İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Bahçeli'nin DEM Partililerle tokalaşmasına değinen Dervişoğlu, ''Hangi amaçla HÜDA PAR'a el kaldırdıklarını hangi amaçla DEM'e el uzattıklarını biliyoruz. Anayasa konusunda hükümete önerilerimiz olacak. Türkiye büyük bir ülkenin Türk de büyük bir milletin adıdır. Bu büyük milletin kaderini onlara emanet etmeyeceğiz'' ifadelerini kullandı.
Dervişoğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
''Çocuk istismarına "Bir kereden bir şey olmaz" diyenleri unutmayacağız. ''Kadın herkes içinde kahkaha atmayacak, iffetli olacak" diyenleri unutmayacağız. ''Kadın ve erkek eşit olamaz, bu fıtrata aykırıdır" diyenleri unutmayacağız. Türk kadını için ''evinin süsü'' diyenleri, "kadın çalışmayı tercih ederek fuhuşa hazırlık yapmış oluyor" diyenleri de unutmayacağız ve "Tecavüzcü, kürtaj yaptıran tecavüz kurbanından daha masumdur" diyen zihniyetin karşısında duracağız. Bu millet, hak edilenin, hakkın suskun kalınarak alınamayacağını biliyor.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı da çıkıp, kadına yönelik şiddeti ve kadın cinayetlerini bu coğrafyadan kazımak için mücadelemizi amasız fakatsız sıfır tolenras ilkesiyle kararlılıkla sürdüreceğiz şeklinde bir sosyal medya paylaşımında bulunmuş. 22 yıldır bu ülkeyi yöneten siz değil misiniz?
"'BEN' DEĞİL, 'BİZ' ŞUURUNUN GELİŞMESİNİ SAĞLAYACAĞIZ"
Konuşan Türkiye’yi Allah’ın izniyle yaşama geçireceğiz, onun mücadelesini veriyoruz. Milletçe daha güçlü bir Türkiye’yi inşa etmek için ‘Ben’ değil, ‘Biz’ şuurunun gelişmesini sağlayacağız. Biz olacağız biz, başka çaremiz yoktur. Farklılıkları zenginlik gören birbirine kenetlenmiş bir millet olursak o zaman gerçek anlamda büyük Türkiye idealinden bahsedebiliriz.
Bugün, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin içi boşalmış bir kabuktan ibaret olduğunu hepimiz görüyoruz. Bunu AK Parti’ye oy vermiş vatandaşlarımız da görüyor. AK Parti’ye oy vermiş seçmene saygımız sonsuzdur. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle, yani Saray oligarşisi AK Parti’yi AK Parti olmaktan, Recep Tayyip Erdoğan’ı da Recep Tayyip Erdoğan olmaktan çıkarmıştır.
"AK PARTİ'YE OY VEREN VATANDAŞLARIMIZ RAHATSIZ OLUYOR"
Her alandaki tek adamlık partinin devletleşmesi, devletin partileşmesi yaşanan yolsuzluklar, adaletsizlikler AK Parti’ye oy vermiş vatandaşlarımızı da rahatsız ediyor. Onlar da bir çare arıyor. Dün AK Parti’ye oy vermek için onlarca gerekçeleri varken, bugün oy vermemek için yüzlerce gerekçeleri var.
2018 yılında geçilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sonrasında, makro ekonomide demokrasiye satın alma gücünden yaşam kalitesine kadar her alanda ciddi gerilemeler yaşadık. İtibar edenin pek kalmadığı ama istatistik diye sundukları, enflasyondan işsizliğe, büyümesinden yaşam memnuniyetine, güvenilirlik düzeyi sorgulanan tüm veriler dahil kötüleşmeye işaret etmektedir. Ülkeyi nasıl bir bataklığa sürüklediklerini artık yalanla bile saklayamaz haldeler.
"KONTROLSÜZ GÜÇ ATEŞ GİBİDİR"
TÜİK’in verileri bile geçtiğimiz ay itibarıyla kiraların yıllık yüzde 117’den fazla arttığını söylüyor. Milletin barınacak yer bulamaması mı sizin sosyal devlet anlayışınız? Birileri gayrimenkul krallıklarını kurarken, emeklinin, işçinin, öğrencinin kiralayacak ev bulamaması mı sizin sosyal devlet anlayışınız? Tüm bu sorunların hataların temelinde sistem değişikliği ile bir kişiye verilen sınırsız yetkiler yatıyor. Güç ölçüsüz olduğunda güç olmaktan çıkar. Kontrolsüz güç ateş gibidir. Alevi büyüdükçe herkesi her şeyi yakmaya başlar. Sonunda o ateş kendi sahibini de kül eder.
"ÇARE PARLAMENTER DEMOKRATİK SİSTEM"
İşte bu yüzden ben çarenin her zaman olduğu gibi parlamenter demokratik sistemde yattığı görüşünden hiç vazgeçmedim. Asla vazgeçmeyeceğim. Parlamentosu güçlü olmayan bir ülkede halk seçtiği vekiller tarafından temsil edilemiyor demektir. Bu başkanlık sistemi, yıllardır şikayet edilen bürokratik oligarşiyi daha da güçlendirmiş ve derinleştirmiştir.
YENİ ANAYASA TARTIŞMALARI
Ancak anayasa değişikliği, birilerinin güç arzusunu meşrulaştırmak için bir araç haline getirilecekse ya da bu tartışma üzerinden suni gündemler yaratılacaksa hiç kimse benden ve İYİ Parti’den buna rıza göstermemizi beklemesin. Bizim mücadelemiz bu milletin iradesini ve özgürlüğünü tam anlamıyla temsil eden bir sistem içindir. Halkın sesi olmaktan asla geri adım atmayacağız.
Bu ülke elbette tartışarak ve sahip olduğu potansiyelin farkına vararak tüm problemlerini aşacak güçtedir. Ancak ‘Erdoğan nasıl bir daha aday olur, 5 yıl daha nasıl Cumhurbaşkanı yaparız, nasıl seçimi kezanır’ gibi sorulara cevap arayan bir tartışmada, tartışmanın adı anayasa tartışması dahil olsa biz yokuz, İYİ Parti yok, cesurlar yoktur."