Türk tarihinin öncüleri...
İki çocuğum var. İkisinin de yaşları 35’in üzerinde. Kızımın adı Bilge Tomris, oğlumun adı Kutalmış Tonyukuk...
Bunları niçin yazdım?
Çocuklarıma bu adları verdiğimde, yaşlı aile büyüklerim; “Evladım hiç değilse adlarının birini ‘Müslüman’ adı koysaydın...” diye sitemde bulunmuşlardı. Kuşkusuz o büyüklerim ’Müslüman’ adından, Arap adlarını kastediyorlardı... Onları incitmeyecek bir üslupla “Arapların, Müslüman olduklarında, putperestlik zamanında taşıdıkları adlarını değiştirmediklerini” söyledikten sonra; “Biz Müslümanlar öldüğümüzde, Arapçayla sorguya çekileceğimiz sözünün de koskoca bir yalan ve Allah’a iftira olduğunu” anlatmama karşın, onları ikna edememiştim... Bu ikna edemeyişimi de doğal karşıladım ve üzülmedim. Çünkü yüzyıllar boyu milletimin aklına vurulan kelepçeyle; mantık ve muhakemesinin teslim alındığını biliyordum. Bu fırtınasız, durağan -dolayısıyla rahat- beyin iklimi eleştirel aklı yok etmişti... Din adamından başka her şeye benzeyen, Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey’in katili, İngiliz uşağı Şeyhülislam Mustafa Sabri haini de Yunanlılarla, Yunanistan’a kaçtığında, orada yayımladığı paçavrada “Türkçeyi bırakalım, Arapçayı dil olarak alalım!” diyordu... Geçenlerde eski bir Çorum milletvekili de “Türklüğümün bir faydasını görmedim” diye açıklamada bulunmuştu! Ve yine günümüzde, kimi dangalaklar da, Türk’ü sıradan bir etnik grup düzeyine indirme cehaletini göstermişler; göstermektedirler... O akıl fukaralarına şöyle demek gerekir: Türk olmasaydı, İslam dini -aynen Endülüs’ten çekildiği gibi- Arap yarımadasına çekilip orada sıkışıp kalacaktı!
Sevgili okuyucum; tüm bunları bana yazdıran heyecan, Türk Tarihinin Öncüleri adlı o muhteşem eserdir! 50 yıldır tarih okurum. Ama toplumun her katmanının rahatça anlayabileceği böyle bir çalışmaya hiç tanık olmadım!
Bu kitap sadece 168 sayfa... Ve sadece Alp-Er Tonga, Tomris, Attila ve Bilge Kağan’ı anlatıyor... Kitabı ortaokul mezunu servis şoförü komşuma verdim; sabaha kadar uykusuz kalıp okumuş. Sabah kitabı bana verirken “Ağabey bu kitap benim rüyalarıma girecek” dedi.
Bilimsel, ama incecik bir cep kitabı... Bir milletin evladı, milletine ancak bu kadar yararlı hizmette bulunabilir! Şu da var ki, Türk tarihinin bu beş öncüsünü, rahmetli Zeki Velidî Togan, öğretmenim olan Bahaeddin Ögel ve diğer bilginlerimiz eserlerinde dile getirdiler; ama beşi bir arada, bağımsız ve böyle kolay okunan biçimde değil!
Konu derinliği bakımından -kütük gibi- kalın kitaplar kuşkusuz gerekli. Ancak Türk kültür tarihinin uzmanları, eserlerini verirken ’okuma alışkanlığı olmayan bu toplumu da göz önünde bulundurmalıdırlar’ diye düşünüyorum. Bir başka deyişle -üslup öyle olmalı ki- o eseri okuyan sade yurttaş da anlamalı; bilim insanı da okurken ‘rahatsız’ olmamalı...
İşte, bu yöntemi Türk Tarihinin Öncüleri adlı güzelliği Türklüğe armağan eden, Prof. Dr. İlhami Durmuş harika bir biçimde başarmış! Onu gönülden alkışlıyorum. Kendisini tanımıyorum; ama ilk gördüğüm yerde onu alnından öpeceğim!
Oğluma ve kızıma Türk tarihindeki öncülerden ad verdim diye, beni kınayan rahmetli büyüklerim; bu kitabı ah! bir görselerdi...
Sevgili okuyucularım kitaptaki her cümle belgeli... 168 sayfada, 117 kaynak kullanılmış ve 27 arkeolojik buluntu resmi sunulmuş... Millî Eğitim Bakanlığı, orta öğretim çağındaki tüm çocuklarımıza bu görkemli eseri kesinlikle okutmalıdır, diye düşünüyorum
Kitabı yayımlayan Akçağ Yayınları’nı kutluyorum. Bu görkemli esere yayınevinin 312 432 17 98 ve 433 86 51 numaralı telefonlarından ulaşabilirsiniz.
Esen kalın efendim.