2013 Obama’nın başarı yılı mı?
PKK’ya teslim olan Türkiye konusuyla ilgili İmralı’da yapılan görüşmeler, beni hiç mi hiç ilgilendirmiyor. Nasıl ilgilendirsin, modern ve uygar düzenin tersine, dörtnala kalkmış giden ülkede oturanlar, kendi durumlarını sallamazken, bana mı düşer onları savunmak? Elindeki topraklar un ufak edilip içinden her türlü hile ile yavru Kürdistanlar yaratılırken, sağa sola sallanarak yürüyen adama “Türkiye seninle gurur duyuyor” diyebiliyorlarsa, bana söyleyecek fazla söz kalmaz.
Sizler, modern malzemelerden yapılmış, Ortaçağ fanusu içinde, yaşamınıza devam ederken, biraz da dışarıda neler oluyor onları anlatayım.
Bu ayın 20’sinde ABD Başkanı Obama açık havada, Kongre önünde yemin edip, dört yıllık ikinci dönemine başlayacak. Başkanın bu son dönemi içinde radikal kararlar alması bekleniyor. Mesela Kongre’yi devre dışı bırakarak, silah satışlarını yasaklamak gibi. Biliyorsunuz Amerikan silah lobisi Anayasaya sığınarak silah satışlarını pompalıyor.
Obama, ekonomik açıdan istediği çapta olmasa da vergi yasasını muhalefetteki Cumhuriyetçilerin de engellemelerine karşı bir miktar geçirebildi. Bu dönem içinde özellikle 2013 sonundaki bütçe kavgalarının kanlı olacağı şimdiden belli.
Bu dönem içinde ABD’nin İsrail ile ilişkileri de düzene girecektir. Netanyahu bir noktada köşeye sıkıştı. ABD’deki Musevi lobisi de Netanyahu’dan pek memnun değil, ama ne yapsınlar et tırnaktan kopmuyor. Obama’nın kabinesinde Musevi asıllı yetkili sayısı artıyor. Bu da seçim öncesi Musevilere verilen sözün yerine getirilmekte olduğunu gösteriyor.
Bakmayın siz Tayip Erdoğan ile Davutoğlu’nun mangalda kül bırakmayan konuşmalarına. El altından işler mükemmel gidiyor. Ürdün’de Suriye’ye sızmak isteyen İsrailli ve Amerikalı subayların yanında bizimkilerden birilerinin olup olmadığını bilmiyoruz. Aslında Türkiye, uzun süredir İsrail ile el altından flört edip, ortalıkta küfür ediyor. Eski ve kötü bir oyun bu.
Şimdilerde Orta Doğu barışı yönünde bir gelişme beklenebilir. Bunun için Mısır’da iş başına getirdikleri Müslüman kardeş Mursi’nin yerini sağlama alması beklenecek. Bu arada öteki Müslüman kardeşe verilen destek ve sözle, katil Apo’yu siyasi süreç içine sokma çalışmaları da pür sürat gidiyor. Şimdiden BDP’liler telaffuz etmeye başladılar bile. Size şaka gibi geliyor ama Sayın(!) Apo’nun Meclis’te Başbakan Yardımcısı veya Başkan Yardımcısı sıfatı ile oturmaya başlaması yakın. Zaten daha önce şaka gibi gelen sayfalar dolusu her şey, bugün gerçek olmadı mı?
Bir de geçen gün gerçekleştirilen değiş tokuşta serbest bırakılan rehineler arasında Türk pilotlar olduğu iddiası da doğru mu? Bizimkiler yalanlarsa doğru demektir. Yalanlamalarını bekliyorum. Genelkurmay, hâlâ düşürülen uçaklar konusuna açıklık getirmiyor. Varlığı inkâr edilen bilgisayar plan ve programlarıyla her şeyi bulup terörle mücadele edenleri mahkûm ettiren acar savcılar, bu konuya neden el atmaz acaba?
Biz hâlâ Şubat ayında Tayyip Erdoğan’ın Washington’a yapma arzusu gösterdiği ziyareti öğrenemedik. Acaba o tarihe kadar İmralı’daki bebek katili ile görüşmeler bitecek de Mısır’la İsrail’e yapıldığı gibi, Erdoğan ile Apo’yu Beyaz Saray çimenleri üzerinde Obama el sıkıştırıp, yanaklarından mı öpecek? İkisi de adamı nasıl olsa, hadlerine mi düşmüş itiraz etmek.
Öte yandan Kongre’den geçen ay geçemeyip kadük olan Türkiye’ye ABD’nin vermek istediği 2 kruvazör konusunda Ermeni ve Rum lobilerinin oldukça büyük katkısı olduğu ortaya çıktı. Ermeni ve Rum lobilerinin internet sitelerinde bu işi engelleyen senatörlere nasıl övgüler düzülüyor bir bilseniz. Kongre’de yeni Savunma Bakanı’nın onay işleminde bazı sorunlar olabilir. Ancak Obama bu konuya, yani bakanının onayına asılacakmış gibi görünüyor.
Emeklilerimiz mutluluktan dört köşe, devletin verdiği zam ve intibakla ihya olmuş olmalılar. Ekonomi alanında ise söylenecek söz bulamıyorum. Bu kadar zam ve vergiye rağmen hâlâ enflasyonda devletin verdiği rakamlara inanıyorsanız zaten size söylenecek sözüm yok.