10 üstünden 10 yıldızlı yeni Amerikan rüşveti...
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün katıldığı Şikago’daki NATO zirvesinde “pazarlıklar” olumlu sonuçlanmış. Türkiye, 2013’ten itibaren NATO karargahında 8 yerine 10 yıldızlı komuta heyetiyle yer alacakmış. Bu içerikteki haberleri okuyunca hemen, memleketimin ünlü türküsü “Keklik” aklıma geliverdi. Önce ünlü türkünün sözlerini hatırlayalım:
Nerden gelirsin Zirzop kalesinden
Ne gezersin açlık belasından
Nerde yattın Beyin konağında
Ne vardı kupkuru yerde
Kekliğim oy
Kekliği düz ovada avlarlar
Kanadını kanadına bağlarlar
Şıkıdık mıkıdık oynarlar
Buyrun arkadaşlar davetim var benim
Herkes kesesinden yesin içsin
Saltanatım var benim
Aslı yok yaylasında bin beş yüz koyunum var benim
Kekliğim oy
Kekliği düz ovada avlarlar
Kanadını kanadına bağlarlar
Şıkıdık mıkıdık oynarlar
Evet.. Aynen öyle!..
“Aslı yok yaylasında bin 500 koyunum var benim” Öyleyse, şıkıdık mıkıdık da oynayın...
Savurun, savurabildiğiniz kadar. Nasıl olsa millet yutuyor!.. Rasmussen’in NATO Genel Sekreterliği görevine getirilmemesi için Tayyip Erdoğan ne biçim posta koymuştu?.. Sonra ne oldu?
Şimdi Abdullah Gül, Obama ile Rasmussen’in arasına girip bol gülücüklü fotoğraflar veriyor.
NATO’da yıldız sayımız 8’den 10’a çıkınca, yani general sayımız artınca karar mekanizmasında daha etkin olacakmışız.
Tezgah öyle komik ki!..
Servis edilen haberlerle, bize bunu zor pazarlıklar ardından sağlanmış üstün başarı gibi algılatmaya çalışıyorlar. Ben, sizin, ABD Irak’ı işgal etmeden önce, nasıl ve ne türden pazarlıklar yaptığınızı en iyi bilenlerdenim..
En büyük ikinci askeri güç olan Türkiye’nin ve onun subaylarının özellikle soğuk savaş sırasında ABD’liler tarafından NATO’nun hangi karargahlarına/odalarına sokulmadığını da bu millet ortaya çıkan belgelerden çok iyi öğrendi.
Peki bu 10 yıldızlı yağlama-yıkama neyin nesi?...
Sözü, konunun esas uzmanlarına bırakalım.
Emekli Tümgeneral Armağan Kuloğlu:
“NATO’nun misyonu çerçevesinde ABD’nin menfaatleri de yatıyor. Bu çerçevede Orta Doğu’daki olaylarda gittikçe bir tırmanış var. Afganistan konusunda birliklerin geri çekilmesi var 2014’de. Bununla ilgili bir takım hazırlıklar var. Irak’ta durum hiç hoş değil. Irak’ın kuzeyindeki yapı bağımsızlık peşinde koşuyor, güneyindeki yapıyla devamlı bir çatışma halinde ve Irak’ta istikrar yok. Suriye konusu ise yönetimin gitmesi konusunda batı ve ABD ısrarlı ancak yönetim Rusya’nın, Çin’in ve İran’ın da desteğini aldığı için ve içerden de destek gördüğü için gitmiyor ve oraya sonunda bir askeri operasyon henüz gündemde olmasa da yapılması muhtemel. İran konusunda sürekli bir çekişme var. Füze kalkanı konusunda zaten mutabakat sağlanmış tekrar NATO görüşmelerinde. Bu da Türkiye’ye verilen önemi gittikçe artırıyor. NATO içerisinde Ortadoğu anlamında, NATO menfaatleri açısından, Türkiye’nin fonksiyonu eskiye nazaran gittikçe artmış durumda. Bu menfaatleri yerine getirecek bölgedeki tek ülke de Türkiye. O bakımdan Türkiye’ye bir jest olarak derecesini yükseltme konusunda bir teşebbüste bulunulduğu kanaatini taşıyorum.
ABD yeni bir politika uyguluyor. Bu da 2020 politikası. 2020 politikasında ağırlık merkezi Asya - Pasifik’e kayıyor. Dolayısıyla Ortadoğu ve civarındaki ülkelere doğrudan müdahale artık Amerika’nın işine gelmiyor. Ne NATO vasıtasıyla ne de müstakil olarak. Buradaki işleri yerel ortaklar vasıtasıyla yürütmeye çalışıyor. Yerel ortak kim, bölgedeki tek ortağı Türkiye. Bu civarı Türkiye vasıtasıyla yöneteyim, ben sıklet merkezini Asya - Pasifik’e kaydırayım anlayışı içerisinde hareket ediyor. Dünya hâkimiyetini ve dünyada söz sahibi olmayı ancak böyle devam ettiririm diye düşünüyor. Türkiye’nin NATO içerisindeki durumunu daha güçlü bir şekilde ortaya koyup, ona daha prestijli bir durum yaratıp bundan faydalanmak istemesinin göstergesi de olabilir bu.”
Araştırmacı-yazar Erol Bilbilik:
“Bunun anlamı NATO’da ya 10 Tuğgeneral bulunacak, 10 tuğgeneral 10 yıldız ediyor veya 5 tümgeneral bulunacak. Şimdi buna karar verecekler. Bunu Tayyip Erdoğan, NATO’da daha güçlü olmak adına, NATO’da görev yapan subay sayısını artırmak için istedi; sanki Obama yönetiminden bir taviz koparıyormuş intibaı yaratmak için. Hâlbuki bu bir general rüşvetinin bedeliydi. Yani bu iktidar NATO’ya tam teslim olmuştur ve vatana ihanet suçu işlemiştir. Başlı başına bu füze kalkanı konusunda NATO’ya teslimiyetiyle bir vatan hainliği suçu işlemiştir, büyük bir taviz vermiştir. Özellikle Kürecik’te bir ABD ikili gizli anlaşması ile faaliyete geçirilen radar, o bir NATO anlaşması gereği faaliyete geçirilmemiştir. Orada söylenen sözler, yapılan açıklamaların tamamı yalandır ve uydurmadır. Kürecik doğrudan doğruya Rusya’yı, İran’ı, Orta Asya ve Çin’i tehdit eden, olağanüstü güçlü bir radar üssüdür. O radar üssünün yanında Patriot bataryaları yani füzesavar füzeleri de getirilmiştir. Orada tüm komuta ve çalışmaları Amerikan ekibi yürütüyor. Orada barakalar kuruldu personel için. Bir de hepsinden önemlisi orada uydu istihbarat üssü var, elektronik. Aynı İncirlik’teki gibi. İncirlik hava üssü olmasının ötesinde aşağıda uydu istihbarat üssü var. Bütün uydu istihbaratı, yönlendirilmesi ve değerlendirilmesi orada yapılıyor. Oraya Genelkurmay Başkanı dahil hiçbir Türk generali giremiyor o alt kata. Aynı İncirlik gibi Amerikan gizli ikili anlaşması yapılmıştır. Bu başlı başına teslim alınmanın yegâne belgesi Kürecik radarıdır ve füze kalkanı anlaşmasıdır. Bunun tavizi olarak vermiştir. Her şeyi reddettik, hepsine karşı çıktık dediler. Önce tavır koymuşlardır, sonra NATO Genel Sekreter Yardımcılığına bir büyükelçiyi tayin etmiştir ve yelkenleri indirmiştir. Dolayısıyla zaten orada 10 yıldız kullanmasının hiçbir anlamı yoktur. Çünkü o kadrolar askeri kadrolardır. Esas kararı veren Amerika’nın asker ve sivil kanallarıdır. Kürecik radarının kurulmasını isteyen baştan aşağı da bu iktidardır. Bütün füze kalkanının Türkiye’yi de içine almasını ve NATO ülkelerinin de orada bulunmasını, ABD talep etmeden isteyen de bu iktidardır. Bu tamamıyla dik duruyoruz görünme, ama NATO’ya ve ABD’ye teslimiyettir.”
Uzman görüşleri böyle.
Şikago’dan paketlenen bir husus daha var; İzmir’in de NATO’nun kara komutanlığı üssü olması benimsenmiş. Ege Ordumuz, NATO’ya bağlı olmayan tek askeri varlığımızdı. Gerisini artık siz düşünün.
Bundan sonra NATO adına yapılacak tezgahlara dikkat edin diyeceğim ama!.. Siz, en iyisi, TSK kamuflajlı manevralara daha da dikkat edin...
“BOP Eş Başkanı rütbeli” Tayyip Erdoğan, Uludere ile ilgili olarak, “Olayla ilgili talimat verme konusunda mevcut sistem nasıl çalışıyorsa öyle çalıştı. Güvenlik güçlerine verilen izin, güvenlik güçleri tarafından kendi mücadele ve tasarruf alanlarında kullanıldı” diyerek Genelkurmay Başkanı’nı hedefe oturttu.
Sizce Erdoğan, çok sevdiği Paşası Necdet Özel’i niye kurtların önüne attı?
Boş verin!..
Türküye devam..
“Aslı yok yaylasında bin beş yüz koyunum var benim
Kekliğim oy
Kekliği düz ovada avlarlar
Kanadını kanadına bağlarlar
Şıkıdık mıkıdık oynarlar.”