ABD’den havuç ve sopa
Türkiye’de basınının müstesna kalemleri, aldıkları her kuruşu hak ediyor. Dikkat ettim de son haftalarda iktidara yalakalık eden yazı ve haberler, hani bahar getirmek istedikleri ülkelerde bile bu düzeye düşmemiş, bu sayıya ulaşmamıştı. Sizleri bilmem ama benim midem bunlara dayanamıyor.
Erdoğan’ın asker sevgisinin kaynağı açığa çıktı. Geçen hafta Washington’dan doğrudan ve dolaylı fırça vardı. Buranın fırçaları çok farklıdır. Seviyorlar mı dövüyorlar mı anlamak zor. Akıllı olmanız gerek. Hem azar, hem takdir. Batılı insanlar biz doğulular gibi küsüp, kan davası gütmez. Tersine yüzüne bakarak, suratına gülerek yuvanı yapar. Ne halt edeceğinizi şaşırırsınız. Sonra aniden tekmeyi yersiniz.
Ama bizimkiler akıllı. Fırça ortaya çıkınca hasta ziyaretleri ve hâkimlerden şikâyetler başladı. Mesela açık kalp ameliyatı olan Saygun’u, sonra yaralanan eski gazeteci kızı ziyaret. Hepsi Gobels planının parçası. Oysa o gazetecinin işini kaybetmesinin de sebebi oydu, kalp ameliyatı olan generalin hapse mahkûm olmasının da. Balık hafızalı milletiz ya iki sene veya iki hafta öncesini de hatırlamıyoruz. Ha böcekleri de unutmamak lazım.
Neyse haftanın önemli açıklaması Washington’un İmralı görüşmelerini takdis etmesiyle renklendi. Önce Ricardione tarafından söylenen sözlerin ABD politikası olduğu belirtildi sonra yandaşlaşan gazete Milliyet aracılığıyla daha senden beklentilerimiz var henüz defterini dürmedik mesajı gönderildi. Ama burada yanıtlanmayan yazılı sorulardan Türk halkı haberdar edilmedi. Washington garip bir başkent. ABD İngilizlerden öğrendiği ayak oyunlarını teknoloji ile donatarak dans ediyor. Bu batı dansına şark göbek havası ile ayak uydurmak zordur. Hani sirtakiye benziyor diye halay çekmeyi yutturursunuz ama çabuk ayıkırlar. Şimdiye kadar en uzun ayak uyduranı petrolün kaypaklığından yararlanan Suudlular oldu.
İşler giderek kızışıyor. Konunun, Suriye değil, İran olduğu saklanmıyor. İran ile ilgili gelişmeleri dikkatle izlemek lazım. Obama İsrail’i ilk olarak ziyaret ederek de Amerikan Musevi lobisine verdiği sözü yerine getirecek. Hem de İsrail’de yeni koalisyon hükümeti kurulmadan. Orada ne konuşacaklar, ne mesaj verecekler, önemli değil. Önemli olan ABD’nin hala İsrail’i bir numaralı müttefik ilan etmesi ve bundan da ABD’nin peyki olan ülkelerin gereken dersi çıkarması. Sözüm Ankara’ya da tabii.
Ben AKP’li yetkililerin dış politika konusundaki hezeyanlarını dikkate bile almıyorum. Onların hiç biri gerçek değil. Bizimkisi bastonla veya önünde bir köpeğin sevkiyatına kendini bırakmış başkasının sopası ile yürüyen görme özürlü, yürüyüşü. Önemli olan Türk halkının bu cehaletle cilveleşişi sırasında ülkenin en az zararla, bu badireden çıkabilmesi. Türkiye, sınırlarında yabancı asker görevlendirilirken, dünyanın en pahalı akaryakıtını kullanırken, açken cebinde yabancı sigara taşıyan, ülke parça parça satılır, kızları köşe başında doğranıp ırzına geçilirken, 40 bine yakın çocuğunun kanını avuçlarında taşıyan bir cani ile huzur pazarlıkları yapılırken, başındakiler yerine, gelen yabancı futbolcular için havaalanlarına akan bir gençliğe ne denebilir ki. Zaten onlarda şaşırıyor dünyanın hiçbir yerinde görmedikleri bu garip sevgi gösterisine.
Sevgili okurum, hayvanlar âleminin en çirkin kuşlarından biri olan kargalar parlak, pırıltılı şeylere meraklıdır. Bunu yazma nedenim bir Amerikalı gazeteci arkadaşımın yaptığı benzetme. Affınıza sığınarak aktarıyorum. 30 seneden fazla bu ülkede yani ABD’de yaşadım, işim icabı dolaşmadığım kent, kalmadığım otel yok sayılır. Ama dikkatimi çeken dünyanın bu en zengin ülkesinde bizdeki kadar lüks oteller görmedim. Bunu bir Amerikalı arkadaşıma sorduğumda bana örnek olarak şaşaaya en fazla uygar olmayan, gösterişle cahilliği örtmek isteyen halkların meraklı olduğunu söylemekle yetindi. Ekleyecek sözüm yok.