İdlib krizinin tırmanmasıyla Türkiye'nin Suriye'de Rusya ile ilişkileri sorgulanırken, T24 yazarı Mehmet Tezkan dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, tepki toplayan "birkaç şehit" ifadesinin de yer aldığı İzmir'de otoyol açılışında yaptığı konuşmadaki Libya ile ilgili bölümü hatırlatan Tezkan, iktidara yakın gazetelerde sansüre uğradığını belirtti.
Tezkan, iktidar medyasında Erdoğan'a uygulanan sansürden MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin de nasibini aldığını belirterek şunları söyledi; "Önceki gün aynı 'sansürcü' yine devreye girdi. Bu kez MHP lideri Bahçeli'nin sözlerini sansürletti. İktidar gazetesi Bahçeli'nin sözlerini manşet yapmış. Kılıçdaroğlu'na yüklendiği bölümleri köpürtmüş ama en önemli sözlerine yer vermemiş.
Bahçeli grup konuşmasında aynen şunu söylemişti. '27 Şubat'ta (34 askerimizin şehit olduğu saldırı) rejim uçaklarının arasında bol gibi Rus uçakları da vardı ve ölüm saçmışlardı. Kimi kandırıyorlar, neyi kandırıyorlar? Putin varmak istediğimiz yer neresidir?' Bahçeli diyor ki; 34 askerimizi vuran Rus uçaklarıdır.
Kılıçdaroğlu da aynı tespiti yaptı; 'Rus uçakları askerlerimizi vurdu' dedi. İktidarın gazetesinde ve iktidara yakın gazetelerde tek kelime yok. Sanki hepsi Pravda! Sanki hepsi Rusya'nın resmi gazetesi! Sanki hepsi Rusya'nın menfaatlerini koruma ve kollama görevini üslenmiş!"
Tezkan'ın yazısının tamamı şu şekilde;
On gün oluyor, Cumhurbaşkanı'nın sözleri sansürlenmişlerdi. Bundan MHP lideri Bahçeli'de nasibini aldı. Sansürleyen iktidarın gazetesi ve uydu gazeteler!
Cumhurbaşkanı Erdoğan İzmir'de otoyol açılışı yaparken konuşmasının bir yerinde sözü Libya'ya getirerek şöyle demişti:
"Gayrimeşru Hafter'e karşı, ücretli lejyoner Hafter'e karşı kahraman askerlerimiz ve Suriye Milli Ordusu'ndan ekiplerimizle oradayız Tabii birkaç tane şehidimiz var ama şunu da söyleyeyim ki birkaç şehidin karşılığında da 100'e yakın lejyonerleri etkisiz hale getirdik. Şehitler tepesi boş kalmayacak."
İktidar gazetesi Cumhurbaşkanı'nın sözlerini manşetten verdi. Kelimesini atlamadan tam sayfa haber yaptı. Ama bu ifadesine yer vermedi.
Dikkatimi çekti, iktidara yakın öteki gazetelere de baktım, Cumhurbaşkanı'nın bu sözleri hiçbirinde yok.
O zaman sordum. Cumhurbaşkanı'nın bu sözlerinin yayımlanmamasını kim istedi? Saray'dan genel yayın yönetmenlerine kim telefon açtı? Cumhurbaşkanı'nın söylemekte sakınca görmediği sözlerin yayımlanmamasını kim istedi?
Saray'ın sansürcüsü kim?
Yanıt gelmedi tabii.
Önceki gün aynı 'sansürcü' yine devreye girdi. Bu kez MHP lideri Bahçeli'nin sözlerini sansürletti.
İktidar gazetesi Bahçeli'nin sözlerini manşet yapmış. Kılıçdaroğlu'na yüklendiği bölümleri köpürtmüş ama en önemli sözlerine yer vermemiş.
Bahçeli grup konuşmasında aynen şunu söylemişti.
"27 Şubat'ta (34 askerimizin şehit olduğu saldırı) rejim uçaklarının arasında bol gibi Rus uçakları da vardı ve ölüm saçmışlardı. Kimi kandırıyorlar, neyi kandırıyorlar? Putin varmak istediğimiz yer neresidir?"
Bahçeli diyor ki; 34 askerimizi vuran Rus uçaklarıdır.
Kılıçdaroğlu da aynı tespiti yaptı; "Rus uçakları askerlerimizi vurdu" dedi.
İktidarın gazetesinde ve iktidara yakın gazetelerde tek kelime yok.
Sanki hepsi Pravda!
Sanki hepsi Rusya'nın resmi gazetesi!
Sanki hepsi Rusya'nın menfaatlerini koruma ve kollama görevini üslenmiş!
Rus uçaklarının askerlerimizi öldürdüğünü gizliyorlar ama ölmeyi, şehit olmayı yüceltmekten de geri durmuyorlar. Şehitler tepesine yeni şehitler eklenmesini gururla sayfalarına yansıtıyorlar.
Ama, askerlerimizi kimin şehit ettiğini gizliyorlar.
Merak ettiğim şu:
Genel yayın yönetmenlerine Erdoğan ve Bahçeli'nin sözlerini yayımlamayın talimatını veren kim? Cumhurbaşkanı'na danışarak mı sansür mekanizmasını devreye sokuyor yoksa kraldan çok kralcı mı?
Salı günü MHP ve CHP'nin grup toplantısı vardı.
Bahçeli de Kılıçdaroğlu'da askerlerimizi Rus uçaklarının vurduğunu, şehit ettiğini söyledi. Dün de Erdoğan kürsüdeydi. Bu konuya girmedi. Yanıt vermedi.
Vermedi mi veremedi mi verme gereği duymadı mı o ayrı bir hikaye!
Yanıt verse.
Evet Rus uçakları konvoyumuza saldırdı, hem de iki kez bombaladı dese, yine bu sözleri tırpanlanır mıydı, sansürlenir miydi?
Sansürcü başı devreye girer miydi?
