784 sayfalık Enver emarı...
Küçük kızım Nagehan ve damadım Çağlar, yaş günü armağanı olarak iki kitap getirdiler bir hafta önce... Murat Bardakçı'nın iki görkemli yapıtı: "Enver" ve "Hafız Hakkı Paşa'nın Sarıkamış Günlüğü"...
Sarıkamış Günlüğü'nü daha okuyamadım ama 784 sayfalık "Enver"i, susamışların gözeden kana kana içmeleri gibi içtim... Bu gözenin suyunu da sevdim, yolum düştükçe içeceğim, yolumu da düşüreceğim...
Kitabın içeriğine geçeceğim ama önce geçen yıl bu köşede (30 Aralık 2014) dostum Necati Bölükbaşı'nın Sarıkamış kitabına yazdığım o yazıdan bir bölümü bilginize sunacağım:
"Sevgili Bölükbaşı, Enver Paşa'yı sütten çıkmış ak kaşık gibi takdim etmekte, netmişse doğru etmiş... Oysa kazın ayağı hiç öyle değil. Enver Paşa hayatı boyunca fiili olarak girdiği hiçbir muharebeyi kazanamamış 'nâgalip' bir askerdir. Bazı dinci ve Osmanlıcı kalemler son yıllarda, Enver'in bu eksikliğini ve 'namağlup' Atatürk karşısındaki ezikliğini telafi için bazı saptırma gayretlerine girmektedirler... "
Bu satırlar Bölükbaşı dostumu incitti, alındı benden. "Osmanlı'nın çöküşü de kuruluşu gibi destandır. Çöküşün kahramanları olan neslin bayraktarı Enver Paşa'dır" diyen Nevzat Kösoğlu'nun, "Enver Paşa" adlı kitabını, en mükemmel yapıt gibi görenlerin attığı pek çok hakaret e-mailleri geldi e-posta adresime. Efendim "Nâgalip" diyormuşum, Çanakkale Savaşı'nda Başkumandan Enver değil miymiş? Falan filan...
Murat Bardakçı'nın "Enver"inden bazı satırları sunayım, bakalım bunlara ne diyecekler bu yaratıklar:
"Enver Paşa yenildi, hem de çok ağır, çok ağır bir yenilgiye uğradı, tarihe galip değil, mağlup olarak geçti, hayalleri ve yapmak istedikleri macera, mücadele, savaş, oyun, kumar yahut başka ne şekilde isimlendirilirse isimlendirilsin, hepsini kaybetti!"
Bardakçı, Enver Paşa'nın "Turancılığı"na de değiniyor. Turancı değil, bir İslamcı olduğunu, Türkistan günlerinde bazı belgelere bastığı mühür ve attığı imzalardaki "Ulu Turan İhtilal Orduları Kumandanı" gibi ifadelerin bir ülküyü değil, bir coğrafyayı ifade ettiğini belirtiyor. İttihat ve Terakki'nin de sanıldığı gibi Turancı olmadığını da şu satırlarla anlatıyor Bardakçı: "O yıllarda açılan Türk Ocakları'nda dillere pelesenk edilmiş Turan üzerine şiirler söylenip kitaplar yazılmıştır ama İttihatçılar'ın uygulamalarına bakıldığında değil Turancı, Türkçü bile olmadıkları, görülür."
Bardakçı, bu kitabı yazarken, birçok kaynağa başvurmuş, hiçbir eksik bırakmamaya cehd etmiş, Enver Paşa'nın eşi Naciye Sultan'a yazdığı mektuplardan da geniş ölçüde yararlanmış. Çünkü bu mektupları Enver Paşa, eşine olan özlemini ve aşkını dillendirmek yanında, tarihe kanıtlık edecek belgeler olarak yazmış, hatta bunların defter sahifelerine yapıştırılarak saklanmasını da istemiş.
Kitapta Enver Paşa'nın kara kalem çizim ve resimlerine de yer verilmiş. Birçok tarihi şahsiyetin görseli konumunda bunlar.
Ve kitabın kapağı... Enver Paşa'ya ait fotoğraf ve çizimler kullanılmış ön arka ve yan kapakta. Bu öğeler, kahverengi ve bordo olarak, sarı zemin üzerine göz okşayacak biçimde yerleştirilmiş. Bu kitabın farika ve hârikalarından biri de kapağıdır bence.
Her kitaplıkta olmalı, mutlaka okunmalı bu müstesna yapıt, alkışlar Murat Bardakçı'ya...