Okur ve dostlardan destek iletileri...
Geçen hafta yazdığım "Yazma NFK'yı söver ve döverler" başlıklı yazımın bir yerinde diyordum ki "Köşe yazarlığını bırakmayı bile düşünüyorum ciddi ciddi. Ne olacak o kadar yazdık da ne oldu? Küfür, tehdit, cehalet, yobazlık, kadir bilmezlik..."
İşte bu tümce, bazı dost ve okurlarımızı üzüp etkilemiş, ummadığım içtenlikte ve güzellikte destek ve dostluk iletileri geldi.
Öncelikle yazımın altına yapılan 6 yorum var, onlara teşekkür edeyim. Sonra da e-postama gelen iletilerden özetler sunayım.
İşte onların en çok duygulandıranı:
İyi günler Cazim hocam,
Babam Yeniçağ gazetesindeki yazılarınızın düzenli bir okurudur. Kendisi NFK'yla ilgili yazınıza aldığınız seviyesi tepkilere üzüldü. 91 yaşında olduğu ve bilgisayar kullanmadığı için bu mektubunu benim iletmemi istedi. Mektubu aşağıya alıyorum. (Babam özetle NFK'nın İstiklal Marşı'nın değiştirilip yerine kendi yazdığı şiirin kabul edilmesiyle ilgili olarak İnönü'ye yazdığı açık mektubun kamuoyunu bilgilendirmek için tam metin olarak paylaşılmasını öneriyor.)
Saygılarımla,
Ali Aydın Selçuk
Ve işte bu da dert ortaklığı beni ziyadesiyle mutlu eden, yazar Hürriyet Yaşar'dan:
Cazim Bey,
Yaşama ayrı siyasal noktalardan baktığımızı biliyorum ama, rastladığım yazılarınızdan, siyasal tartışmada söyleyene önyargıyla yaklaşmaktan çok, söylediğinin doğru olup olmadığına önem verdiğinizi biliyorum. (...) Kafayı kullanmadan sövmeye başlayan bilgisiz, bağnaz solcular gibi kafayı kullanmadan sövmeye başlayan Necip Fazıl hayranı ülkücü-dinci karışımı bağnaz sağcıların size yönelik sövgülerine de üzülmeyin bence. (...) Selam ve saygıyla...
Denizli'den yazan Dr. Oğuz Cinbiş'in iletisinden de bir bölümü sunayım:
Muhterem Cazim Bey,
NFK yazınızdan sonra bugünkü köşenizde, şahsınıza yapılan terbiyesizlikleri aktarmışsınız.
Böyle "çukur" davranışlar bekliyordum doğrusu. (...) Bunların ağızlarına, ne Atatürk'ümüzün ne de sizin adınız yakışır. (...) Lütfen, bu "toplumun çöp bidonlarına" gücenip bizler gibi sürekli takipçilerinizi cezalandırmayınız. Sizi, her zamanki neşenizle okumaya devam etmek isteriz. Saygılar sunuyorum.
Gani Aşık'sa şöyle diyor:
"Özellikle son yılların Türkiye'sinde cehalet tavan yaptı, çünkü devletten destek alıyor. Allah sonumuzu hayır eylesin. Lütfen üzülmeyin, insanoğlunun tekamül serüveni, aydınlığın er ya da geç karanlığa üstün geleceğini gösteriyor, sizce de öyle değil mi ?.. Selam ve saygı ile.."
Necdet Öztürk Bey'in uzun iletisini istemeyerek kırpıyorum, bu iletilerin tam metnini, önümüzdeki yıl yayınlamayı düşündüğüm, köşe yazılarımdan bir demetin yer alacağı deneme türü kitabıma alacağım.
"Sayın Hocam, bir kendini bilmeze bakıp yolunuzu değiştirmeyin. (...) Çeşitliliğinizi, kaliteli olanı yansıtan yazılarınızı zevkle izliyorum. (...) Hocam, siz onlara aldırmayın, hatta şikâyetten de vaz geçin, bu tarz düşünce sahibini ciddiye almış olursunuz. (...) Ufkumuzu açan, renklendiren, bilgilendiren yazılarınızın devamını bekliyoruz. Saygılarımla."
Ve Erzurum yıllarımdan beni tanıyan bir gerçek Dadaş, İbrahim Bilaloğlu aradı telefonla "Ne zaman başın sıkışırsa, de geleyim Ağabeyi, geleyim de göreyim, kimmiş o seni üzenler" dedi.
Sağ olun güzel dostlar, siz var oldukça ben her mihnete, her hakarete ve tehdide göğüs gererim. Selam ve saygılar...