savaş" demişken İsrail ve Filistin cephesinden yansıyan manzaraların birbirinden pek farkı da yok...
Hamas'ın askeri kanadı İzzettin El Kasam Tugayları'nın bir festival alanını basarak 260 silahsız genç Yahudiyi katletmesi nasıl tepki çektiyse, işte "IŞİD'in eylemlerine benziyor" denilen o saldırının ardından İsrail de artık hedef gözetmiyor...
Birleşmiş Milletler verilerine göre, İsrail ordusu Gazze ve çevresinde 11 bin yeri hedef almış...
Birleşmiş Milletler'in Filistin daimi temsilcisi Riyad Mansur işte bu yüzden Gazze'yi "yeryüzündeki cehennem" olarak tanımlamış...
Bölge nasıl cehennem olmasın ki, sadece önceki gün Gazze'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı'na 6 ton bomba düşmüş, 100 kişi yaşamını yitirmiş, 300 kişi de yaralanmış...
Bebeklerin kanlı tükürüğü!..
İsrail-Filistin hattındaki savaşın kanlı bilançosunu tekrarlama niyetimiz yok...
Asıl ve en yaşamsal konuya, "insanım" diyen herkesin ısrarla dikkat çekmesi gerekir ki; bu savaş giderek kirlilikten öte, namluların balçıktan- uçakların ihanetten- bombaların kalleşlikten beslendiği bir kıyıma dönüşüyor...
Evet; insanlık tarihindeki o kanlı gerçek hiç değişmedi; ortada haklı bir savaş varsa askerler ölür...
Peki ya kadınların- yaşlıların- sivillerin ve en çok da ilkokul yaşındaki çocuklarla dünyadan habersiz 5-6 aylık bebeklerin bu kirli savaşta can vermesine ne demeli?..
Savaşın Filistin cephesinde dün itibariyle 8.796 kişi ölmüş, 20 binden fazla insan da yaralanmış...
Ölenlerin 2 binden fazlası kadın, 3.500'den fazlası ise çocuk...
Filistin Sağlık Bakanlığı'na göre 7- 26 Ekim arasında Gazze'ye yönelik saldırılarda 1 yaşını tamamlamamış 133 bebek, bir yaşında 153, iki yaşında 158 olmak üzere 444 bebek can vermiş...
İlköğretim ve lise çağında 14-17 yaş arasında 523 çocuk da hayatını kaybetmiş...
Velhasıl Gazze'de her 10 dakikada bir çocuk ölüyormuş... Çünkü UNİCEF kayıtlarına göre bölgede her gün 420'den fazla çocuk ölüyor ya da yaralanıyormuş...
Hamas'ın saldırılarında ise önceki gün itibarıyla en az 335 İsrail askeri ile 1400'den fazla sivilin öldüğü duyurulurken, kurbanlardan kaçının çocuk olduğu henüz açıklanmamış...
Evet; son 40 yılda olduğu gibi İsrail'le Filistin arasındaki kanlı çatışmalar bitmeyecek...
7 Ekim'de başlayan çatışma ABD, İran gibi ülkelerin taraf olması nedeniyle de elbette büyüyecek ve son da olmayacak...
Velhasıl bombalar yağacak, şehirler yıkılacak, askerler ölecek ama silahsız insanlar, yaşlılar- kadınlar ve en çok da çocuklarla bebekler kirli savaşların masum kurbanları olarak, ellerini duyarsız insanlığın ve savaş tüccarlarının yakasından bırakmayacak...
Siyaset, etnisite, mezhep, din ve rant çatışmaları nedeniyle Orta Doğu'yu kan kuyusuna çevirenlerin suratına bebeklerin kanlı tükürükleri de düşecek elbet!..