"Teröristler etkisiz hâle getirildi!"
Sevgili okuyucum; öncelikle, başlıktaki konuyu açıklamak istiyorum... Kahraman güvenlik güçlerimizce öldürülen teröristler, topluma açıklanırken "Bugün şu ilçede şu kadar terörist 'etkisiz' hâle getirilmiştir" sözünü, halkımız doğru bulmuyor; "Şu kadar terörist 'öldürüldü' denilmesini istiyor! Gerçekten de 'etkisiz hâle getirildi' sözü çok yumuşak bir söz. Her gün canlarımızı şehit verdiğimiz bir ortamda, 'kibarlığın' yeri yoktur! Kaldı ki 'etkisiz hâle getirildi' demek, 'teröristin eli ayağı bağlı' yakalandı, anlamına da geliyor. Milletimizin öfkesi bir dağ gibi! Doğru olan "Şu kadar terörist öldürüldü" demek varken -ki Genelkurmayımız öyle diyor- o hainlerin ölüsünü kibar sözlerle tanımlamak anlamsızdır. Yüreği yanık halkımızdan dinlediğim bu feryadı sizlere iletmek zorundayım. Halkımız 'öldürüldü' sözünü duymak istiyor!
Evet, şimdi diğer konular...
Değerli okuyucum; Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı'nın 2016-2017 ders yılında, 9-10-11 ve 12. sınıflarda okutmayı düşündüğü "Ortaöğretim Tarih Dersi Programları"na Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Bilim Danışma Kurulu Üyesi Sayın Mustafa Solak çok yoğun eleştiriler getiriyor. Şöyle diyor Sayın Solak: "Ortaöğretim Tarih Dersi Programları" Atatürk'ten, Kurtuluş Savaşı'ndan, Cumhuriyet Devrimi'nden bahsetmediği gibi; Osmanlı Devleti öne çıkartılmaktadır. Eğitim Bir Sen'in ifade ettiği biçimde öğretim programı, Cumhuriyet'ten, Atatürk devrimlerinden arındırılmaktadır. "Kurtuluş Savaşı" ve "devrim" ifadelerine yer verilmemiştir. Laik Türkiye Cumhuriyeti'nin hedeflendiğini ifade eden Solak, bizleri dehşete düşürecek bilgiler sunmaktadır. Sayın Solak'ın bu uzun raporunun tümünü, isteyen okuyucularıma e.posta ile gönderebilirim.
Üretken bir üniversitemiz...
Efendim, kuşkusuz diğer üniversitelerimiz de görkemli çalışmalar yapıyorlar. Ama Gaziantep Üniversitemizin üretkenliğini açıkça belirtmemiz gerekiyor. Bu seçkin üniversitemiz, özellikle Türk Dünyası'ndaki üniversitelerle veya o yöredeki eğitimcilerle çeşitli konularda birlikte çalışmalar yapıyorlar ve çok ilginç projeler üretiyorlar. Nitekim Balkanlar'da 'Kosovalı Türk öğretmenlerin mesleki becerilerinin geliştirilmesine yönelik hazırladıkları proje', geçtiğimiz aylarda hem Kosova'nın Prizren kentinde, hem de Gaziantep'te gerçekleştirildi. Bu çalışmalar kuşkusuz tüm akademisyenlerin çok yoğun emeğiyle oluşuyor; ancak Sayın Doç. Dr. Erdal Bay'ın çok yoğun etkisinin olduğunu da açıkça belirtmeliyim.
Ve kitap...
Sevgili okuyucum; değerli yazar Nihat Genç farklı bir kişilik. O, sesi kısılmış bir toplumun yükselen sesidir. Bir ülkede Nihat Genç gibi bir ses yoksa, o ülkenin insanı palavracıların kuşatması altındadır; diyebiliriz. O yiğit insanı çok iyi tanıyorum. O benim çok eski bir dostum. Onun pırıl pırıl yüreğinde, sadece insanın, insanca yaşamasının 'davası' vardır. Onun yüreğinde, onun gönlünde yurduna adanmışlık hep tetiktedir. O, ülkemin yüz akı bir kahramandır. Açıkça ifade etmeliyim ki; bu ülkede ancak Nihat Genç gibiler çoğalırsa, dalkavukların sesi kısılır.
Sevgili Nihat'ın son kitabının adı "Yurdumu Alçaklara Uğratma Sakın". Harika bir kitap! Her cümlesi içimizi yakıyor. Değerli okuyucum; bu yiğit insanın yazıdan taşan sesini 'dinleyiniz'. Eser Kaynak Yayınları'nın ürünü. Bu görkemli kitaba Kaynak Yayınları'nın 0212 252 21 56 numaralı telefonundan ulaşabilirsiniz.
Bir diğer kitap ise, Sayın Rıza Zelyut'un eseri. Kitap, "Alevî-Bektaşilerde Mizah" adını taşıyor. Kitap sanki bir gülmece fabrikası! Şu zor günlerde böyle bir eserin varlığı acılarımızı birazcık olsun unutturuyor. İşte kitaptan bir küçük Bektaşi fıkrası: "Bektaşi'ye sormuşlar: Ramazanı sever misin? Bektaşi cevap vermiş: İftara bayılırım. Ah bir de sahuru öğlene alsalar..." Gönül okşayan bu esere, yine Kaynak Yayınları'nın 0212 252 21 56 numaralı telefonundan erişebilirsiniz.
Esen kalın efendim.