Türkiye üzerine oyunlar (27 Kasım 2007)

Türkiye üzerine oynanan çirkin oyunları biz yazmaktan, onlar tezgâhlamaktan bıkmadılar. Beni üzen, oyun olduğu o kadar belli olan bu oyunları her sunuşlarında yeni bir şey duyan çocuklar gibi halkımın heyecanlanması.
Bu yazımda sizlere Türkiye üzerine hazırlanan bir dizi oyunu hatırlatacağım.
Oyun-1 Sevgili okurum; son günlerde terör örgütünün Kandil’deki çete merkezinden Bayık ve Karayılan’ın Türkiye’ye iade edileceği haberlerini nasıl olur da yeni diye dinlersiniz? Bu haberler hatırlarsanız Başbakanın, ABD Başkanı Bush’a Türkiye’yi teslim ettiği 5 Kasım Beyaz Saray ziyareti öncesinde de çıkarılmıştı. Bence heyecanlanacak bir şey yok, ayrıca doğru olsa kaç yazar. Bebek katili de İmralı Adasında ama hâlâ çetesini yönetebiliyor.
Oyun-2 PKK’ya silah bırakma veya bıraktırma tezgâhı. Bu oyun da yeni değil. PKK bu oyunu son yıllarda her kış mevsimine girişte sahneye koyar, işbirlikçileri de matah bir şeymiş gibi sunar. Önce bir ateşkes ilan edilir, daha sonra da hain pusularla evlatlarımızın kanları kahpece akıtılmaya başlanır. Bu son silah bırakma tezgâhı önce ABD’de başladı, sonra AB geveledi ve ardından Barzani, Talabani’nin ardından PKK ile, son olarak da Tayip Erdoğan bu tezgâhı açıkladı.
Oyun-3 Türkiye’yi Kıbrıs konusunda kandırma tezgâhı. Bu tezgâh şimdilerde aciliyetini kaybetmiş durumda. ABD tarafından hazırlanan ancak, BM Genel Sekreteri’nin planı diye gazlanan projeyle KKTC tanınacak, ekonomik ve siyasi ambargo kalkacak yalanı, referandumda olumlu oy almak üzere kullanıldı. Başından beri bu tezgâhı yemeyen Rauf Denktaş da karalanmasına rağmen maya tutmadı.
Oyun-4 AB’ye giriş tezgâhı. Bu tezgâh oyunu ile Avrupalılar, Osmanlıdan ve daha sonra kurulan Cumhuriyet hükümetinden intikamlarını alabiliyorlar. Türkiye’yi parçalamakla birlikte ülkeyi ayakta tutan tüm kurumlarını teker teker yok edebiliyorlar. Karşılığını bugüne kadar vermeyen AB ülkeleri, bir yandan Türkiye’deki terör ve ayrımcılığı da desteklemeye devam ediyor.
Oyun-5 Müslümanlık tezgâhı. Müslüman oylarını alarak iktidara gelen siyasi parti, bugüne kadar İslam ülkeleri tarihinde görülmemiş ölçüde İslam düşmanları ile işbirliği yaparken, İslam dünyasına Batılı ve Hıristiyan dünyasının mesajlarını taşıyarak itibar kazandığını sanıyor.
Oyun-6 Atatürk Cumhuriyeti ve Atatürkçülüğü karalama tezgâhı. Bu tezgâhta Türkiye düşmanları, AB, ABD ve Arap ülkeleri ile içerideki işbirlikçileri beraber hareket ediyor. Bunlar Atatürk’e doğrudan olmasa bile, dolaylı şekilde dinamit koymaya, kurduğu tüm kurum ve kuruluşları yıkmaya devam ediyor. Ancak bu tezgâh halkın tepkisiyle karşılaştı. Halk milli günlerde ve 10 Kasım’da Anıtkabir’i akın akın ziyaret ederek tepkisini gösterdi.
Oyun-7 Türkiye’de, halkın milliyetçilik duygularını yıkma tezgâhı. İşte bu oyun ters tepti ve Türkiye düşmanlarının istediği yönde tutmadı. Şehit cenazeleri ve her saldırı sonrası, halk bayrak alıp şehitlerine sahip çıktı. Bayrak, Ermenilere, Kürtlere ve Hrantlara rağmen ,halkın her an gururla taşıdığı bir milli sembol olma özelliğini yeniden buldu.
Şimdi tüm bu oyunlarda dikkat çekici ortak nokta; içteki bu tezgâhların işbirlikçilerinin aynı kişi ve kurumlar olması. Bu gruplar büyük çabayla devletin tüm kurumlarına nüfuz etmeye çalışırlarken, bu kurumlara yakışmadıkları, sırıttıkları ortada. Mesela, Çankaya’da bir Ahmet Necdet Sezer duruşunu, saygınlığını arıyor insan. Mesela, kırmızı plakalı araçlardan çıkanları, o otomobile binmesi gerek kişi olarak göremiyoruz. Bu sorgulama her makam için yapılabilir. Alacağınız yanıtın aynı olduğunu biliyorum. Sanki eğreti, oraya yapıştırılmış iliştirilmiş gibiler. İnşallah iliştirildikleri ve o yakışmayan yerden, ilk yağmurla düşer giderler de millet kurtulur.

Yazarın Diğer Yazıları