Şen ol Bayburt...
Sevgili okurlarım, 3-7 Temmuz arasında Bayburt’ta düzenlenen 19. Uluslar arası Dede Korkut Kültür ve Sanat Şöleni’ne katıldım. Etkinliğin her anını takip ettim. Etkinlik gerçekten görkemliydi. Beş gün boyunca Bayburt ve ilçeleri; yurt ve yurt dışından gelen folklor ekiplerinin gösterileri, şairlerin ve ses sanatçılarının eserleriyle adeta bayram havasını soludu. Etkinlik, adına düzenlenen Dede Korkut’a gerçekten yakışır düzeydeydi.
Etkinliğin açılışı da görkemliydi. İlk gün Bayburt ve Azerbaycan konulu sergiler açıldı. Masat Köyü’nde Dede Korkut’un türbesi ziyaret edildi. Akşam, Gençosman Stadyumu’nda halka konserler verildi. İkinci gün; “Azerbaycan Türkiye İlişkileri ve Dede Korkut” konulu Panel ve Âşıklar Şöleni izlendi. Yerli ve yabancı Halk Oyunları ekipleri tüm ilçe ve beldelerde gösteriler sergiledi. Azerbaycan, kendi yemeklerini Bayburtlulara ikram etti. Üçüncü gün; Abdulvahap Gâzi Türbesi ve Bamsı Beyrek’in mezarı ziyaret edildi. Şair Zihni Şiir Şöleni ise, Baksı Köyü’nde bir dağ üzerine Prof. Dr. Hüsamettin Koçanoğlu tarafından kurulan, Avrupa Müze Ödülü’ne giren; Türkiye’nin ilk yöresel ve çağdaş kültür-sanat müzesinde yapıldı. Şiir Şöleni’ne yurt dışından; Bosna Hersek Milli Şairi Prof. Dr. Cemalettin Latiç, Bulgaristan’dan Zekiye Habibi, Arnavutluk’tan İbrahim Kadriu, Tataristan’dan Rıfat Salahov, Azerbaycan’dan Akif Ahmetov, Bosna-Hersek’ten Esma Bandiç, Kosova’dan Osman Baymak katıldı. Türkiye’den ise bendeniz ve Ahmet Mercan, Suat Zor, İbrahim Yılmazoğlu, Mustafa Ceylan, Ferit Battal, Merdan Karaoğlu, Yusuf Malkoç, İzzet Sağlam, Selami Şimşek, Ahmet Aker, Ali Filiz şiirlerini seslendirdiler. Şiir şöleni -aynı zamanda harika bir neyzen olan- Samsun’lu şair Suat Zor’un ney taksimiyle sona erdi. (İliştiri: Şiir şölenini uzun yıllar anlamlı hizmetiyle yaşatan, Bayburt’un edebiyatımıza armağanı sevgili Yahya Akengin’i saygıyla anıyorum.)
Değerli okurlarım dört ve beşinci gün de Herfene (bir anlamda piknik), rafting, yamaç paraşütü, konserler, Aydıntepe Yeraltı Şehri’ziyareti (Burada dünyada bir ilk de yaşandı; 1,5 Km.lik yeraltı şehrini Neyzen Suat Zor ney üfleyerek geçti) ve Aydıntepe Yaylası’nda konserlerle sona erdi...
Şunu anladım ki; kent yöneticileri isterse, bir etkinliğin her saati, kusursuz biçimde anlam dolu geçebiliyor. Ben Bayburt’ta da bunu gördüm. Bu nedenle; Bayburt ilimizin Sayın Valisi Hasan İpek’i, Belediye Başkanı Sayın Hacı Ali Polat’ı gönülden kutluyorum.
Belediye Başkanımız Sayın Hacı Ali Polat’tan kısaca söz etmeliyim. Her gün, her saat aramızdaydı. Beş gün boyunca sadece etkinlikle ilgilendi. Güzel projeler üzerinde çalışıyor. Geçen yıl Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan Bayburt Kalesi’ni istemişti. Bakanlık, bu çalışkan Başkanımıza bir ay önce Kale’nin düzenlenmesi iznini verdiğini öğrendim. Sayın Polat’ın, Bayburt’un en büyük tarihi eseri olan Kale’yi turistlerin gözdesi yapacağına inanıyorum.
Beş gün boyunca bizimle candan ilgilenen Belediye Başkan Yardımcısı Sayın Selahattin Kondolot’a, İnsan Kaynakları Müdürü Sayın Hakkı Haşlak’a (Sayın Haşlak’tan dinlediğim, 1915’te Bayburt halkının Ermenilerce Taşhan’da yakılması olayını bir gün burada yazacağım) Bayburt Tarih-Kültür ve Edebiyat Derneği Başkanı Sayın Fatih Dündar ve Yardımcısı Sayın Nahit İmaç’a, Öğretmenevi Müdürü, Müdür Yardımcısı Sayın Sadettin Eker’e ve tüm çalışanlarına teşekkür ediyorum.
Bayburt’un Tarihî derinliğini kişiliklerinde anlamlı biçimde yaşatan; tüm Bayburtlulara sevgi ve saygılarımı sunuyorum.