1982 Anayasasına ret oyu vermiştik!
1982 Anayasasına “Hayır” oyu vermiştik. Çünkü o zaman neredeyse Türkiye’nin tamamı siyasi yasaklıydı. O dönemde Alparslan Türkeş tutukluydu. İşkence çığlıkları taş duvarların arkasına taşmıştı. İnsanlar bir sağdan bir soldan denerek, idam ediliyordu. Bütün bunların müsebbibi olan zat hem anayasayı hem de kendisini onaylatarak devlet başkanı seçilmenin yolunu açıyordu. Tabii ki Kenan Evren Anayasasına %94 evet veren aziz halkımızın hilafına marjinal olarak da yerimiz %4’ün içinde kalmıştı. Hayırcılar olarak biz 1982 Anayasasına hayır dedik ama bu anayasanın bütün hükümlerine de bugüne kadar uymaya devam ettik.
Bu durumdan birkaç sonuç çıkarmak mümkündür. Birincisi Anayasalar bazen iktidarı elinde tutanların ihtiyaçlarını ve amaçlarını karşılamaya yönelik olarak yapılabilmektedir. İkincisi halkın referandumla verdiği oy, çoğu zaman konjonktür ve şartlardan etkilenebilmektedir. Üçüncüsü ise çoğunluğun her zaman doğru ve ahlaki davranması söz konusu olmamaktadır.
Evren ve Erdoğan’ın üslupları!
1982 Anayasasını yapanların mantığı yanlıştı. Topluma kendi eliyle kendisini kıskaca sokacak bir metin dayatılarak onaylatılmıştı. Bizim hayır dediğimiz bu anayasa, onbeş kez siyasi otoriteler tarafından değiştirildi. Şimdilerde de 16’ncı kez 1982 Anayasası, çok büyük ölçüde değiştiriliyor.
Anayasa bu kez de sivil siyasi otorite tarafından değiştirilmiyor, adeta TBMM’ye dayatılıyor. Bir tarafta anayasayı değiştirmeye çalışan ve oyları %40’ların altına düşen AKP, diğer tarafta ise iktidar dışı bütün muhalefet partileri var. Başbakan Tayyip Erdoğan tutum, tavır ve üslup yönünden Kenan Evren’den hiç de farklı görünmüyor. Başbakan, her şeye kadir ve hâkim olduğunu her şeyi yapabileceğini düşünüyor. Kenan Evren de aynı şeyi yapmıştı. Tayyip Erdoğan’ın referanduma sunacağı anayasa değişikliğinin %94 gibi bir kabul oyu ile onaylandığını bir düşünün! Böyle bir Türkiye’de gazeteciler kalemlerini, vatandaşlar analarını, medya sahipleri televizyonlarını sırtlarına yüklenip bir yerlere savuşmak durumunda kalacaklardır.
Yanlışa karşı olan yanlış!
Anayasa değişmeli midir? Elbette değişmelidir. AKP’nin getirdiği Anayasa değişikliklerinin büyük çoğunluğuna katılmak da mümkündür. O halde AKP’nin Anayasa değişikliğine neden karşı çıkıldığının bir açıklaması da olması gerekir.
Özellikle bizim açımızdan hayır dediğiniz ve yanlış gördüğünüz bir anayasa değiştiriliyor, niçin bunu desteklemiyorsunuz, diye bir soru insanların aklına gelebilir. Bunun cevabı açıktır; Bugün AKP iktidarı gerçekte bir yanlışa karşı bir başka yanlışı halka dayatıyor.
Bir defa, Anayasa değişikliği içeriğinden daha çok katılımcılık, yöntem, üslup, zamanlama ve öncelik bakımından sorunludur. Bu anayasa değişiklik çalışmaları katılımcı bir mantıkla ele alınmamıştır. Taslağı bile AKP’ye yakın neoliberal kimlikli bilim adamlarınca hazırlanmıştır. Diğer yandan, halk tabiriyle iktidar sanki “sel önünden kütük kapar” hevesi içinde Anayasayı TBMM’den geçirmek istemektedir.
Başbakanın bizzat kendisinin bile bir işe yarayacağına inanmadığı bir Anayasa değişikliğine muhalefeti ve halkı inandırmaya çalışması da bir başka ironidir. Nitekim Başbakan, bir yandan Anayasa değişikliği için seferberlik ilan etmiş durumda, diğer yandan da bunun sistemi selamete çıkarmaya yetmeyeceğini Türkiye için “Başkanlık Sistemi” nin gerekli olduğunu söylüyor. O halde birilerinin taksit taksit Anayasa değişikliğine gitmesinin anlamını açıklaması gerekmiyor mu?