Obama'nın başkanlığı AKP'nin sonu mu?
Beklenen oldu Amerika seçimlerinde siyahî Demokrat aday Barak Obama, seçimi kazandı. Bizim basını izlerseniz sanırsınız Obama, başkan olunca Türkiye’yi kurtaracak. Belki de öyle olacak ama onların tahmin ettiği şekilde değil. Olayı doğru değerlendirmek lazım. Obama’nın seçimi kazanmasının, Türkiye için iyi ve kötü yanları var.
Dış politikada olacak bazı şeyler Türkiye için kötü, ancak işbaşındaki AKP iktidarı açısından beklenen gelişmelerde iyi beklentiler diye sayabiliriz. İsterseniz sizinle adım adım değerlendirelim. Bana göre Obama’nın 20 Ocak 2009 tarihinde başlayacak başkanlık sürecinde şunlar olabilir;
Siyahî liderin dış politika deneyimi hiç yok. Bu konu da öyle el yardımıyla yapılacak bir konu değil. Dolayısıyla bu konuda aynı, Bush yönetiminde Cheney’nin üstlendiği gibi yeni başkan yardımcısı Biden’e yüklenecek bir sorumluluk. Biden ise dış politika konusunda Türkiye’ye hasım yani düşman bir kişi.
Türkiye’nin önem verdiği konulardan Kuzey Irak üzerinde Biden, Kongre’ye senatör olarak sunduğu önergede Irak’ın parçalanması ve üç ayrı devlete; Kürt, Şii ve Sünnilerin ayrı devletlere dönüşmesini istemişti. Bu gerçekleşebilir, zira ABD ekonomisine darbe vuran faktörlerden biri olan Irak savaşından Amerika biran önce sıyrılmak isteyecektir.
Ayrıca Obama ve yakın çevresi Türkiye’yi rahatsız edecek olan iki konuda şimdiye kadar hiçbir başkan adayının girmediği düzeyde taahhüt altına girdi. Bunlardan biri Ermeni soykırımı, ikincisi Kıbrıs. Ermeni soykırımı için verilen güvence Ermenistan sınırının da açılmasını gerektirecek. Kıbrıs’ta ise Türk askerinin adadan çıkması ve Rumların isteği doğrultusunda bir çözüm ufukta görünüyor.
Bu durum fanatiklerin bol olduğu ABD’de bir çılgının başkana suikast düzenlemesi ile daha da elle tutulur bir hale gelebilir. Hatırlarsanız bunu iki fanatik daha adaylık sürecinde planlamıştı. Böyle bir durumda, aynı Kennedy suikastında Başkan yardımcısı Johnson’un başkanlığa getirildiği gibi görevi Başkan yardımcısı Biden devir alacaktır. Gerisini siz düşünün.
Gelelim bu yeni başkanın, Obama’nın başına bir şey gelmeden işbaşında kalması durumundaki gelişmelere. Obama hakkında çıkarılan Müslümanlık söylentileri yüzünden bence yeni başkan kendisini İslam ve Müslümanlık konularından uzak tutacaktır. Kendi Müslüman geçmişinden kurtulmak için bu yolu seçecektir. Bu da ılımlı İslam hayalini tamamen yok edecektir. Gene seçilecek bu yol AKP’nin figüran rolünü de elinden alacak.
Ayrıca Amerikalı Demokratlar genelde kendilerini ülkenin entel takımından sayar ve Cumhuriyetçileri de köylü ve cahil kabul ederler. Dolayısıyla kendini Türkiye’nin tabanı sayan ve elitlerle alay eden AKP iktidarı da onlar için Amerikalı Cumhuriyetçiler düzeyinde. Ayrıca kendilerinden önceki liderlerle aşna fişne olan yabancı liderlere kuşku ile yaklaşırlar.
Bu durum ne hikmetse bana hep yazdığım gibi Baba Bush’un kadim dostu olan Turgut Özal’ın Clinton iktidarı sırasında baş aşağı gidişini hatırlatır. Tayyip Erdoğan da Turgut Özal’ın yolunu izlediği için bence bu kaçınılmaz son önümüzdeki günlerde kaçınılmaz olacak gibi. Erdoğan da bunu bildiği için yardımcısı Davutoğlu’nu Obama’ya yollamış, ancak Obama’ya ulaşamayan Davutoğlu onun bir yardımcısı ile görüşmüştü. Bu görüşmenin hemen ardından ertesi gün Obama’nın Ermeni soykırımı üzerine yaptığı zehir zemberek açıklama da seçim kampanyası değil, bence Ankara’ya bir mesajdı.
Bu seçimler konusunda basınımızda yer alan yorumlar ise gözleri yaşartacak düzeyde. Sanki Amerika’ya başkan değil de Türkiye’ye başbakan seçiliyor. Yapılan tahminler de bir garip. Amerika’da on beş gün kalan her gazeteci ülkeyi bizim gibi yaklaşık 30 sene kalanlardan daha iyi anlamış. Herhalde biz geri zekâlıyız, hâlâ Amerikan sisteminde anlayamadığız yanlar olduğu için.
Evet, sevgili okurlarım, inşallah bu siyahî liderin açılan şansı; Türkiye’nin bahtını karartan AKP iktidarının da sonunu hazırlar da benim ülkemin de şansı açılır.