ABD’de bu toplantı da sonuçsuz bitti

Hafta başında Washington’daki Türk Amerikan Konseyi toplantıları bitti. Bu toplantılara AKP takımı tam kadro, ABD tarafı ise her zamankinden bir derece daha düşük katıldı. Tabii şimdi yazacaklarımı Türk basınında göremediniz. Göremezsiniz de, biraz sıkar. Ayrıca bu konuya yaklaşmanıza bağlı sonuç.
Savunma ağırlıklı ATC toplantılarına ilk kez Türk Silahlı Kuvvetleri düşük düzeyde katıldı. Eskiden en az Genelkurmay İkinci Başkanı’nın geldiği toplantılarda bu kez askerleri bir korgeneral temsil etti. Belki de AKP telkin etti, savunma ihalelerinde bundan sonra ben söz sahibiyim, siz geri planda kalın falan diye, artık askerlerin esamisi okunmuyor ya. Belki de orgeneraller içeride o yüzden korgeneral ile katıldı askerler.
Amerikan tarafı okşayarak söylemek istediğini söyledi. Gates dâhil, Dışişleri ve Savunma Bakanlığı yetkilileri İran ve İsrail ilişkilerimizden duydukları rahatsızlığı saklamadı. Arada füzesavar radar sistemi var diye şimdilik pek de kimse doğrudan saldırmıyor ama durum
ortada.
Mesela ABD Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve Avrasya işlerinden sorumlu Müsteşar Yardımcısı Phil Gordon, Ankara’nın uyguladığı dış politikalar yüzünden Türkiye’yi Kongre’de savunmanın ve Türkiye’nin isteklerini karşılamanın zorlaştığını söyledi. ABD Kongresi’nden emekli ve Türkiye Dostluk Grubu eski başkanı Robert Wexler’in sözleri ise daha doğrudan Türkiye-İsrail ilişkilerine yönelikti. İsrail’in, Türkiye’nin bölgede güvenebileceği tek dost olduğunu söyledi ve Ankara’da Hamas ve Hizbullah’ın ne işi var diye sordu.
Toplantılar sırasında Başbakan Erdoğan’ın arkadaşı, danışmanı Cüneyt Zapsu çok faaldi. Aslında toplantılar kalabalıktı ama yemin ederim tam bir kuru
kalabalık.
Gelelim günlük siyasete. Sanki Türkiye’de her şey tammış gibi oturmuş, türban tartışması falan yapıyoruz. Domates olmuş 8 lira, ekmek çıkmış yukarılara, et deseniz 40 lira yolunda, sanki herkes türban yiyormuş gibi konu da bu.
Asıl tartışılacak konuşulacak tek konu var o da ekonomi... Bakın uygarlık martavalları atıp duruyoruz. Gerçekte, uygar ülkelerin vatandaşları haklarını yedirmez, savunur, haklarının kavgasını yapar. Hırsızlık yolsuzluk yapan politikacıların siyasi hayatı bir anda sona erer. Yunanistan’da, Almanya’da, İspanya’da böyle olur hak arama. Zira onlar uygar ülkeler.
Ama siz ister en modern telefonu kullanın, ister en son model otomobile binin, ister televizyon dizileri başınızı döndürmüş olsun veya cebinizde Amerikan sigarası taşıyın, hakkınızı savunamıyor ve haklarınız için mücadele edemiyor, etmiyorsanız, siz yalnızca kölesiniz. Veya padişahımız efendimizin sadık bir tebaası, kölesisiniz demektir. Kendinizi demokrasi, özgürlük falan gibi safsatalarla kandırmayın. Üzerinize ölü toprağı serpilmiş.
Adam şimdi de toprak ağası gibi. Hatırlarsanız Güneydoğu Anadolu’da köyler ve topraklar, üzerindeki veya içindeki insanlarla birlikte satılırdı. Hâlâ da satılıyor ya. Bizim toprak ağası da limanları, nehirleri sattı şimdi de ellerinde kalan benim vergimle yapılan onun hiç katkısı olmayan köprüleri satmaya hazırlanıyor. Halk deseniz çok oldu satılalı. Bakıyor yalnızca...

Yazarın Diğer Yazıları