TÜİK’e göre, Mart ayında yıllık tüketici enflasyonu yüzde 61,14’e yükseldi. Bu oran Şubat ayında yüzde 54,44’tü. ENAG ise yıllık enflasyonu yüzde 142,63 olarak açıkladı. Ekonomist ve finans uzmanı Murat Özsoy, açıklanan verilerde üretici fiyatlarındaki artışa dikkat çekerek bu rakamların önümüzdeki aylarda, tüketici fiyatları endeksinde bir düşüş beklentisine girilmemesi gerektiğinin altını çizdi.
ENFLASYON RAKAMLARINDA ANA SANAYİ GRUPLARINA DİKKAT
Yurtiçi üretici fiyat endeksinde gerçekleşen artışa vurgu yapan Özsoy, Mart ayı enflasyon rakamları içerisindeki en dikkat çekici kısım, ana sanayi gruplarına göre yurt içi üretici fiyatları endeksindeki artışlardır. Ana sanayi gruplarındaki ürün sınıfları içerisinde, “ara malı” ve “enerji” bir önceki yılın aynı göre sırasıyla yüzde 112.92 ve yüzde 214.87 oranında artmıştır. Aylık bazda baktığımızda da “ara malı” ve “enerji” sınıflarındaki artışlar yine sırasıyla yüzde 8.86 ve yüzde 15.62 olarak gerçekleşmiş durumda” dedi.
ÜRETİCİNİN MALİYETİ ARTMAYA DEVAM EDİYOR
Ara malı ve enerji fiyatlarındaki artışın önümüzdeki aylarda tüketiciye yansıyacağını belirten Özsoy “Ara malı ve enerji fiyat artışları reel sektörde yer alan üretici firmaların çok önemli maliyet kalemleridir. Üreticinin, üretim maliyetlerinin artmasının bir sonucu olarak nihai tüketiciye ulaşan malın raf fiyatlarında da artışlar meydana gelmesi doğal sonuçtur. Mart ayında yıllık bazda yüzde 114.97 oranında gerçekleşen Yurt İçi ÜFE oranı içerisinde ara malı ve enerjide meydana gelen bu artışlar, tüketici fiyatları endeksinde önümüzdeki aylarda bir geri çekilme olmasına ilişkin bir beklenti içerisine girmemize engel teşkil ediyor” diye konuştu.
“ENFLASYON NASIL DÜŞER ?” SORUSU YANITSIZ KALDI
Yılın geri kalanında enflasyonun nasıl düşeceği sorusunun yanıtsız olduğunu belirten deneyimli ekonomist şunları söyledi;
“Demir ve alüminyumda birim fiyat artışlarının geçen yılın Mart ayına göre yüzde 200 seviyelerine yaklaşmış olması; çimento, düzcam gibi inşaat malzemelerinde de yüzde 200 oranında artışlar meydana gelmiş olması; motorin fiyatlarında 2022 yılının ilk 3 ayında gerçekleşen artışın ortalamada yüzde 70’e yaklaşarak, 2021 yılının tamamında gerçekleşen artış oranını şimdiden yakalamış olması; Yumurta, makarna, tavuk eti, un gibi temel gıda ürünlerindeki fiyat artışlarının yıllık bazda yüzde 100 seviyesine gelmiş olması gibi unsurları biraraya topladığımızda yılın geri kalanındaki enflasyon oranının nasıl olacak da düşüşe geçeceği şu anda yanıtı henüz tam olarak verilemeyen soru.
MALİYETTEKİ ARTIŞ DURDURULAMIYOR
Tüm dünyada Kovid-19’dan kaynaklı tam olarak iyileşemeyen sıkıntılar ve üstüne bir de Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın da etkileriyle yeniden baş gösteren tedarik zinciri kısıntılarına ilaveten enerji ve gıda fiyatlarında artışlar varken, nasıl olacak da ağırlıklı olarak yurtdışından ithalata bağlı olan ülkemizde enflasyon aşağıya düşecek? Asıl yanıtlanması gereken soru bu. Nasıl ?”
Maliyet kalemlerindeki artışlar nedeniyle enflasyonun düşmesinin zor olduğuna vurgu yapan Murat Özsoy, beyaz yakalıların da ücretlerinde bir artış olmaması halinde satın alma güçlerinin önemli oranda gerileyeceğini şu şekilde tarif etti;
“Şimdilik yanıtı net olan bir şey var. O da ücretlerde bir artış olmadığı müddetçe beyaz yakalı çalışanların satın alma gücünde bu gidişle yılsonuna doğru olan süreç içerisinde daha da gerilemeler söz konusu olacak.”
HALKIN ENFLASYONU NASIL DÜŞECEK?
Yıl sonunda enflasyonun gerilemesinin mümkün olup olmadığı sorusuna yanıt arayan Murat Özsoy, bunun matematiksel olarak mümkün olduğunu ama halkın enflasyonu diye tarif edilen market ve pazardaki fiyat artışlarında bir gerileme anlamına gelmediğini söyledi.
Özsoy şöyle konuştu:
“Enflasyon yıl sonuna geldiğimizde Aralık ayında gerileyecek mi? Evet büyük ölçüde gerileyecek.
Sebebi ise tamamen matematiksel bir sonuç. Geçen sene Aralık ayında yıllık TÜFE yüzde 36.08 şeklinde çok yüksek geldiği için, bu sene sonunda açıklanacak enflasyon oranı geçen yılın Aralık ayına göre kıyaslanacağı için matematiksel bir sonuç olarak bu yılın ortalarına göre belki düşük çıkacak. Fakat bu, yıl sonundaki göreceğimiz fiyat artışlarının yılın ortalarında göreceğimiz fiyat artışlarından daha aşağıda olduğu anlamına gelmeyecek. Baz etkisi diye adlandırılan bir düşüş söz konusu olacak. Bu da aslında halkın enflasyonu diye tabir edeceğimiz market ve pazardaki fiyat artışlarında bir gerileme olduğu anlamına gelmeyecek.”