Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın açıklamalarından öğrendik ki, belediyelerin SGK’ya olan toplam prim borcu, 96 milyar TL!
Hükümet, hazine borçlarından bahsetmeyip, sadece SGK borçlarından bahsetmesiyle niyetini açık ediyor!
Çünkü diğer borçları açıklasalar AKP’li belediyeler en borçlu belediye çıkacak da ondan!
Ancak hükümet şu an CHP’li belediyeleri zor durumda bırakmak için bu borç olayını gündeme getirmiş olsa da, hangi partiden olduklarının bir önemi yok aslında!
Devlete olan borçlarını ödemeyen her belediye devletin sırtındaki yükü arttırmakta!
96 milyar TL nasıl bir para derseniz şöyle izah edeyim.
Dolar olarak hesaplarsak 2.91 milyar dolar ediyor!
İstanbul’da ortalama bir dairenin 4 milyon TL olduğunu hesaplarsak 24 bin daire alınabiliyor bu parayla!
EYT’nin devlete olan yükünün yarısı karşılanabilir!
Emekli maaşlarının neredeyse 3’te 1’i karşılanabilir!
Yaklaşık 5 milyon 485 bin 799 asgari ücret ödemesi yapılabilir!
Uzaya gönderdiğimiz ilk astronot Alper Gezeravcı’yı 52 kez uzaya gönderebiliriz!
Diyanetin açıkladığı rakama göre 738 milyon fitre verilebiliyor bu parayla!
Bu parayla, Türkiye'nin dış borcunun yaklaşık %0.58’i ödenebilir!
Memurlara yapılan zammın maliyetinin yarısından fazlası karşılanabiliyor bu parayla!
Bu parayla 4 TOGG fabrikası kurulabiliyor
Örnekler çoğaltılabilir!
Belediyenin hangi partiden olduğunun hiçbir önemi yok!
Bizim oylarımızla seçilen yöneticiler, işe aldıkları personelin SGK primini ödemiyor!
Kendi yandaşını işe alıyor!
Yandaşları torun tombalak kadrolaşıyor belediyelerde ve bu insanların SGK primleri ödenmiyor!
Demokratik bir ülke olmadığımız, gelişmemiş, geri kalmış bir ülke olduğumuzun göstergesi tüm bunlar!
Bir kamu kurumunun böyle bir olaya karışacağını düşünebiliyor musunuz medeni ülkelerde?
Adamların bakanı devlet harcamaları için verilen kartla bir tane çikolata aldı diye istifa ediyor!
Bir çikolata!
Burada ise, milyonlarca insanın karnını doyurabilecek, istihdam yaratılabilecek bir meblağ devletin sırtına yükleniyor!
Devletin sırtı, milletin sinesi!
Kamuya hizmet edenler kamunun kendisinden çalıyor bir nevi!
Böyle bir ülkede muhalefetiymiş, iktidarıymış hiç fark etmez!
Gelen gideni her zaman aratacak, kurulu düzen her zaman işleyecek.
Kısacası “düzen” değişmeyecek!
