Süper Lig'de 7. hafta geride kalırken , zaten bilinen gerçek tam anlamıyla ortaya çıktı…Fenerbahçe ile Galatasaray taht kavgası yapar, diğerleri uzaktan bakar…
Bu yedi haftada Galatasaray kalitesini, Fenerbahçe oyununu çok geliştirdi… İlk haftalar süper kalitesi Galatasaray'ı öne çıkarıyordu, son iki maçta gördük ki Fenerbahçe gelişen futboluyla “kusursuz fırtına" gibi esmeye başladı…
Benim gibi iflah olmaz karamsar adam bile Fenerbahçe'nin ortaya koyduğu futbola kusur bulamıyorsa gerisini siz düşünün…
Fenerbahçe'nin Başakşehir ve özellikle Rize oyunlarını anlatmaya futbolun terimleri yetmeyeceği için, ünlü sanatçı Bülent Ersoy'un ezberlenmiş bir tanımlamasını kullanayım: Fenerbahçe fevkaladenin fevkinde…
F.BAHÇE'DE NE DEĞİŞTİ?
* Elbette önce kadro değişti… Başkan Ali Koç nihayet “Büyük takımda büyük oyuncu oynar" gerçeğini kabul etti ve Allahı var, çok iyi transferler yaptı…
* Takım savunması artık arkasında geniş alanlar, derin boşluklar bırakmıyor… Hatta sahanın her yerinde rakibe öyle baskı yapıyorlar ki, öyle yapışarak oynuyorlar ki, sanki marke etmiyorlar, her yapışmada vücutlarından bir parça koparıyorlar… O kadar diriler…
* Fenerbahçe artık bir devamlılık kazandı… Kopuk kopuk oynamıyor, tam baskı, hep baskı anlayışı ile oynuyor… Kaybettiği topları çok çabuk geri alıyor ve atağı yeniliyor …
* Fenerbahçe'nin bir maçın tamamını rakip ceza alanı içinde ve çevresinde oynadığına ilk defa tanık oldum… Rizeli oyuncular kafalarını kaldıramadılar, 90 dakika neredeyse gökyüzünü göremediler... Yanılmıyorsam kaleci Livakoviç maç boyu karşıdan sadece iki topu karşıladı…
* Gereksiz yan pası kaldırdılar, hızlı oynuyorlar, öne oynuyorlar, çabuk oynuyorlar, tek top oynuyorlar ve keyif veriyorlar…
* En önemlisi takımda öne çıkan 3-5 adam sayamazsınız… Sahadaki 11'in başrol oyuncusu ya da yardımcı oyuncusu yok… Öyle bir takım oyunu var ki, herkes başrol oyuncusu… Buna rağmen bir satır İrfan Can’a: Yıllardır sakladığı yeteneklerini, yaratıcılığını nihayet bu sezon ortaya çıkardı… Ülkenin en değerli ve önemli bir - iki oyuncusundan biri…
Bütün bunlara rağmen, Fenerbahçe'yi bekleyen büyük tehlike, hakem kararları...Fenerbahçe her maçta hakemi de yenmek zorunda değil...
Hakem dünyasında yerin yedi kat altına kadar bilen eski hakem ve ünlü yorumcu Ahmet Çakar "Gri pozisyonlarda neden hep Fenerbahçe'nin aleyhine karar veriliyor" diye sordu ve çok iddialı ifadeler kullandı... TFF Başkanı Büyükekşi, Çakar'ın korkunç iddialarına cevap veremezse, derin yara alan tarafsız görüntüsünü inandırıcı biçimde düzeltemezse o koltukta fazla oturamaz... Ligin her kademesi için adil ve hakça, dürüst yönetimlere acil ihtiyaç var...
G.SARAY’IN ZAHA’YI TAKDİMİ
Galatasaray ‘ın 2-1 ilk galibiyetine bakmayın… Aslında maç Galatasaray ile Ankaragücü kalecisi Bahadır arasında geçti… Bir kalecinin 90 dakika içinde mutlak gol olacak 6-7 pozisyonu inanılmaz biçimde çıkartmasını ilk defa görüyorum…
Alın Bahadır'ı Ankaragücü kalesinden maç 6-1 / 7-1 biterdi… Galatasaray hem takım olarak, hem bireysel anlamda iyi oynadı… Zaha nihayet kalitesini Premier Lig'den Süper Lig ‘e ve Galatasaray’a taşıdı…
Zaha’nın sol öne gelişi, o alanı iyi kullanan Kerem Aktürkoğlu’nun kaybolacağı anlamına gelmesin… Belli ki Zaha kenarda, Kerem biraz daha içerde İcardi’nin arkasında oynayacak…
Ancak Galatasaray'ın orta sahada biraz daha dirençli olması gerekiyor… Geçiş oyununda rakibe boş alanlar bırakıyorlar, paslaşmalarına rahat izin veriyorlar, savunmanın arkasına atılan uzun toplara engel olamıyorlar…
Bu orta sahayı Torreira üç kişilik oynayarak ayakta tutuyordu… Son bir - iki maçtır Torreira kendi güçlü oyununa dönünce orta saha yumuşak kalmaya başladı… Aslında Torreira bu kadar yükü nereye kadar taşıyacak? N’Dombele, ya da iyi ısıran bir Kerem Demirbay orta alana gereken sertliği sağlamaları ve Torreira’nın üstündeki bu ağır yükü paylaşmaları lazım…
Hep söylüyorum; Galatasaray iyi oynarsa takım kazanır, kötü ya da vasat oynarsa bu defa yıldızlarıyla kazanır… Sonuçta ya kazanır, ya kazanır…
BEŞİKTAŞ: LİGİN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRI
Beşiktaş’ın ilk 7 haftada liderden tam 8 puan geride kalması ligin olağan akışına aykırı... Sıradışı bir durum bu…
Anlamadığım şu: Bu kadro geçen yıl çok iyi işler yaptı… Bu sezon başında iyi işler yaptı… Ancak son haftalarda ciddi anlamda futbol parıltısı kayboldu…
Elbette Konya'da kazanmak çok önemli… En azından camiayı ayakta tutmak için çok önemli…Beşiktaş'ın belki de en büyük şanssızlığı iki büyük rakibi Fenerbahçe ile Galatasaray’ın gözü karartıp çok güçlü kadrolar kurmuş olmaları ve daha ilk haftalardan başlayarak puan olarak, oyun olarak çok öne çıkmaları…
Hele Gedson Fernandes yokluğunda Beşiktaş'ın “Güçlü oyun"u buhar olup uçtu… Gedson bir an önce dönerse, Chemberlian, Rebiç ve diğer yeni transferler daha fazla süre ve puan kaybetmeden kendilerine ve kariyerlerine uygun hale gelebilirse, “ tı alan Üsküdar'ı geçmeden" Beşiktaş kendini toparlayabilir… Herşeye rağmen önümüzde daha çok uzun haftalar var …
Şenol hocanın maç sonu yayıncı kuruluş Beinsport’a çatmasını doğru bulmadım… Ama Digitürk kurulduğu günden beri bu anlayış değişmez… Kötü gidiyorsan, çatacağın yerler bellidir… TFF, MHK, hakemler, VAR odası, medya, özellikle yayıncı …
Eee TFF’ye, MHK'ye ve benzer yerlere çakarsan ceza kapıda… 200'er 300'er bin liraları bulan, hatta geçen para cezaları, hak mahrumiyetleri…
Yayıncıya çakarsan, karşılığı yok, cezası yok… Bu ülkede yayıncı nasıl olsa “şamar oğlanı"… Kurulduğu günden beri böyle …
Bazı yıllarda Fenerbahçe, bazı yıllar Galatasaray, şimdi Şenol hoca…
Yayıncıya çaka çaka, 500 milyon dolarlık mal 100 milyon dolara düştü…
Hakem düdüklerini yayıncı çalmıyor, bayrakları yayıncı kaldırmıyor, VAR odasının anahtarını yayıncı taşımıyor…
Haa , eğer “Şu pozisyon gösterdin, bunu göstermedin" diyorsanız, yaparsınız bir basın toplantısı, koyarsınız görüntüleri ortaya, hiç olmazsa söylediklerinizde haklılık kazanırsınız…
Şu hiç unutulmasın: Ne kadar çok şampiyonluk adayı varsa, yayıncı o kadar çok para kazanır…
LİGİN TADI YOK…
Fenerbahçe, Galatasaray tamam… Müthiş kadroları var, iyi oynuyorlar, tribünler doluyor, ligi sürüklüyorlar…
Ardından A.Demirspor, Trabzonspor, Beşiktaş, Hatay, belki bir - iki takım daha …İzliyorsunuz, tribünlerde ya da ekran başında geçirdiğiniz zamana pişmanlık duymuyorsunuz …
Ama öyle maçlar oluyor ki, açıkcası artık ben tahammül etmiyor ve başka birşey izlemeye başlıyorum… Örneğin bu son hafta Samsun - G.Antep maçından o kadar sıkıldım ki, ilk yarı sonuna maçı bırakıp 1.lig maçına döndüm…
20 takım bu lige çok fazla… Gerçekten çok fazla… Takım ve maç sayısını artırarak yayın gelirini artıramazsınız … Aksine bu ızdırap veren maçlar nedeniyle para da kaçar, seyirci de… Maçların çoğu boşuna mı boş tribünlere oynanıyor… 500 milyonluk yayın geliri boşuna mı 100 milyona düştü…
Çok uzun yıllardır kayıtsız - şartsız haftanın her maçını izleyen biri olarak artık izlemiyorum, maç seçiyorum… Maç iyiyse devam ediyorum, değilse tatlı canımı hiç sıkmıyorum… Bizi bu kötü futbola mahkum edenler, tribünlerden ve ekran başından kaçıranlar biraz da özeleştiri yapabilse… TFF işe bir de bu yönüyle bakmalı… Takım sayısı değil, kalite artmalı...
(Şansal Büyüka)