Sazan gibi gene oltaya geldik
Sevgili okurlarım, Türkiye’ye yönelik saldırıları, baskıları ve üzerine oynanan oyunları, en çabuk ve doğru olarak yurtdışında yaşayan Türkler, yani sizlerin vatandaşları hisseder. Ermeni soykırımı baskısı, Rumların lobi çalışmaları, Kürtlerin ülkeyi parçalama oyunları, bizleri işyerlerinde, okullarda veya siyasette komşu ilişkilerimize kadar etkiler.
Dışarıda, hükümetlerin vatandaşlarına söylediği koruma yalanları yoktur. Dışarıda düşmanınızla yüz yüze kalırsınız, kaçıp arkasına saklanabileceğiniz, güç alabileceğiniz kalabalıklar da yoktur. Dışarıda sizleri yalan bombardımanına tutan habercilik yerine müzik üstü çağdışı palavralar sıkan, çıkar için gazetecilik yapan bir medya da yoktur. Bu nedenle gerçek, bir balyoz gibi kafanıza iner.
Ben yaklaşık yarım asırdır yurtdışında yaşayıp çalışan bir kardeşinizim ve içerideki goygoycular gibi sizleri dolduruşa getirmek istemiyorum. Dost acı söyler, sizlere bu gelişmelerin yaratacağı faturaları anlatmak istiyorum. Başbakan’ın Davos’ta sinirlerine hâkim olamayarak yaptığı çıkış, aslında AKP iktidarının yönünü tamamen batıdan doğuya çevirdiğinin en belirgin kanıtı. Benim, bu çıkışın yaklaşan belediye seçimleri gibi iç politikaya yönelik bir oyun olduğu konusunda ciddi kuşkularım var. İşin acı tarafı fatura Türk halkına çıkarılacak.
Gerçi okuduğum gazeteler ve hatta adını milliyetçi diyen bir kısım muhalefet bile olayı Türk-İsrail mücadelesi ve kahramanlık ve Türkiye’nin onurunu kurtarma şeklinde değerlendiriyor ve yorumluyor. Tümüyle yanlış. Eğer bu iktidar Türkiye’nin onuruna bu kadar düşkün olsaydı, askerlerimizin kafasına torba geçirilip Bağdat’a götürüldüğünde bir deliğe girmez, cesaretini o zaman ortaya koyardı. Hamas’ı savunan topluluklar da ellerine Türk bayrağı alıp meydanlara çıkardı, susmaz saklanmazdı.
Arkadaş insanlıktan söz ediyor. Destek verdiği, görev aldığı Amerika tarafından Irak işgali sırasında acımasızca öldürülen yaklaşık bir milyon sivil için neden gıkını bile çıkarmadı? Türkmenlerin kanı akarken neden Kuzey Irak ihaleleri peşine düştü? Hocaali’de katledilenler için neden çıtı çıkmıyor? Bosna’da katledilen Müslümanlara Mücahit Erbakan ve Gül’ün bağlı olduğu parti ses çıkarmazken, o yıllarda rahmetli Tayyip beyin suçladığı milliyetçiler ve Alparslan Türkeş yardım etmişti. Ben bu görüşmelerin bir kısmına yakın tanık oldum.
Devlet adamı ve lider sakin ve düşünerek hareket eder. Bu kadar yıldır yurtdışında öğrendiğim tek şey, sinirle ve heyecanla soru yanıtlayanların ikna edici olamadıklarıydı. Buna en güzel örnek Özal’ın başbakanlığı döneminde ABD gezisinde Philadelphia’da bir öğrenci toplantısında, Rum öğrencinin Kıbrıs konusunda saldırgan sorusuna Özal’ın verdiği sakin ve gülücüklü yanıtın ne kadar çok insanı ikna etmesiydi.
Aslında İsrail’in Filistin’de uyguladığı şiddet ve cinayetleri insan olan hiç kimse onaylamaz, onaylayamaz. Ama bu, Erdoğan’ın Davos’ta yaptığı konuşmanın yanlış olmasını da değiştirmez. Bir Hamaslı gibi bir ülkeyi suçlarsanız, sizin gibi kendi kamuoyuna hesap verme zorunda olan karşınızdaki lider de size saldırır kendini savunur. Gerçi Peres’in çıkışı da yanlıştı. O da konuşmasını Erdoğan’a dönük değil paneli muhatap alarak yapması gerekirdi.
Gelelim sonuçlara. Birincisi artık Ermeni soykırımı kelimesinin, ABD Başkanı’nın 24 Nisan’da yayımlayacağı bildiriye girmesi ve ardından ABD Kongresi’nden geçmesi kesin gibi. Bunun sonunda Türkiye hakkında açılacak davalarla tazminat ve toprak olayları başlayacak. İkinci tüm para hareketleri Yahudilerin kontrolü altında olduğuna göre IMF’den gelecek olan kredi konusu da tehlikede. Yoksa Erdoğan bu işin de yattığını bilip bu kumarı mı oynadı, aklımda kuşkular var. ABD’nin tavrı Ortadoğu’ya atadığı özel temsilci Mitchell’in Türkiye ziyaretini ertelemesi ile netleşti. Kutlarız Tayyip Bey.
Kürtlerin ve özellikle PKK’nın alacağı askeri destek konusunda haberler almamız yakındır. Tabii bunu Türk halkı mart ayındaki yerel seçimler sonrası hissetmeye başlayacağı için oyunu kahraman AKP için kullanarak Erdoğan’ın bu oyununa gelmiş olacak. İşin özeti bir kere daha sazan gibi oltaya gelmiş olacağız.