Utanç yılı 1945 ve ötesi!

Tam 66 yıl önce 6 Ağustos’ta, dünyada ilk defa, nükleer bir bombayla karşılaşan insanoğlunun bu dramı daima hatırlanıyor...
70 binden fazla Japon’un öldüğü ve binlercesinin yaralar, bereler içinde kaldığı, dünyanın en büyük katliamının yapıldığı Hiroşima’da hâlâ nükleer bombanın etkileri görülüyor.
Evet, insanoğlu bunu unutmamalı, unutturmamalı.
Ve de unutmuyor.
Peki, ABD “Hiroşima” yı hiç hatırlıyor mu?
Oysa her ABD’linin aklına bir “ağrı” gibi takılması,
“vicdan azabı” çekmesi gereken bir kara leke bu...
Gerçi ABD, kendisini ilgilendiren tedhiş olayları karşısında “şahin” , başkasını vuran teröre “kuzu” bir imparatorluk görünümünden kurtulmaya çabalıyor.
Hiroşima 66 yıldır ağlıyor.
Kaybettiği evlatlarına ağlıyor.
Çocuklarını yitirenler, ana-babasız kalanlar, evleri başlarına çökenler hep ağlıyor.
Hiroşima 66 yıldır ağlıyor.
Aslında, zaman zaman ABD’yi yöneten çok dirayetli, barışsever, sağduyu sahibi yöneticiler de hatırlanıyor. Bu nedenle Obama’ya hâlâ umut bağlanıyor.
Hiroşima’nın 66. yıldönümünde ABD’nin dünyadaki konumu hiç de iç açıcı bir görünüm arz etmiyor. Hiroşima, ABD’nin böylesi tutum ve tavırlarıyla hiç belleklerden çıkmıyor.
Zaten, Irak istilası, İran’a yapılan “nükleer” tehdit, hafızaları hep tazeliyor.
Bu arada, başlatılan “Arap Baharı” ile Tunus, Mısır, Libya, Yemen, Bahreyn ve Suriye’de uygulamaya konulan “parçalama planı” hafızaları daha da tazeliyor.
Zaten, ABD’nin meşhur Genişletilmiş Büyük Orta Doğu Projesi, Hiroşima’ya atılan bomba gibi özellikle İslam ülkelerinin kâbusu oluyor.
Petrol ve su yollarının denetimi uğruna yapılan tehlikeli ve sinsi projenin muhtemel tahribatı belki de Hiroşima’ya eşit değer taşıyor.
İnsan, ister istemez 66 yıl gerilere “endişe” ile her an bakıyor ve acı acı düşünüyor.
...Ve bütün umut, yine insanoğlunun omuzlarında duruyor. Ne var ki, insanoğlu ABD ve birkaç müttefikinin saldırı planlarından “yılmış” bulunuyor.
Özellikle, Afganistan ve Irak... ABD’nin acımasız saldırganlığının tahribatı, nükleer gücü çağrıştırıyor.
Şu dünyanın garipliğine bakınız ki, kendisini “demokrasi havarisi” sanan ve ilan eden ABD ne yazık ki, aslında insanlık için büyük tahribat yapıyor.
Üstelik, daima kendisini haklı göstermek için, derin oyunlar tezgahlıyor.
Aslında, gerçek hür dünya, ABD’nin bu “şahin” konumundan çok çekiyor ve biran önce kurtulmak istiyor. Ne var ki,
ABD bütün gücü ile bir ahtapot gibi dünyayı sarmış bulunuyor.
Sağduyu sahibi ABD’liler çoğunlukta olmasına ve ülkelerinin bu saldırgan tutumundan utanç duymalarına rağmen, egemen durumdakiler gezegenimizde birçok Hiroşima’yı açık veya gizli bir şekilde, pervasızca uyguluyor.

Yazarın Diğer Yazıları