PKK’nın ekonomik gücü!
Nedense, kahramanlarımızı yitirdikten, her şehit verişimizden sonra, PKK gündeme getiriliyor.
Çeşitli demeçler birbirine karışıyor.
Her kafadan bir ses çıkıyor.
En önemlisi, öfkeden neyin ne olduğu ya birine karıştırılıyor, ya da asıl hedef unutuluyor.
Oysa, PKK 30 yıldan fazla süredir ne yazık ki varlığını devam ettiriyor.
Kanlı terör örgütü, ABD, bazı Batılı ülkeler, Rusya, İsrail ve Suriye tarafından her çeşit desteğe mazhar oluyor.
PKK aynı zamanda Irak’ın Kuzeyindeki Barzani oluşumuyla “paralel” bir strateji uyguluyor.
Irak’ın Kuzeyi’nde kendine güvenli yerleşim bölgeleri bulan PKK’ya, adı geçen ülkelerin desteğinin yanı sıra, beyaz zehir ve silah alış verişinden büyük pay düşüyor.
Askeri konum ve güçleri bilinen PKK’nın, bunca zaman ortadan kaldırılmamasının nedenleri arasında “ekonomi” büyük yer tutuyor.
Nitekim, İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş, terör örgütünün ekonomik kaynaklarının bir an önce kurutulmasının şart olduğunu öne sürüyor:
“Terör karanlık ve çirkin yüzünü bir kez daha göstermiştir. Türkiye’nin huzur ve güven adası olarak dünyada örnek gösterildiği bir döneme denk gelen bu saldırıyı çok manidar buluyorum.
Devletimiz terörle mücadele konusunda gereken bütün önlemleri almaktadır. Güvenlik güçlerimizin teröre karşı verdiği mücadele her türlü övgüyü hak etmektedir.
Ancak, terörün bitirilmesi için mutlaka ama mutlaka terörün dış desteği de kesilmelidir.
Terörün, ekonomik kaynakları bir an önce kurutulmalıdır. Ekonomik kaynakları kesilen terör örgütünün, güvenlik güçlerimiz karşısında hiçbir şansı yoktur.
İnanıyorum ki, devletimizin teröristlere karşı verdiği mücadele artan bir kararlılıkla sürecek, teröristler ve arkasındaki güçler hüsrana uğrayacaklardır.”
PKK’nın ekonomik durumunu yeniden gündeme getiren Yalçıntaş’a kulak vermek gerekiyor.
Gerçekten de, terörist örgütün bütün ekonomik faaliyetleri kontrol altına alınıp zaman içinde yok edilirse, PKK’nın kendiliğinden çözüleceği biliniyor.
Katırlar üzerinde yapılan ticaretten tutun, mazot veya benzin dolusu depolardan alınan haraca kadar PKK’nın kanlı eli karışıyor.
Asıl girdi kaynağının ise, Batı’ya uyuşturucu madde satıp, elde edilen muazzam para olduğu tespit edilmiş bulunuyor.
Her ne kadar, son yıllarda Almanya ve İngiltere gibi ülkeler, PKK’nın hem gelir hattına hem “para baronları” na karşı mücadele veriyorlarsa da bu yeterli olmuyor.
Oysa, hattın bir ucunda, “uyuşturucu” bir ucunda da “silah” gibi tehlikeli maddeler yer alıyor.
Nereden bakılırsa bakılsın, askeri önlemlerin yanı sıra ekonomik bakımdan PKK’nın çökertilmesi, baş sırayı alması icap ediyor.