O söyledi, onlar da çocukları bıraktı
Washington’da gazeteci olarak çalışmanın hem avantajları hem de dezavantajları vardır. Avantajları zaman zaman bazı tarafların yaptığı açıklamaların içyüzünü bilirsiniz, mutlaka kulağınıza gelir. Dezavantajı, dış haber olduğu için gazeteler ilk olarak dış haberler veya dünya sayfasını harcadığı için haberiniz genelde normalden az girer sayfaya.
Bizim bir olayımızda Türkiye’den yapılan bazı açıklamalara bıyık altından gülmek zorunda kalmanız gibi. Diyeceksiniz ki nerden çıktı bu konu. Aklıma Egemen Bağış’ın askerlerin kafasına torba geçirilmesiyle ilgili yaptığı açıklamaları duyunca geldi. Herhalde Bağış bizim bu olayın ayrıntılarını unuttuğumuzu sanıyor. Bu açıklamalara bırakın bıyık altından gülmeyi, birçok Amerikalı yetkili de dakikalarca güldü...
Beni şaşırtan bizim muhalefet partilerinin bu olayın gerçek yüzünü öğrenmek istememekteki yavaşlık veya arzusuzluğu Bu görüşmelerin tüm kayıtları Dışişleri’nde ve Başbakanlık’ta var. Bu teyplerin serbest bırakılmasını ve kamuoyuna açıklanmasını isteyebilirler. İşte o zaman Türk halkı da bizim Davos fatihinin nasıl Cheney’ye “Bırak ulan bizim çocukları” dediğini öğrenmiş olur.
Aslında Egemen Bağış da gerçeğin ne olduğunu biliyor, ama çiçeği burnunda bakanı yalanlamak şimdilik bana düşmez. Zaten anladığım kadarıyla Türk kamuoyu da yemedi bu açıklamayı. Bu konuda eski Genelkurmay Başkanı, Hocam General Özkök de açıklama yapabilir. Onların Ankara’da siyaseti nasıl zorladıklarını çok kişi iyi biliyor.
Neyse bugün yazmak istediğim konu bu değildi. Sizlere 2009 yılının Ermeni soykırımı ve Ermenistan sınırı ile Kürt federasyonu yılı olacağını anlatmıştım. Allah kahretsin ki bu tahminlerim de doğru çıkıyor. Ermenistan Dışişleri Bakanı ile yapılan yoğun görüşmelerle bizi diplomatik olarak tanımayan, sınırlarımızı kabul etmeyen Ermenistan’a soykırımı konusunu ertelemesi için tavizler verilmeye hazırlanıyor. Evet, sevgili okurum, birkaç haftaya kadar Türkiye, Ermenistan sınırını açacak. Hem de karşılığında soykırımı konusunda bir avantaj elde etmeden. Ama unutulan şey, ABD’deki Ermeni diasporasının yeni soykırımı yasa tasarısını hazırladıkları ve pek de Erivan’ı dinlemedikleri noktası.
AKP bu yıl içinde bir de Ermeni soykırımı konusunun yaşadıkları dış politika başarısızlıkları bakımından fazla olacağına inanıyor. Adamlar haklı, gün geçtikçe partililer tarafından düzenlenen düzmece miting ve heyecan gösterilerine rağmen ülkede uyguladıkları “hamdolsun ekonomisi” halkı incitmeye başladı. İşsiz kalan binlerce kişinin yanı sıra kapanan binlerce işyeri de işin cabası.
Bu arada AKP’nin yolsuzlukları teker teker su yüzüne çıkıyor. Yolsuzluklarla hesaplaşma adına söz vererek işbaşına gelen bir iktidarın gırtlağına kadar nasıl pisliğe batması ne garip ve yenilir yutulur bir şey değil. Bu veya böyle haberler önümüzdeki aylar ve yıllarda daha fazla duyulacak.
Sırada bir de Apo’yu İmralı’dan çıkarıp siyasete hazırlama var. Ardından Güneydoğu Anadolu’da federe bir Kürt devletinin kurulması. Bugünlerde hem Avrupa’dan, hem de Erbil’den yapılan açıklamalar bu yönde değil mi. Barzani’si, Talabani’si ve Brüksel’deki onların ağababası Avrupalı bozguncular şimdilerde zemin hazırlayıp duruyor. Allah’tan onların da başı ekonomik krizle belada da biraz işler ağırdan gidiyor.
Hafta içinde iki AKP’li, bir MHP’li milletvekilinden oluşan Türk-ABD Parlamentolararası Dostluk Grubu Washington’da temaslarda bulundu. Bence Erdoğan’a buradan götürdükleri mesaj işlerin iyi gitmediği yolunda. Özellikle başında bir Amerikalı Yahudi’nin olduğu Amerikalı parlamenter grubun mesajı da kolay yutulacak gibi değil.
Bu heyetin Washington’daki resmi temasları arasında yer alan ABD Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin ana konusu bizim sıkıntılarımız değil onların bizden istedikleri ve enerji hattı konularından oluştu. Özetle gönül istese bile sizlere ABD başkentinden hayırlı bir haberim yok bu yazımda da.