ABD’nin Irak demokrasi operasyonu bitti

Sunun şurasında yeni yıla birkaç hafta kaldı. ABD başkenti Washington, yeni yıla geçiş öncesi bir dizi tamamlanmamış politikalarını tamamlıyor. ABD askerleri Irak’tan çıktı. Onlara göre arkalarında bağımsız, demokratik ve tek bir parça Irak bıraktılar. Tabii yerseniz.
Ama Washington’daki düşünce üreten kurumlardaki uzmanlar da Irak operasyonunun bir fiyasko olduğunu söylemekten çekinmiyor. Uzmanlar aslında Irak’ın tamamen İran’ın kucağına atıldığına inanıyor. 800 milyar dolar harcadılar, bir milyon AKP’nin din kardeşi Müslüman’ı öldürdüler, ülkenin doğal zenginliklerini yuttular, laik ülkeyi din ülkesine çevirdiler. Onlara göre Irak’a demokrasi getirdiler. Şimdi bu başarılı politikalarını öteki Arap ülkelerine de getirmeye çalışıyorlar. Yakındır bize de getirmeleri.
ABD Başkanı Obama bile bu savaşı “başarı, zafer” diye tanımlayamıyor. Obama yarım kalan bir işi bitirdik demekle yetiniyor. O da önceki ABD Başkanı George W. Bush’un ülkenin başına açtığı pisliği temizlemekle meşgul. Ekonomik krizin resmen sebebi konut krizi olarak tanımlanmasına rağmen herkes gerçek nedenin Irak olduğunu biliyor. Irak’tan dönen askerler işlerini kaybetmiş ve aileleri sefil. Başbakan Erdoğan’ın temennisi de tuttu. Din kardeşlerimizi öldürenler sağ salim ülkelerine dönüyor.
Peki, son bir ay içinde Türkiye’yi üç Amerikalı üst düzey yetkilinin ziyaret etmesinin altında yatan gerçek ne? Basit. Kuzey Iraklı Kürtlerin korunması. Bu görev ABD Savunma Bakanı Panetta ve ABD Başkan Yardımcısı Biden tarafından açıkça vurgulandı. Bir başka vurgu da İsrail ile ilişkilerin düzeltilmesi
konusu.
Başkentte CHP heyeti temaslar yapıp gitti. Aslında yaptıkları doğru bir işti, Türkiye’de bir AKP yok demeye geldiler. Ama anlattıkları çözüm önerilerinin ABD başkentinde beğeni bulması zor. Aslında bunu MHP ve buraya bir kaç kez davet edilen Bahçeli’nin de yapması gerek. CHP heyeti burada duyan kulaklara oldukça fazla kar suyu kaçırdı. En azından Türkiye’den farklı bir ses duyuldu ABD başkentinde.
Başarılı dış politikalarımız yüzünden Ruslar birliklerini yeniden sınırlarımıza kaydırırken iki komşumuz, İran ve Suriye de sınırlarımıza füze sistemlerini konumlandırdı. Bulgaristan’da ve Yunanistan’da soydaşlarımız zor durumda. Yani bu kadar başarı için harcanan çabalara ne demeli. Komşular yetmedi şimdilerde AB ülkeleri ile de tepişmeye başladık. Fransa’nın terbiyesizliğine Ankara’dan cevap veriliyor. Siz değil miydiniz bu ülkeleri ziyaret eden. Neden oralarda sesinizi yükseltmediniz?
ABD şu sıralar içeride liderlik kavgasına bürünmüş durumda. Daha önce de yazdığım gibi Demokrat Parti’nin adayı belli, Obama. Cumhuriyetçilerde ise kavga kızıştı. Daha önce yazdığım gibi Temsilciler Meclisi eski başkanı Gingrich, en yakın aday Romney ile arasını son kamuoyu yoklamalarına göre oldukça açtı. Yaklaşık iki katı desteği var. Tabii son anda bir skandal falan ortaya çıkarsa birden bire balon gibi söner.
Burada insanlar ahlaksızlıkları ödüllendirmiyor, tersine cezalandırıyor. Bu arada bazı sorular kafamı kurcalıyor. Bu konuları da ne hikmetse bizdeki bazı gelişmeleri Türk basını es geçiyor. Mesela; Başbakanın neden Ankara’da değil de İstanbul’da ameliyat olduğu. Mesela; neden nekahet dönemini hep İstanbul’da geçirdiği. Mesela; bazı yabancı konuklarla İstanbul’da görüştüğü? Acaba bu soruların yanıtı, İstanbul’u aynı Osmanlı döneminde olduğu gibi yeniden başkent haline dönüştürmek olabilir mi?
AKP iktidara geldiği günden bu yana Mustafa Kemal devrimlerini teker teker altına dinamit koyarak yok ediyor ya. Unutmayın Ankara’yı da başkent yapıp Osmanlı’dan ülkeyi koparan da Mustafa Kemal’di. Şimdi orayı da yok edip Osmanlı’ya bir dönüş olmasın bu girişim. Yakında Anıtkabir’de de aynı Meclis’te olduğu gibi askerlerin kaldırılıp yerine polis konması beni şaşırtmaz. Artı Melih Gökçek de oraya yeni bir alış veriş merkezi yapabilir yani.

Yazarın Diğer Yazıları