WikiLeaks ve "Badel harap ül Basra!.."

Son yıllarda bazı ülkelerin adı geçince, “Telekulak Cumhuriyeti”, “Telekulak Devleti” tabirleri akla geliyor. Bu “utanç” dolu “dinleme” ve “ifşa” eylemleri, halkımız tarafından oldum olası yadırganıyor. Yani, Türkiye Cumhuriyeti asla ne “telekulak” ne “istihbarat edinme” ne de “gizli arşivleri” düzenleme ülkesi olmak istemiyor. Öyle bir hava yaratılmış bulunuyor ki, sanki dinlenmeyen hiç bir telefon veya ev bulunmuyor. Kim kimi, niçin, neden, dinliyor, bu tür eylemlerin kaçı yasal gibi sorular ve endişeler ülkeyi “güvensiz” hale getiriyor. Ne yazık ki, koskoca bir devletin en önemli mevkilerindeki ilgililerini dinleyip ses kayıtlarını “sır” dolu bir sitede yayınlamak, çok önemli bir durum arz ediyor. Aslında son yıllarda elektronik postalara düşen bir nottan özetlenen bilgilerde, ABD’nin elektronik istihbaratla neler yaptığı veya yapabileceğine dikkatler çekiliyordu. Bu arada, ABD’nin istediği uçağı, istediği rotaya yönlendirebileceğinin bile teknik bilgileri yer alıyordu. Hatta NATO’nun Yugoslavya’daki operasyonda, koruma/gözetleme görevi yapan Türk F-16’ların belirlenen rotadan saptıklarında, tepelerinde dolaşmakta olan ABD AWACS uçaklarının müdahalesiyle ekranlarının karartıldığı belirtiliyordu.
İş bununla bitmiyor, Birinci Körfez Savaşı’nın başladığı saatlerde Ankara’daki kritik noktalarda iletişimin kesildiği, Eskişehir’de gerçekleştirilen bir tatbikatta ABD’nin plan gereği, bütün üssün iletişiminin karartıldığı, Dağlıca’da yaşanan olayda, iletişimin kesildiğinin hatırlatıldığı uyarı notunda “inanılması zor” iddialar yer alıyordu.
Otomobille bir tünele girildiğinde, radyodaki yayının birden kesilip tünelle ilgili bilgi veren başka bir yayın devreye girdiği hatırlatılarak, sistemin basit bir işleyişi özetleniyordu.
İşte basit bir izahı yapılan bu “elektronik müdahale” sayesinde özellikle ABD’nin karada, denizde ve havada istediği her türlü operasyonu yapabileceği sonucu çıkıyor.
“Gizli” konuşmaların da, buna benzer bir “ortam dinleme” tekniği ile kaydedildiği de öne sürülüyor. Her ne kadar, telekomünikasyon sistemimizi kısmen de olsa “yabancılar”ın elinde olduğundan böylesi bir “dinleme ağı”nın oluşturulduğu iddiaları varsa da asıl operasyonun “ABD” çıkışlı olduğu daha mantıklı bulunuyor.
“İnternet” in bir ucu Pentagon’dan geçiyor iddiaları da unutulmuyor.
ABD istihbaratının, yüksek teknolojiye dayalı dinleme operasyonu, ne yazık ki bir bir hükmünü icra ediyor.
Gelişme aslında uydulararası bir savaşı da gündeme getiriyor
Türkiye’nin her bakımdan çok dikkatli olması, özellikle “gizli” ve “kilit” durumundaki makamlarının sık sık temizlenmesi icap ediyor.
Aslında Türkiye Cumhuriyeti’ne de asla “telekulak” tabiri yakışmıyor.
Unutulmamalıdır ki, “Badel harap ül Basra” (Basra harap olduktan sonra) hiçbir önlemin önemi kalmıyor.
Wikileask’ın devam eden ifşaatlar ve tahribatı, her şeyi adeta ispatlıyor.


Galada paşalar buluşması
“Özel Hayatlar” oyununun ikinci galasına davetliydik. Profilo Alışveriş Merkezi her şeye rağmen ayakta başarıyla durabilen Gencay Gürün’ün İstanbul Tiyatrosu’nda ki yeni oyunu Cihan Ünal sürüklüyor.
Hem yönetiminde hem de başrollerde yine üstün bir sanat sergileyen Ünal’a yıllar sonra tiyatro sahnelerine “iştahla” dönen Hande Ataizi’nin yanı sıra Şencan Güleryeri ve Burcu Kanbeli’nin rol aldığı ” Özel Hayatlar “ gerçekten de “sıkılmadan” ve “zevk alınarak” izlenebiliyor. Gencay Gürün’ün konukseverliği ve kaliteli çevirisi kendini hissetiriyor. “Özel Hayatlar”ın galasına gelenlerin başında çok üst dereceli emekli askerler, politikacılar ve diplomatlar yer alıyordu.
Genelkurmay eski başkanlarından İlker Başbuğ ve Yaşar Büyükanıt’ın yanı sıra 1. Ordu eski komutanı Çevik Bir yine “İstanbul Tiyatrosu”da sahnelenen eserlerden birini daha beraber izliyorlardı.
Dışişleri eski bakanlarından Vahit Halefoğlu, İlter Türkmen ve Emre Gönensay da önde gelen politikacı- bürokratlardı. MİT eski Müsteşarı emekli Büyükelçi Köksal Sönmez, zarafetini ve güzelliğini koruyan Filiz Sönmez (Akın) ile diğer ünlü davetliler Çaydanlık Cafe’de verilen kokteylde de dostlukları pekiştiriyolardı.


BUNLARI
BİLİYOR MUSUNUZ

Başbakan’dan yeni bir gezi daha
Başbakan R.Tayyip Erdoğan’ın, önümüzdeki ayın başlarında, kalabalık bir iş grubuyla Mısırı resmen ziyaret edeceğini
Doğu Karayipler’de gel keyfim gel
Kendilerine “elit tabaka” gözü ile bakılan, bazı zengin ailelerin fertleri, yaklaşan sömestre tatilinde, çocuklarını bahane ederek dünyanın en büyük gemisi Qasis The Seas ile Doğu Karayipler’e gitmeye hazırlandığını...
İstanbul Modern’de bir Çin’li
İstanbul Modern Sanat Müzesinde, çağdaş Çin fotoğrafını Dünyaya tanıtılmasında en etkili imzalardan biri olan Yao Lu’nun fofoğraf sergisinde, ülkesinin yeni çehresini yansıttığını...
“Ya Yenilenirsin Ya da Yenilirsin”
Tanınmış eğitim, öğretim ve iş adamlarımızdan Dr.İbrahim Arıkan’ın kaleme aldığı “Ya Yenilenirsin Ya da Yenilirsin” adlı son kitabının İngilizce’ye çevrildiğini ve yabancı misyonda elden ele dolaştığını...
Ayşe Arman’ın kayınvalidesi
aramızdan
Halkla ilişkilerin duayenlerinden Betül Mardin’in, köşe yazarı Ayşe Arman’ın kayınvalidesi olduğunu ve damadın mesleği nedeniyle sık sık ailece uçakla bile saatlerce süren Dubai seferleri yapıldığını...

Yazarın Diğer Yazıları