Yazar Turgut Özakman’ın düşman işgalini ve Türklerin yaşadıklarını tüyler ürpertici bir betimlemeyle anlattığı paylaşım sosyal medyada gündem oldu.
Twitter’da tarih paylaşımlarıyla dikkat çeken Tarih Saka isimli hesaptan "Şu Çılgın Türkler", "Diriliş-Çanakkale 1915", "Cumhuriyet - Türk Mucizesi 1-2" kitaplarının yazarı Turgut Özakman’ın kaleminden okuyanların tüylerini diken diken eden bir paylaşım yapıldı.
Yunanlıların Ege’yi işgalinin köyünde yaşayan bir Türk’ün gözüyle anlatıldığı satırlar, adeta okuyanları alıp o anlara götürüyor. Söz konusu tweet dizisinde düşman askerlerinin köylünün namusuna, canına kastetmesi ve işgali püskürten kahraman Türk ordusunun imdada yetişmesi anlatılıyor…
Paylaşımda şu cümleler ise dikkat çekiyor:
"O asker senin canını, namusunu, şerefini kurtarıyor.
Şimdi sen bu askerlere "Oruç tutuyor musun, namaz kılıyor musun, cumaya gidiyor musun, hangi partilisin, mezhebin nedir, dinin nedir" diye soru sorar mısın?
O noktadan sonra senin için önemi olur mu?
Bizi birleştiren partimiz, rengimiz, dinimiz ya da mezhebimiz değildir.
Bizi birleştiren maya akrabalıktır, Türklüktür"
İşte herkesin sonuna kadar okuması ve anlaması gereken o paylaşım:
“Rahmetli Turgut Özakman''dan:
Düşünsene;
Köydesin.
Tarlada uğraşıyorsun.
Gazetelerden Yunanlıların Ege''yi işgal ettiklerini okuyorsun.
Yaşadığın köye çok uzaktalar.
Sana gelene kadar durdurulacaklarını ve köyüne gelemeyeceklerini düşünüyorsun.
İki gün sonra gazeteye bakıyorsun.
Komşu şehirdeler.
Yolu yarılamışlar.
Endişeleniyorsun.
Birkaç gün sonra gazete de çıkmaz oluyor.
Çevre köylerden haber geliyor.
Hepsinin basılıp yakıldığını duyuyorsun.
Bıçak kemiğe dayanmış.
Gidecek yerin de yok.
Bekliyorsun.
Sabah oluyor, akşam oluyor sonra tekrar sabah oluyor.
Belki bizim köye gelmezler diyorsun.
Köyden silah sesleri gelmeye başlıyor.
Kaçınılmaz son geliyor.
Artık senin köyündeler.
Düşünüyorsun.
Eşini kızını ve oğlunu kilere saklıyorsun.
Silahını alıp evin camından dışarısını gözlüyorsun.
Dakikalar sonra evin önünde 30 kişilik düşman müfrezesi görünüyor.
Basıyorsun tetiğe.
Biri indi.
Bir daha basıyorsun.
Bir düşman daha indiriyorsun…
Üç dört beş derken mermin bitiyor.
Dalıyorlar evin içine.
Dipçik ile suratını dümdüz ediyorlar.
Aman beni vurup gitsinler de ailemi bulmasınlar diye dua ediyorsun.
Buluyorlar…
Askerlerden üçü "Biz bunu bir sorgulayalım" deyip pis pis gülerek eşini sürükleyip ahıra götürüyor.
Diğer üçü de kahkahalar ile "Biz de bunu sorgulayalım" deyip kızını bahçeye çıkarıyor.
Askerlerden biri oğlunu işaret ediyor.
"Öldürün bunu. Büyüdüğünde intikam almak ister!"
İki asker vurmak için oğlanı evin arkasına götürüyor.
Çaresizsin.
Beni vurun onlara dokunmayın diyorsun ama nafile.
Ellerin bağlı.
Bir şey yapamıyorsun.
"Her şey buraya kadarmış" diyorsun.
Tam bu esnada köyde silah sesleri başlıyor…
Ancak bu sefer çığlıklar köylülerden değil düşman askerlerinden geliyor.
Türk askeri giriyor köye!..
5 Mehmetçik evin arkasına koşuyor oğlanı kurtarmak için.
Düşman askerini indirip oğlanı kurtarıyorlar.
4 Mehmetçik.
Ahıra saldırıyor eşinin ırzına geçmesinler diye.
Son anda yetişiyorlar.
Orada ki düşman askerini de vurup hatunu kurtarıyorlar.
Diğer Mehmetçikler evin bahçesine dalıyor.
Kısa sürede çatışma bitiyor.
Kıza da zeval gelmeden kurtarıyorlar…
O asker senin canını, namusunu, şerefini kurtarıyor.
Şimdi sen bu askerlere "Oruç tutuyor musun, namaz kılıyor musun, cumaya gidiyor musun, hangi partilisin, mezhebin nedir, dinin nedir" diye soru sorar mısın?
O noktadan sonra senin için önemi olur mu?
Bizi birleştiren partimiz, rengimiz, dinimiz ya da mezhebimiz değildir.
Bizi birleştiren maya akrabalıktır, Türklüktür.
Birbirinize sahip çıkın.
Sizin köyünüze sıra gelmeden...
Anadolu’yu vatan yapan, "Yurtta Barış, Dünyada Barış" diyerek bağımsız ve özgür Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran, eşsiz, yüreğinde sadece vatan sevgi ve şuuru olan önderimiz…
Mareşal Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, kahraman ve fedakar komutan ve silah arkadaşları ecdadımızı saygı ve minnetle anıyorum.
Tini şad mekanı uçmağ olsun…
Türkiye''de tek Mustafa Kemal Paşa ismi verilen cami, İzmir, Karşıyaka''dadır.
İlk fotoğraf, 1922…
İşgal askerleri, donlarını fanilalarını zorla Türk kadınlarına yıkatıyor.
İkinci fotoğraf, 1921…
İşgal askerleri, köy meydanında Türk kadınını oynatıyor, poz verirken sırıtıyor.”