ABD'nin, PKK'nın Suriye uzantısı PYD terör örgütü mensuplarına eğitim verip, düzenli orduya geçirdiğine ilişkin medyada çıkan haberler Ahmet Takan'ın 18 Ağustos 2016 tarihli "Afrin'den iki kare" başlıklı yazısını hatırlara getirdi.
Takan, o günkü köşesinde ABD-PYD arasındaki işbirliğini gündeme getirmiş, terör örgütünün Suriye'nin kuzeyinde düzenli ordu kurduğuna dikkat çekmişti.
İşte Takan'ın o yazısı:
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry gelecekti 24 Ağustos'ta... Üst akıl bu... Tabii ki sorgu sual edilemez!.. Kararını değiştirdi. ABD, Başkan Yardımcısı Joe Biden'ı yolluyor Türkiye'ye...
ADSIZ'ın sıkı takipçileri, Biden'ın her Türkiye gelişinde saltanat mensuplarına ne ev ödevleri verdiğini yakından bilirler. Görüntüye bakarsanız, bizimkiler Biden'den hiç haz etmezler ama bir dediğini de ikiletmezler.
15 Temmuz hain darbe girişimin ardından Türkiye içine kapanırken, TSK tasfiye edilirken, kırmızı çizgilerimiz kimsenin hatırına bile gelemezken sessiz sedasız değil, göstere göstere işi hallediverdiler!.. Menbic'i PYD/PKK'ya teslim ettiler. Suriye'nin Kuzey'inde Kürt koridorunu tamamladılar.
Görüntüye bakarsanız; AKP iktidarı "FETÖ"nün iadesi için ABD ile sıkı bir kavga içinde. Karşılıklı açıklamalara bakarsanız da, pazarlıkta borsa dalgalı bir seyir izliyor. Resmi açıklamalara bakarsanız, kavgaya kuzu kuzu inanır giderseniz. Fakat, sizlere, 15 Temmuz öncesinde de arşivleri karıştırmanızı ve her sözde şiddetli ABD kavgasının ardından okyanus ötesinden gelen ziyaretçilerle görüşmeler sonrası Suriye'de neler olduğunu, bir dizi kazığı nasıl afiyetle yediğimizi görmenizi öneririm.
"Azez-Mare hattı kırmızı çizgimiz"di... ABD üniformalı YPG/PKK militanları ile yaptıkları operasyonların fotoğraflarını dalga geçercesine gözümüze sokuverdiler. Sonra bizimkiler başladı masala, "ABD söz verdi, güvence verdi, Kürt koridoru olmayacak" diye.
Hain darbe girişiminin gecesinden sonra beklendiği üzere "FETÖ" kavgası senarist ABD ile daha da alevlendi. Türkiye'ye iade edilirdi... Edilmezdi... Derken hafta başında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ortalıkta görünüverdi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na, MHP yöneticilerine gidiverdi. İsrail mutabakatının Meclis'ten geçirilmesi için arıza çıkarılmamasını istedi.
"Menbic operasyonu bittikten sonra PYD'nin tekrar Fırat Nehri'nin doğusuna geçeceği yönünde ABD'nin sözü var. Şimdi ABD'nin bu sözünü tutması gerekiyor. Bu konuda temaslarımızı sürdürüyoruz" da dedi. Yersen pazarı!..
Şimdi sizlerin dikkatine, burnumuzun dibinden Hatay'ımızın hemen karşısından Kuzey Suriye/Afrin'den 2 kare fotoğrafı sunacağım;
Yakın zamanda güvenlik güçlerimizin elde ettiği bu fotoğraf kareleri Afrin'deki PKK kamplarına ait. Bu fotoğraflar ne anlatıyor aslında?..
* Kanlı bölücü terör örgütünün düzenli orduya geçtiğini.
* Bu hainleri çıplak gözle görebildiğimiz halde hiçbir müdahalede bulunamadığımızı.
* Kandil'e şiddetle bomba yağdırdık söylemlerinin kamuoyunun gazını almaktan ibaret olduğunu.
* Atı alanın çoktaan Üsküdar'ı geçtiğini!..
Güneydoğu'da her gün bombalar patlıyor. Şehit haberleri ile kavruluyoruz. Dün sabah, TSK'nın tasfiye sürecinde bir adım daha atan yeni bir kanun hükmünde kararname ve cezaevlerinde kısmi affı düzenleyen kararname ile uyandık. Televizyonlardan af sevinci pompalanırken bir de baktık ki İsrail mutabakatı Meclis'e gönderilmiş.
"Bu ne acele" demeyeceğim!..
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, 24 Ağustos'ta Türkiye'ye geliyor...
Kim?..
Hani şu çapulcu başı Barzaniye, "müsterih olun. İkimizin de ömrü Kürt Devleti görmeye yetecektir" diyen zat-ı muhterem!..
Siz esas, 25 Ağustos'u bekleyin... İtirafçı kanallardan ne masallar dinleyeceksiniz?.. "FETÖ"nün iadesi hakkında Biden'a nasıl sert çaktığımız hakkında!.. Ver kavurmayı gör savurmayı misali!..
Biden'ın her gelişinde bizimkilerin önüne koyduğu Kıbrıs ödevlerini yine merak bile etmeyeceksiniz. ABD'nin verdiği sözleri tutmasını beklerken, TSK'nın tasfiye edilmesi ile birlikte Kıbrıs'ta neler başımıza gelebileceğini tahmin bile edemeyeceksiniz.
Afrin'den iki kare...
Terör örgütü ile mücadele!..
Bakalım!.. Ömrümüz bir sabah uyandığımızda Büyük İsrail Devleti'ne atanan büyükelçinin kararnamesini görmeye yetecek mi?..