Öcalan yeniden yargılanmalı!
Değerli hukukçu ve yazar Sayın Suay Karaman’ın İlk Kurşun Gazetesi’nde 17 Kasım 2014’te yayımlanan “Suç Duyurusu” başlıklı harika yazısından aldığım çok küçük bölümleri sunuyorum. Okuyalım efendim:
“PKK (Partiye Karkeren Kürdistan-Kürdistan İşçi Partisi) terör örgütünün başı, bebek katili Abdullah Öcalan, Türkiye’den kaçarak, Suriye, Rusya ve İtalya’da yaşamaya başladı. (...) ABD başta olmak üzere, yapılan pazarlıklar sonucunda Abdullah Öcalan, 15 Şubat 1999 tarihinde Kenya’nın başkenti Nairobi’den teslim alınarak, Türkiye’ye getirildi. Türkiye’de yapılan yargılama sonucunda ’devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak’suçu nedeniyle mahkûm olmuş ve halen bu cezasını İmralı Adası’nda kendisine tahsis edilen lüks mekânda çekmektedir. Aldığı ceza, 15 Şubat 1999 tarihine kadar olan terör eylemlerini kapsamaktadır.”
“(...) İmralı’daki mahkeme bu ilişkileri yeterince araştırmamış, açıklığa kavuşturulması için çaba göstermemişti. PKK terör örgütünün başına Alman, İngiliz ve İsveç devletleriyle yakın ilişkileri sorulmadığı gibi, Almanya, Fransa ve İngiltere’den PKK terör örgütünün uyuşturucu kaçakçılığına ilişkin dava dosyaları da istenmemiştir. Yurt içinde ve yurt dışında PKK terör örgütüyle iş birliğine girenler ile destekleyenlerin sorgulanmadığı bir süreçte, mahkeme hüküm vermiştir. Bu dava, her yönüyle yeniden görülmelidir. Ancak bunların hepsi 15 Şubat 1999 tarihine kadar olan terör eylemleridir.”
“(...) İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM) 2. Dairesi (...) PKK’nın terör örgütü olduğuna tekrar vurgu yapmış, Öcalan’ın, örgütü ile olan bağlantısının da tekrar altını çizmiş ve bu bağlantının sürdüğünü ifade etmiştir. İHAM tarafından yapılan bu saptamaların, ülkemizde bugüne kadar yapılamamış olması, son derece üzücüdür ve üzerinde önemle durulması gereken olgulardır.”
“Cezaevine konulan bir kişinin, kendisine yüklenen suç ile bağlantısının kesilmesi gerekmektedir. Öcalan’ın, cezaevine girdiğinde PKK terör örgütüyle önce kesilen bağlantısı, daha sonra tekrar sağlanmıştır. Dünyada ilk kez böyle bir olayla karşılaşılmaktadır. PKK terör örgütünün yönetici olan diğer kadrosu dağda can güvenliği ile uğraşırken, cezaevinde devlet tarafından can güvenliği sağlanan Öcalan, cezaevinden PKK terör örgütünü yönetmektedir. Türkiye Cumhuriyeti sınırlarına girdiklerinde haklarında soruşturma açılacak olan Kandil Dağı ya da benzeri yerlerdeki kişilere, Öcalan’ın mesajları ve talepleri iletilmekte, PKK terör örgütü bu talepleri gözeterek hareket etmektedir. Bu kişilerle iş birliği içinde olanların ve Öcalan ile mesaj trafiğine izin verenlerin, iç hukuka göre soruşturulması gerekmektedir.”
“(...) PKK terör örgütü ile ilgili tablonun bu duruma gelmesi karşısında, Öcalan hakkında tekrar soruşturma açılmalıdır. Öcalan hakkında ömür boyu hapis cezası verilmiş olması, Öcalan’ın tekrar ortaya çıkan örgüt yöneticiliğinden yargılanmasına engel değildir. Çünkü PKK, hem iç hukuk yönünden, hem de uluslararası hukuk yönünden silahlı terör örgütü niteliğini taşımaktadır ve Öcalan’ın bu suçtan yargılanması için silahlı olmasına gerek bulunmamaktadır.”
“Bugün ülkemizde onbeş bine yakın hâkim ve savcı vardır, seksen binden fazla avukat vardır, akademisyenler vardır, milletvekilleri vardır, demokratik kitle örgütlerinin yöneticileri vardır. Ancak sadece Yargıçlar Sendikası Başkanı ve Çankırı Hâkimi olan Ömer Faruk Eminağaoğlu bu konu hakkında suç duyurusunda bulunmuştur. Hukuksuzluklardan hesap sormak isteyenlerin, Sayın Eminağaoğlu’na destek vermeleri ve siyasi iktidardan da hesap sormaları gerekmektedir.”
Sayın Karaman’ın yazısının tümünü okumanızı dilerim. İnternetteki www.ilkkursun.com adresinden yazıya ulaşabilirsiniz.
Esen kalın efendim.