Geminin ahşap aksamının erimesi nedeniyle batığın amfora yüklerinden oluştuğunu anlatan Özdaş, fırtına nedeniyle batmış olabileceğini düşündükleri ticaret gemisinin 20-30 metre uzunluğunda olduğunu tahmin ettiklerini ifade etti.Dönemin ticaret gemilerinde kaptan dahil 6 kişilik mürettebatın görev yaptığını dile getiren Özdaş, Rodos'un o tarihte büyük bir ana liman olduğunu, adalar dışında Anadolu ana karasındaki coğrafyayı da kontrol ettiğini dile getirdi.Özdaş, "Bulduğumuz batıktaki Rodos amforaları da büyük ihtimalle Fethiye Körfezi bölgesinden ürünler. Tarımsal üretimler paketlendikten sonra Rodos'a taşınmaktaydı. Buradan da Akdeniz ülkelerine, Avrupa kıyılarına gönderiliyordu." diye konuştu.Kültürel mirasa sahip çıkma projesiHarun Özdaş, Fethiye Körfezi'ndeki bir diğer buluntunun da demirleme alanı olduğunu, yüzden fazla çapanın bulunduğu bölgenin 4 bin yıllık kullanıma işaret ettiğini belirtti.Birleşmiş Milletler'in 2021-2030 yılları arasını "Okyanus On Yılı" olarak ilan etmesiyle, denizlerde yapılacak bilimsel çalışmaların öneminin her boyutuyla artacağını söyleyen Özdaş, şunları kaydetti:"Bu da Mavi Büyüme stratejisine temel teşkil eden araştırmaları ön plana çıkarmaktadır. Dr. Öğretim Üyesi Nilhan Kızıldağ, Samet Harmandar, İrfan Yıldız ve Deniz Can'ın da görev aldığı arkeolojik su altı araştırmalarımız Sualtı Kültür Mirası ve Denizcilik Tarihi Merkezi-SUDEMER bünyesinde önümüzdeki sezonda da yürütülecek ve Dokuz Eylül Üniversitesi, Türkiye denizlerindeki kültürel mirasa sahip çıkmaya devam edecektir."Özdaş, "Türk Batık Envanteri Projesi: Mavi Miras" kapsamında Ege kıyılarında yaklaşık 40 batığın tespit edilerek kayıt altına alındığına da işaret etti.(AA)