Bir sabah kalktığınız zaman içerisinde bulunduğunuz WhatsApp grubunda arkadaşınızdan ya da ailenizden birinin yaşlı ya da daha genç bir halini gördüğünüz bir gününüz olmuştur. Paylaşılan yaşlı fotoğraflar genellikle "Yaşlılık bana yaramamış" ya da "Neyse, yaşlanınca tatlı olacakmışım" şeklinde mesajları da beraberinde getirir. Yaşı nispeten biraz daha ileride olan ve 'genç' kategorisini biraz aşmış kişiler de gençleştirme filtrelerini kullandığı zaman dünyanın tüm derdini omuzlamış gibi bir yorum yaparak "Yıllar benden neler götürmüş, eskiden nasılmışım görüyor musun?" şeklinde bir giriş yapabilir.
Tabii ki tüm bunların belirli bir noktaya kadar eğlenceli olmadığını ya da bu tarz etkileşimlerin kötü olduğunu iddia etmiyoruz. Sevdiklerinizle paylaşımda bulunmak son derece önemli ve bağlayıcı bir etkinlik olsa da size getirileri kadar sizden götürdükleri de önemli. Bu noktada da ortaya çağımızın en büyük sorunlarından biri olan veri gizliliği ortaya çıkıyor.
Dünya üzerinde en şeffaf kişi olduğunu iddia edenlerin bile belirli bir noktadan sonra kimsenin bilmesini istemediği bilgileri bulunuyor. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte birçok veri 'güvenli' bir şekilde depolanabiliyor olsa da kişisel verilerimiz her an başkaları tarafından ele geçirilme risklerini de taşıyor. Tabii ki genellikle çalınan veriler, kişiyi maddi yönden etkileyebilecek bilgiler olarak karşımıza çıkıyor. Bunların arasında kart bilgilerimiz, kimlik bilgilerimiz ya da birinin hesaplarımıza ulaşabileceği farklı bilgiler bulunuyor.
Webtekno'da yer alan habere göre kötü niyetli kişilerin sizden maddi kazanç sağlayabilecekleri tek yöntem kişisel bilgileriniz değil. Fotoğraflar ya da konuşmalar gibi özel verilerinizi kullanarak da bir çeşit şantaj aracılığıyla sizden para kazanabilen kişiler bir çeşit tehdit sonucunda istediklerine ulaşabilir. Bunun örneklerine de yakın dönemlerde şahit olduk. Örneğin telefonu ele geçirilen ABD'li oyuncu ve şarkıcı Bella Thorne, bir hacker tarafından kendi özel fotoğraflarıyla tehdit edilmiş, bu olay sonucunda Thorne, kendi fotoğraflarını kendi paylaşmak durumunda kalmıştı.
Daha kapalı ancak yine benzer bir örnek olarak da karşımıza, cinsel içeriklerin bulunduğu sitelerin büyük bir çoğunluğunun (%93) verilerinizi toplaması çıkmıştı. Haberimizde bahsettiğimiz gibi bu konu belki büyük bir kesim için sorun teşkil etmese de toplanan veriler aracılığıyla cinsel yönelimleri tespit edilebilen kişilere karşı şantajların yapılabileceği, özellikle eşcinsel eğilimlerin kabul edilmediği bölgelerde insanların çok ciddi şekilde etkilenebileceğinden bahsetmiştik.
Az önce verdiğimiz iki küçük örnek, günümüzde insanların istedikleri zaman verilerinize ulaşabildiği örnekleri kapsıyor. Son günlerde gündeme oturan FaceApp uygulamasıysa, büyük bir dikkatsizlik ve ihmal sonucunda kendi verilerimizi kendi istek ve rızamızla başkalarına vermemizi örnekliyor.
Bu cümleyi okuduğunuz zaman "Nasıl yani?" şeklinde bir soru soruyu kendinize sorduysanız FaceApp'in kullanıcı sözleşmesini okumadığınızı düşünüyoruz ve okumanızı tavsiye ediyoruz. Bilenler için konuyu açacak olursak FaceApp tarzındaki uygulamaların aslında çok da yabancı uygulamalar olmadığını söyleyebiliriz. Geçtiğimiz yılları hatırlayacak olursanız neredeyse her sene benzer uygulamaların çıktığını ve sonucunda benzer veri ihlalleri ve gizlilik ihlallerinin yaşandığını hatırlayacaksınızdır.
İnsanları belirli bir trende yönelten ve de onlar bu trendle eğlenirken onların verilerini alarak hayatına devam eden kişiler, artık veri hırsızlığı yönteminde kişinin bilinçsiz bir şekilde rızasını da alıyor. Okumadan onayladığımız kullanıcı sözleşmeleri içerisindeki maddeler sonucunda da veri gizliliğimiz üzerindeki tüm hakları karşı tarafa vermiş oluyoruz.