Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

ABD dağılırken 3. Dünya Savaşı

Gençlik yıllarımızda Sovyetler Birliği’nin günün birinde dağılacağına inanmamıza rağmen bizim olmasa da çocuklarımızın, torunlarımızın Asya’daki Türk Cumhuriyetleri’ni görebileceğini düşünürdük. Dünyanın iki süper gücünden biri olan Sovyetler Birliği’nin kağıttan kuleler gibi bir anda tarihe karışabileceğini söylemek yıllar kimlilerine göre deli saçmasıydı ama biz gördük. Türk Cumhuriyetleri’ni ziyaret ettik. Orada kurduğumuz sıcak ilişkiler hala devam ediyor.
Gelelim ABD’nin dağılma sürecine.. Geçtiğimiz günlerde Rusya Dışişleri’nde görevli bir strateji uzmanının raporu çeşitli gazetelerde yayınlandı. Yeniçağ’da Arslan Bulut da 6 ayrı devlete bölünecek olan ABD için harita çizmenin sadece onları ait olmadığını vurguladı. 1992’nin Nevruz’unda Ergenekon’dan ikinci çıkış misali Türk Kurultayı’nı Antalya’da gerçekleştiren merhum Alparslan Türkeş, bizim heyecan ve mutluluğumuza karşılık “Daha yolun başındayız” diyerek ayağımızı sağlam basmamızı önermişti. Asıl işin bundan sonraki plan ve programlarla ilişkileri düzene oturtmak olduğunu vurgulayan Türkeş’in ne kadar haklı olduğu bugünkü Türk Cumhuriyetleri ile zayıf kalan ilişkiler görününce daha iyi anlaşılıyor.

Ömrünü Türklük davasına vakfeden Türkeş 1993 yılının sonlarında ABD’ye seyahat etti. Yanında Rıza Müftüoğlu vardı. Vize sorunu yüzünden ben son anda gidemedim. Yerime merhum Tahir Kutsi Makal gitmişti. ABD dönüşü Türkeş’i İstanbul havaalanında karşılayıp dizlerinin dibine çökerek “ABD ne zaman dağılacak?” diye sordum. Çünkü Türkeş 1987 yılında ABD’nin çözülme sürecine girdiğini, 25 - 30 yıl içerisinde dağılabileceğini özel eğitim grubumuza anlatmıştı. Tebessümle “Amerika’daki ekonomik ve sosyal düzendeki dengesizlik onları daha fazla bir arada tutamayacak gibi görünüyor. 20 yıl içerisinde çökecek ama bu arada dünyanın çeşitli milletlerine de acı çektirecekler” demişti. Karşılama anında detaylara giremediğimiz ABD meselesini daha sonra uzun uzun baş başa görüşmüştük. Duvardaki haritanın başında Kurmay subay titizliği ve öğretmen şefkatiyle tek tek anlatışı karşısında dilim tutulmuştu. ABD’nin Afganistan’a, Irak’a müdahalesini, Avrupa’da o zaman bağımsız olmayan Yugoslavya’dan kopan devletleri, Kafkaslar’daki bugünkü gelişmeleri vefatından önce tek tek anlatmıştı.

1960 ihtilalinden sonra sürgüne gönderildiği Hindistan’ı da sık sık anlatırdı. Oradaki Müslüman unsurlar yüzünden yakın gelecekte çatışma çıkabileceğini ve bunun Pakistan’a sıçrayacağını öngörmüştü. O yıllarda herkesin uyuduğuna inandığı Çin’e dikkat çeken Türkeş, muhtemel 3. Dünya Savaşının bu bölgede çıkması durumunda konvansiyonel silahlar yerine nükleer bombaların patlama ihtimalini de insan kaybının milyarı aşabileceğini ifade etmişti.

Geçtiğimiz gün Başkent TV’deki “Türkiye’nin Yol haritası” programında Prof. Dr. Anıl Çeçen ile Türkeş’in yıllar önce anlattıklarıyla örtüşen konuları gündeme getirdik. 2. Dünya Savaşının asıl sorumlusunun Almanya olmasına rağmen atom bombasının Japonya’ya atılmasını da ırkçı bir tavır olduğunu vurgulayarak muhtemel 3. Dünya Savaşında nükleer bombanın beyaz ırktan uzak Hindistan, Pakistan ve Çin’de patlayabileceğini belirtti. Anıl hoca ABD’nin bölünmesi durumundaki yeni haritayı anlatırken Kanada’daki hazırlıklara kadar detaylandırdı işi. Bir başka yazıda Eskimo ve Kızılderili’lerin gelecekteki başkentlerini yazmak üzere Ülkü ile kalın.

Yazarın Diğer Yazıları