Sorgun’a ‘Sorbon’ yakışır...
Başlıktaki söz, çocukluk arkadaşım Salim Taşçı’ya ait. Onun üstün yeteneklerini bir yazımda şöyle anlatmıştım:
“O eski bir gazeteci; 16 kitabı yayımlanan bir yazar ve şair. O, ormanların babası bir doğa dostu... O, futbol ve boks dalında bir sporcu... O 44 yıllık birikimiyle, bir Tarih Uzmanı... O, eski bir Belediye Başkanı... O, ticarette örnek, dürüstlük abidesi bir Emlâk Müşaviri... O, uluslararası Emlak Uzmanları 2. Başkanı... O, Atatürk’ün yolunda; gerektiğinde Türk’ün, bilenmiş bir öfkesi... O, mütedeyyin (dini ’kullanmayan’) gerçek bir dindar. Ve O, benim hemşerim, okul arkadaşım Salim Taşçı!”
Salim ve ben Yozgat’ın Sorgun ilçesinde doğduk. Uzun yıllardır Ankara’da yaşıyoruz.
1994 yılıydı... Bir gün Salim “Mevlüt, haydi Sorgun’a gidelim, bir fikrim var” dedi. Ertesi gün sabah yola çıktık. Yolda, Sorgun’a Fakülte kurma konusunu açtı. Salim’in Sevgili Ali Ateş, Durali Doğan, Selami Ünlü ve ortaokul öğretmenimiz Doğan Özmen’i bu konuda bilgilendirdiğini öğrendim. Sorgun’a vardığımızda Öğretmenevi’nin Konferans Salonu’na toplanan hemşerilerimize düşüncelerimizi aktardık. Salim, konuşurken ilçemizin güzelliğini “Değil bir Fakülte, Sorgun’a ‘Sorbon’ yakışır” diye ifade etti... Salim kardeşimin yaktığı bu ışık sonucu hemşerilerimiz bir süre sonra “Sorgun’a Fakülte Yaptırma Vakfı”nı kurdu. Bu vakfa ilk ciddi maddi yardımı, yine Salim Taşçı kardeşim yaptı. Sonra da Sorgunlu hemşerilerimiz canla-başla ilgilendiler. Vakıf’a tarlalar bağışladılar; nakdi yardımlarda bulundular.
Aradan 20 yıl geçti... Halkımız, Belediyemiz ve Yozgat Bozok Üniversitemizin yoğun destekleriyle, Sorgun’umuz -evet, Fakülte değil ama- bir Meslek Yüksek Okulu’na kavuştu.
Geçen hafta Salim kardeşim “Mevlüt, 20 yıl önce başlattığımız iş tamamlandı. Sorgun Meslek Yüksek Okulu’nun 30 Ekim 2014’te açılışı var. Haydi, Sorgun’a gidiyoruz” dedi. Biz bir gün öncesi sabah düştük yola. Arabayı Salim kullanıyor. Mola verdiğimiz Elmadağı’nda arabaya giren bir sinek sürekli olarak yüzüme saldırmaya başladı. Salim’e “Şu pencereyi açalım da sinek çıksın” dememe kalmadı; Salim “Aman yapma. Buralarda beslenemez, aç kalır” dedi. Ben şaşırdım. Salim’in hayvan sevgisini bilirdim ama sineği de korumasına eklediğini böylece öğrenmiş oldum. Yozgat’a kadar sinek özellikle beni taciz etti durdu. Salim’i incitirim diye öldüremiyorum da. Sonunda Yozgat’ta salıverdik... Yozgat’ta İleri Gazetesi’nde sevgili Tarık Yılmaz’a uğradıktan sonra Sorgun’a ulaştık.
Sorgun’da sevgili Ali Ateş’in sıcak ilgisini hiç unutmayacağız. O ve Selami Ünlü hep yanımızda oldular. Sorgun Postası’nın sahibi öğretmenimiz Doğan Özmen’in, “Gazeteci Dr. Turhan Temuçin”in anısına adadığı bağ evinde bizleri ağırladılar. Ertesi gün Sorgun Meslek Yüksek Okulu’nun açılışına katıldık. Kaymakamımız Sayın Ali Arslantaş konuşurken, Salim kardeşimi kürsüye davet etti. Salim kardeşim kısa ama özlü bir konuşma yaptı. Sonra da özellikle Milletvekilimiz Sayın Ertuğrul Soysal, Rektörümüz Sayın Tamer Uçar ve Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Şimşek Meslek Yüksek Okulu’nun yapım aşamasındaki gayretlerini anlattılar. Ama bu törende Yozgat Valisi yoktu! Sorgunlular “Hiç değilse bir mesaj iletmeliydi” diye üzüntülerini ifade ettiler.
Yola çıkacağımız saatlerde, ilçemizin bir güzelliğine daha tanık olduk... Sorgun’daki Bimeks firmasını yöneten; ressam, şair ve yazar sevgili Siyami Yozgat, Türkiye’de olmayan bir harikayı gerçekleştirmiş. Firmanın üst katını; ’Bicafe’adıyla kitapla doldurmuş ve orayı halka açık, ücretsiz bir okuma salonu yapmış! Türkiye’ye örnek olmasını diliyorum.
Sorgun Postası’na uğrayıp, öğretmenimiz Doğan Özmen ve yönetmenimiz Şahin Özmen’e veda ettikten sonra Ankara yoluna düştük. Çocukluğumuzun geçtiği sokakları dolaşmak çok güzeldi!
Esen kalın efendim.