Şehitlerimiz benliğimizi sarsıyor!

Başta, komplo teorileri olmak üzere karşılıklı iddialar, suçlamalar ne yazık ki ülkemizi “kritik” durumlara getirmiş bulunuyor.
Gerçekten de, demokrasilerde rejimin sağlıklı yaşaması için, hukukun bir milim şaşmaması, baskı altında bulunmaması ve hatta güvenliğinin sağlanması öncelikli “ağırlık” taşıyor.
Ülkemizi neredeyse dize getirecek bir ortamın içinde bile, “hukukun üstünlüğü” nü kabul ederek demokrasiyi kurtarmamız icap ediyor.
Unutulmamalı ki, eninde sonunda en ağır yumruğu Türkiye’nin yemesi, öncelikle düşmanlarımız tarafından bekleniyor.
Yani olan, vatanımıza olmuş oluyor.
Oysa, uçurumun kenarında bile “sağduyu” nun galip gelmesi daima temenni ediliyor.
Her şeyden önce, hiçbir olayı, soruşturmayı veya davayı uzun bir süre sürdürmemeye, “yörüngesi”nden çıkarmamaya daima dikkat gösterilmesi önem arz ediyor.
Nereden bakılırsa bakılsın, Türkiye gerçekten de “vahim” ve “kritik” bir dönemden geçiyor.
Bizlere “vahim” ve “kritik” dönemde her şeye rağmen, yasaların teminatı altında “serinkanlı” olmak düşüyor.
“İç hesaplaşmalar” la dolu tarihimizin aynı yapraklarını okumaya veya çevirmeye artık sanırız ki, “takatımız” kalmamış bulunuyor.
Ne var ki, son ve şok gelişmeler ne yazık ki, halkımızı olumsuz etkiliyor.
Nereden bakılırsa bakılsın, demokratik bir rejimde, hukukun üstünlüğü sürecini “iç hesaplaşmalar”ın sigortası olarak kabullenmemiz “ağırlıklı” önem taşıyor.
Gerçekten de, Türkiye hâlâ kaosa sürüklenmiyorsa, buna en azından “şükretmek” icap ediyor.
Ne var ki, siyasi ve ekonomik konjonktürün, az bile olsa olumsuzlaşmasının, beraberinde telafisi mümkün olmayan tehlikeler getirebileceği de kuvvetle sanılıyor.
Nereden bakılırsa bakılsın, zemin “kaygan” görünüyor.
Başta iktidar mensupları olmak üzere, bütün politikacılara, teknisyenlere, uzmanlara, bürokratlara, yargıya ve gazetecilere büyük sorumluluklar düşüyor.
Bu arada, bütün siyasi partilerin üzerinde anlaştıkları “Yeni Anayasa” yapımının çok ciddiye alınması özellikle ülkenin temel yapısının bozulmamasını önemi kendini şimdiden hissettiriyor.
Bireylerin hakkı devletin önünde yer alacaksa bunun da çok hassas dengeleri olduğu hemen kendini fark ettiriyor.


Terör belâsı körükleniyor
Özellikle, terör belâsı yeniden hortlarken, bütün birey ve kurumlarıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin her zaman olduğu gibi dimdik ayakta durması gerekiyor.
Unutmamalıdır ki, şer kuvvetler ve malum bazı ülkeler terörü destekleyip adeta körüklüyor.
Seçimden hemen sonra başlayan terörist faaliyetlerin pervasızca sürmesi, PKK’nın ne denli iç ve dış desteğe sahip olduğunu gösteriyor.
Neredeyse, sözde hür dünya bebe katillerini ne yazık ki, destekliyor.
Öte yandan, bazı ülkeler gibi, terörü yok etmek için eylemlerin art arda yapılması öne sürülüyor.
Uzmanlara göre çoğu ülkelerin yaptığı gibi, bu aziz vatanın topraklarını korumak için savunmada değil taarruzda olmak gerekiyor.

Yazarın Diğer Yazıları