Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Macit YUSUF
Hüseyin Macit YUSUF

Yeni Yılda Türk-Rum kutuplaşması doludizgin

KKTC Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu, yeni yıl dolayısıyla yayımladığı mesajında Kıbrıs sorununa değinerek, “Kıbrıs konusunda, Rum komşularımızın olumsuz tutumu dolayısıyla 2013 yılı içinde de, iyi niyetli ve yapıcı çabalarımıza rağmen bir antlaşma yönünde ilerleme sağlayamadık. Şubat ayında Rum Yönetimi Başkanlığı’nda yaşanan değişim şu ana kadar görüşme masasına olumlu değil, tam tersine olumsuz olarak yansıdı” dedi.
Ortaya konulan Rum görüşlerinin, Kıbrıs Türk halkının hak ve hukukunu ortadan kaldıracak nitelikte olduğunu söyleyen Eroğlu, şunları kaydetti: “Dileriz, Rum komşularımız tutumlarını gözden geçirirler ve 2014 yılı Ada’da var olan gerçeklere dayalı bir antlaşmayı da beraberinde getirir. Rum komşularımız bilmeli ki Kıbrıs Türk halkı asla 1974 öncesine dönüşü kabul etmez. Kıbrıs Türkü 1963 koşullarında bile egemenliğinden, özgürlüğünden taviz vermedi, şimdi bir Devlet çatısı altında, Anavatan Türkiye’nin güvencesindeyken hiç vermez.”
Kıbrıs konusunun çözümünün iki halkın kalkınma çabalarına, Ada’nın refahına katkı sağlayacağına inandıklarını belirten Eroğlu, “Biz, çözüme ve çözümle birlikte olanaklarımızı Kıbrıs’ın bütününün yararına seferber etmeye varız. Ancak bu, ’çözüm eşittir refah, çözümsüzlük eşittir kötü yönetim ve ekonomik sıkıntıların devamı’demek değildir” dedi.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis de yeni yıl mesajında 2013’ün zor bir yıl olduğunu, 2014’ün de kolay olmayacağını vurgulayarak “Kıbrıs sorununun çözümünü, rekabet olsun diye istemiyoruz veya suçlama oyununun bir parçası olarak da görmüyoruz. Kıbrıslı Türk vatandaşlarımızı temin etmek isterim ki Kıbrıs Rum tarafı, belirsizliğin uzamasına veya kabul edilmez durumun devamına katkı koymuyor. Bizi çözüme varmak, ortak vatanımızı yeniden birleştirmek ilgilendiriyor” dedikten sonra; “Yeniden birleşmeye halkın destek vermesini, sınavlara dayanabilmesini, kalkınma ve refah fırsatları oluşturmasını, Avrupa ilke ve değerlerini güvence altına almasını, Kıbrıs’ta ve bölgede istikrarı güvence altına almasını, ittifaklara olanak tanımasını istediklerini” belirttiği mesajını “Bu nedenle bir diyaloğa girmeden önce Kıbrıs sorununun temel çözüm ilkelerinin hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açıklıkla netleştirmek istiyoruz. Dağılma şartlarını müzakere etmek yerine yeniden birleşmenin ön şartlarını tartışalım” diye sürdürerek masaya 2014’te de kolay kolay oturmayacağının sinyallerini verdi.
Rum yönetiminin ikinci adamı Meclis Başkanı Yannakis Omiru ise “Türk tarafı üç başlı egemenlikte, üçlü vatandaşlıkta, iki halkta ve konfederal yapıda ısrar ettiğinden, müzakerelere katılmamız, Annan Planı’nın en kötü versiyonunu kabul etmemizle eşdeğerdir” diyerek sürdürdüğü açıklamasında Kıbrıs sorununda yeni bir milli strateji belirlenmesi gerektiğine de vurgu yaptı. Omiru bu konudaki görüşlerini özetle şöyle detaylandırdı: “Bu yeni milli stratejinin somut bir içeriği olmalı. Kıbrıs Helenizm’inin fiziki ve milli varoluşunun sınırlarını belirleyecek bir çözüm taslağı haricinde, bölgemizdeki yeni jeostratejik olguları da değerlendirmeli, Türkiye’yi sorumluluklarıyla baş başa bırakmak için Kıbrıs sorununda uluslararası konferans talep etmeliyiz. Bütün taslaklar derhal geri çekilmeli ve tek üniter ve bölünmez egemenlik, tek ve bir vatandaşlık ve tek hukuki temsiliyet, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin (federasyona) dönüşümü ve partenojenezin (bakir doğum) reddedilmesinde tartışma kabul etmez şekilde ısrar edilmelidir.”
Bu arada DİSİ Limasol Milletvekili Andreas Themistokleus, Doğu Akdeniz’de hidrokarbon rezervleri bulunması dolayısıyla Güney Kıbrıs’ın, menfaatlerini korumak için Rusya ve İsrail gibi devletleri müttefik edinmesi gerektiğine işaret ederek, “Önce kendimiz çağdaş, iyi eğitilmiş ve en iyi şekilde teçhizatlandırılmış bir orduya sahip olmalı ve şunları çok iyi algılamalıyız. Kendine ait iyi eğitimli ve iyi örgütlenmiş silahlı kuvvetleri olmayan devlet sahte devlettir, içte ve dışta hiçbir itibarı olmayan devlettir, ilk fiskede dağılan devlettir, hiçbir dış politika üretemeyen devlettir. Her yıl üretilen zenginliğin bir bölümünü savunma kalkanımızı güçlendirmek, bir ittifak oluşturma olanağımızı artırmak ve Türkiye’ye olacak bedeli artırmak için feda etmemiz gerekiyor ve bunu, etkin savunma maliyeti kaybedilmiş bir savaşın maliyetinden daha az olduğundan yapıyoruz. Bunları ve şartların gerektirdiklerini yapmazsak devletlik, doğal ve milli varoluşumuzu, itibarımızı ve deniz zenginliğimizi Türkiye’nin insanlığına bırakmış oluruz, bunu mu istiyoruz?” dedi.
Yeni yılda en üst düzeyde verilen mesajlar bunlardır. Rum tarafının inatçı, olumsuz ve düşmanca tavrı sürmektedir. 2014, daha ilk gününden, Kıbrıs’ta bir anlaşma olmayacağının açık sinyallerini vermiştir; kimse anlaşma olacak diye boşu boşuna ümitlenmesin ve yanlış hesaplar yapmasın.

Yazarın Diğer Yazıları