2013 yaz sezonunda ülkemizdeki açık tiyatro sahneleri
Siz şimdi “sanat tiyatrosu” sanıp “ne alaka, kültür sanat sayfasına mı transfer oldunuz” diyorsanız; yok değil mevzu bahis “hukuk tiyatroları”.
Dünden devamla “içerdekiler”in sesini “dışardakiler”le buluşturmayı sürdürelim bayramın son gününde de. Bu kez Balyoz Davası’ndan hükmen tutuklu olarak Hasdal’da tutulan Koray Özyurt mektubun sahibi:
***
“2013 yılının haziran ayına geldiğimizde çok ilginç olaylar yaşamaya başladık. 31 Mayıs 2013 günü Taksim Gezi Parkı’nda başlayan direniş ülkemizin birçok iline yayıldı. Bugüne kadar haklarında yanlış fikirler içinde bulunduğumuz gençlik bizlere ne kadar orantısız zeka sahibi olduklarını ispat ettiler. Utandık. Ama onların insancıl, sevecen, zeka dolu tavırlarını, müzikle harmanlayarak sundukları olağanüstü fikir, duygu ve düşüncelerini öğrendikçe mutlu olduk. Atamızın ülkeyi neden onlara emanet ettiğini bir kez daha iyice anladık. Tüm bu mutluluk verici gelişmeler olurken ülkemizde tiyatrolar perdelerini yeni sezona kadar kapattılar.
Önceleri tek başına açık olan ve kapalı gişe oynayan Levent Kırca’nın sunduğu ve oynadığı ‘İçerdekiler’ oyunu açık hava tiyatrolarında sahne alıyordu. Her gittiği ilde insanları ayağa kaldırıyor ve bambaşka duygulara götürüyordu. Silivri, Hasdal ve diğer tüm hapishanelerde suçsuz ve masum olarak hapiste yatan vatanseverleri anlatan bu oyunu izleyenler çoğaldıkça iktidar veya muktedir yeni bir tiyatronun sahneye konmasını istemiş olmalı ki Ankara’da Hukuk Tiyatrosu perdelerini açtı. Yeni bir oyunu sahneye koydu.
DIŞARDAKİLER...
Tahmin etmekte güçlük çekmeyeceğiniz gibi bu oyunun adı İçerdekilerin tam tersi Dışardakiler.
Oyunun sahneye konulduğu mekân Yargıtay Konferans salonudur.
Oyuncular Balyoz Davası nedeniyle İçerdekiler’in avukatlarıdır.
İzleyiciler yargılanan asker şahısların aileleri ve basın mensuplarıdır.
Sahneye koyan ve yöneten ise Yargıtay 9. Ceza Dairesi’dir.
Dışardakiler oyununda oyuncular içerdekileri kurtarmak için ellerinden geleni yapmaya çalışmaktadır. Oyuncular, Asrın İftirası Balyoz Davası süresince yaşanan 404 sayfalık Ceza Muhakemesi Kanununa aykırılıkları anlatmakta, yönetmen Türkçe Olimpiyatlarını izler gibi oyuncuya “Ne güzel vurgulama yapıyorsunuz. Çok güzel bir ses tonunuz var” diyerek onu alkışlamaktadır.
Yönetmen zamanlarının bol olduğundan söz ederek oyunculara istedikleri kadar prova yapabileceklerini söylüyor. Ama oyuncular özgürlükleri ellerinden alınmış müvekkillerini düşünerek prova yapmaktan kaçınıyorlar.
Yönetmen ve yardımcıları oyunu bir ibadet vecdi içinde seyrediyorlar. Avukat olan oyuncular adli tatile girmeden diğer davalarına da yetişebilmek adına panik halinde savunma yapmaya, pardon hukuk sahnesinde prova yapmaya çalışıyorlar.
Yönetmen ve yardımcıları adli tatil boyunca Nöbetçi Ceza Dairesi olduklarının bilinci ile zamana oynuyorlar. Oyuncular acele etmeye çalışıyorlar. İçerdekiler tam anlamıyla kararsız. Sürat felaket midir, geç olsun güç olmasın mı desinler? Bilemiyorlar. Dışardakiler sabırsız. Sahnelenen oyuna bakıyorlar. Bu oyundan yakınlarına bir özgürlük çıkar mı diye düşünüyorlar. Hepsi umutsuzluğa kapılıyor.
SAHNELENEN OYUN NEDİR?
Bu oyunun senaryolaştırılmış uzun metni tam 220 bin sayfadır. Sadece hiç düşünmeden, incelemeden ve irdelemeden okunsa 880 bin dakika sürer. Bu sürenin karşılığı ise 14 bin 667 saat veya 611 güne karşılık gelmektedir. Oysa 28 Şubat-17 Haziran 2013 arasında okuduğunu, incelediğini söyleyen, taslak senaryo yazarlığı yapan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bu süreyi kullanmamıştır. Kaç günde okumuş ve tebliğnamesini yani taslak senaryoyu hazırlamıştır. Bu süre en az 152 gün tutmaktadır. Kısaca inandırıcı olmaktan uzak bir taslak senaryo yazılmış ve yönetmen ile yardımcılarına gönderilmiştir.
Yönetmen ve yardımcıları ise 18 Haziran-25 Temmuz 2013 arasında toplam 28 günde oyunu sahnelemeye karar vermişlerdir. Onların da ne uzun metni, ne kısa metni, ne de taslak senaryoyu okumadığı aşikardır. O zaman sahnelenen nedir sorunuzu duyar gibiyim. Haklısınız. Sahnelenen oyun nedir?
Bu tiyatro sanat tiyatrosu, sahnelenen oyun da sanat için değildir. Bu tiyatro diğer davalar açısından farklı tarihleri içermekle birlikte Balyoz Davası açısından 21 Ocak 2010 günü gösteri, sanat dünyasına adım atan Hukuk Tiyatrosudur. Oynanan oyun da Dışardakiler’in son perdesidir. Oyun sona erdiğinde ülkemizde yaşayan herkes hukuk, adalet ve masumiyet sahnelerinin son kez oynandığını görecektir. Perde kapandığında İçerdekiler ve Dışardakiler aynı hapishanede yaşadıklarını anlayacaklar, bir daha perdelerini açılmayacak şekilde kapatan Hukuk Tiyatrosuna şahit olduklarını fark edeceklerdir.
İçerdekiler bu tiyatroyu izlerken şöyle bir özdeyişi tekrarlıyor, olabilirler:
Eridi köz, tükendi söz
Kalkın gidin siz, yatacağız biz.
Eridi hukuk, tükendi savunma
Kalkın gidin sevenlerimiz, yatacağız masumca biz.”