Editör: Hamza Özalkuş
Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, Sözcü TV'de katıldığı programda Uğur Dündar'ın sorularını cevaplarken, hakemlerle ilgili de çarpıcı ifadeler kullandı.
Türk spor basınının bir numaralı ismi Şansal Büyüka'nın Yeniçağ'daki yazısını örnek gösteren Koç, "Şansal Büyüka bir yazı yazıyor ve 7 haftayı değerlendiriyor. Sonra 'Fenerbahçe'yi bekleyen büyük tehlike hakem kararları. Fenerbahçe her maçta hakemleri yenmek zorunda değil. Hakem dünyasını 7 kat altını bilen Ahmet Çakar 'Neden gri pozisyonlar hep Fenerbahçe aleyhine?' diye soruyor. Mehmet Büyükekşi bu sorulara cevap vermezse, o koltukta çok fazla oturamaz' diyor?" dedi.
Koç, sözlerine şöyle devam etti:
"Hakem atamalarında manipülasyon yapılıyor. Hakem camiasında İzmir gruplaşması diye bir şey var. Bu İzmir grubunun şu anki durumunun hakemler arasında sıkıntı yarattığını, insanların bunu dillendirdiği kulağımıza geliyor.
Yayıncı kuruluş da işin içinde. Hata yapan hakemlerin pozisyonlarını aklayıcı pozisyonlarla örtebiliyorlar. Yayıncı kuruluştaki arkadaşlarına şu pozisyonu alma diyorlar.
Şu isimler, Alper Ulusoy, Hakan Ceylan, Koray Gencerler ve Serkan Tokat titizlikle ve hassasiyetle bakılması gereken isimler olduğu etrafta konuşuluyor. Bu işler böyle devam ederse, bizim maçlarımıza gelemeyecek noktaya gelirler. Gelirler maça ama oturamazlar orada.
Her geçen gün adaletli bir düzeni tesis etme ihtiyacı artıyor. Dünyanın yatırımını yapıyoruz, tüm kulüpler yapıyor. Milyonlar seyrediyor her hafta sonu. Hakemlere adil olma konusunda insanların sinir uçlarıyla oynamama konusunda, insanlara güven tesis etme konusunda büyük sorumlulukları var. Hakem tanımıyorum, analiz edecek kadar. Hafif delilik hakemlik. Çok zor bir. Biz bazen bir pozisyonu dakikalarca seyredip adını koyamıyoruz.
Geçen sen 8 Mart’ta bir operasyon yapıldı, biz Fenerbahçe olarak buna karşı çıktık. Operasyonda ismi geçen hakemlerin çoğu bize ciddi zarar vermiş olmalarına rağmen. Niye karşı çıktık? O dönemin federasyonu, bütün hakem sınavlarını kaldırmıştı. Kural, yabancı dil, atletik test sınavı. Yani tamamen keyfi atamalar yapacak konuma getirmişti. O dönem o kadar korktuk ki, ileriye dönük olarak baştan aşağıya adrese teslim hakemlerle ligi yöneteceklerini düşündüğümüz için tepki koyduk. Zaman zaman Ahmet Nur Çebi buna değinir, ‘Şimdi şikayet etmeyin siz tepki koymuştunuz’ diye. Geldiğimiz nokta itibarıyla görüyoruz ki, o zamanın MHK Başkanı belki de haklıydı. Zamanlama olarak yanlıştı, ama hedeflediğinde haklıydı. Bugün onun düşündüğü noktaya geldiğimiz için üzgünüm.
Bugünün MHK’sine baktığımızda, başkanı ve başkan vekili, geçen MHK’nin iki kilit ismi. Geçen MHK başarısız ise, bunlar niye görevde? Ahmet Bey’in dürüst bir insan olduğu söylenir, futbolun içinden olmadığı için istediği etkinlikte olamayabilir. Ama ‘MHK’nin gerçek başkanı kim?’ sorusu çok soruluyor. Büyükekşi’nin de işi kolay değil. O da tertemiz insanlar getirmek istiyor. Samimi olduğuna inanmak istiyorum. Tereddüte düştüğüm bazı konular var. Ama niyet olarak, kronikleşmiş sorunu çözmek istediğine inanıyorum. Ama yanlış yöntemlerle, yanlış insanlarla.
Hakem camiasında İzmir gruplaşması diye bir şey var. Genelde Ege bölgesi. Ahmet İbanoğlu, Tolga Özkalfa, Alper Ulusoy, Ünsal Çimen var. Bu İzmir grubunun şu anki durumunun hakemler arasında sıkıntı yarattığını, insanların bunu dillendirdiği kulağımıza geliyor. Bir de Oğuz Sarvan grubu var. Oğuz Sarvan’la ilgili kulağıma bilgiler geliyor. Arka planda onun olduğu gibi. Hiçbir şey gizli kalmıyor.
PİMİK diye bir şey var. Hakemleri atayan komite. Burada Ünsal Çimen, Tolga Özkalfa ve İbanoğlu var. Üçü de Ege grubu. Dikkatimizi çeken unsur, bu kişiler atamaları 8 Mart isimleri etrafında yaptığı dikkatimizi çekti. VAR koordinatörü Tolga Özkalfa. Fakat Özkalfa, maaşlı bir profesyonel olmasına rağmen çok meşgul. Kendisi doktor. Düşünebiliyor musunuz, VAR koordinatörü 5 hakem seminerinin 3’üne katılamıyor. E ne oluyor? Bütün sistemi Alper Ulusoy’la Hakan Ceylan’ın eline bırakmışlar. Onlar bütün VAR sistemini organize ediyorlar. En büyük sorun, MHK Başkanı ve kurul üyelerinin hiçbir denetimi, performans ölçümü diye bir şey yok. Geçmişte de böyleydi, şimdi de böyle. Milyonların takip ettiği sektörün en önemli noktasındasınız, sizi denetleyen, ödüllendiren hiçbir şey yok.
Şu iddialar doğru ise, durum çok vahim. Hakemler maça çıkıyor, performans sergiliyorlar, notlandırılıyorlar. Bu veriler yapay zekaya giriliyor ve atamalar oluyor. Ben yapay zekaya inandım. İnancım ciddi anlamda sarsılmış vaziyette. Manipülasyon var. Geçen sene de gördük. Bize sistemi tanıttılar, bir hakemle ilgili veri var. O veri diyor ki, şu takımın maçlarını istemiyorum. Ama bu hakemle ilgili yazılanı hakem yazmamış. Başka biri girmiş. Ve bunu biliyor federasyon. Ben olsam açıklarım, kimin yaptığını ve temizlerim. Geçen sene etap dışı diye bir şey açıkladım. Yapay zeka manipüle ediliyor.
Geldiğimiz nokta itibarıyla işin içinde yayıncı kuruluş da var. Her şeyin monitörü bunlarda olduğu için istediği hakemleri ilerletebiliyorlar, geri çekebiliyorlar. Hata yapan hakemlerin pozisyonlarını aklayıcı pozisyonlarla örtebiliyorlar. Yayıncı kuruluştaki arkadaşlarına şu pozisyonu alma diyorlar. Mesela bir maç var. Karagümrük-Ankaragücü maçı, hakem Hakan Ceylan, İzmir bölgesinden. Hakemin müdahale etmediği bir penaltı pozisyonu var. Halbuki Hugh Dallas’ın seminerde müdahale edilmesi gerek dediği bir pozisyon. Ama bu pozisyon trio programından çıkartılıyor. Yok.
Böyle bir şey yayıncıya kadar gidiyorsa, son derece endişe verici. Sadece görüntülerle değil, istatistiklerle de oynayabiliyorlar. Bunu federasyon başkanının bilmesinin imkanı yok. Hataları örtbas etmek için aklayabiliyorlar, çok konuşulmasını istemediği pozisyonlar için müdahale edebiliyorlar. Gözlemciler bunların ağzının içine bakıyorlar. Gözlemci üzerinden de puanlamayı etkileyebiliyorlar.
Alper Ulusoy falan VAR’dalar. Bütün görüntüler VAR’a geliyor ama sahada hakemin izleyeceği görüntüyü onlar veriyorlar. İddia şöyle; sahadaki hakemi sıkıntıya sokmak istiyorsa belli görüntü veriyor, yardımcı olmak için başka görüntü veriyor. Bu iddialar korkunç. Aslında algoritmayı dışarıda manipüle ediyorsun. Bu kadar ifade edildiği boyutlarda yapılıyorsa vay bizim halimize. Ünsal Çimen gözlemcilerden sorumlu. Çok küçük dokunuşlarla gözlemciler puanları indirebiliyor. Yapay zekaya girmemesi gereken hakemler, hiçbir şey olmamış gibi giriyor.
Şu isimler, Alper Ulusoy, Hakan Ceylan, Koray Gencerler ve Serkan Tokat titizlikle ve hassasiyetle bakılması gereken isimler olduğu etrafta konuşuluyor. Bunlar ‘Sen misin adımızı veren’ diyerek daha da ağır bir şey yapabilirler. Çünkü fütursuzca yapıyorlar. Belki de bir adım geri atarak ‘Biz yanlış mı yapıyoruz’ diyebilirler. Zaman gösterecek. Geldiğimiz nokta itibarıyla geçmiş yıllara istinaden farklı konumda olacağız. Bu işler böyle devam ederse, bizim muhattabımız federasyon yetkilileri hakemler değil, MHK değil. Bizim maçlarımıza gelemeyecek noktaya gelirler. Gelirler maça ama oturamazlar orada.
Bu kadar çalış, bu kadar yatırım yap, uğraş. Çoluğundan çocuğundan feragat et, sonra üç tane adamın elinde oyuncak ol. Sayın Büyükekşi’ye sesleniyorum. Sıkıntı olduğunu kabul ediyor sanırım. Etmiyorsa zaten vahim durum. Bu sıkıntıyı nasıl aşacaksınız? Ben korkuyorum ki, sayın başkan geçmiş başkanlar gibi bunun üstüne gitmeyebilir. Bize tarafsız cesur insanlar lazım.”